SAYIN BASIN MENSUPLARI,
DEĞERLİ BAŞKAN,
BİLİNDİĞİ GİBİ AĞIRLIK OLARAK SOSYAL ALANDA FAALİYET YAPAN BİR DERNEĞIN YÖNETİCİSİYİM. BELÇİKA GENELİNDE VE GİDEREK ARTAN BAŞVURULAR BENİ DERİNDEN ETKİLEMEKTE. SİZLER ARACILIĞI İLE HİÇ KİMSEYİ HEDEF ALMADAN, ÖNEMLİ BİR KONUYU TOPLUMUMUZLA PAYLAŞMAK İSTİYORUM.
BELÇİKA'DA YAŞAYAN TOPLUMUMUZUN İNSANLARI HER ALANDA GURUR VERİCİ BAŞARILI ÇALIŞMALAR YAPMIŞ, KARİYER SAHİBİ OLMUŞ, BELÇİKA YASALARINA SAYGILI BİR TOPLUM OLMAMIZ BAZI ALANDA SORUNLAR YAŞAYAN, KADERİNE TERKE EDİLMİŞ İNSANLARIMIZIN OLDUĞUNUDA GÖRMEMEZLİKTEN GELMEMİZİ GEREKTİRMEZ.
BU İNSANLARIMIZA KULAK VERECEK DERTLERİNE ÇARE BULACAK BU TOPLUM İÇİNDE YETİŞMİŞ ÇOK ÖNEMLİ YERLERE GELMİŞ DEĞERLİ İNSANLARIMIZ YOK MU?
SİZE BİR ÇARESİZ BABANIN İMDAT ÇAĞRISINI AYNEN AKTARMAK İSTİYORUM
Bu sadece yüzlerce dosyalarımdan bir örnek..
"Hanım efendi bu benim son yalvarışım. Çaresizlikten hayatıma son vermeyi bile düşünüyorum. Ben Belçika vatandaşı olmuş Türk kökenli, 4 çocuk babasıyım.
Eşimi 2 sene önce kanser hastalığından kayıp ettim. Aralıksız 29 senedir çalışıp Belçika Devletine ekonomik katkıda bulunan biriyim. Bir erkek olarak küçük yasta olan çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektiğim için, çocuklarıma sahip çıkacak biriyle Türkiye'de evlendim.
Vize başvurusu esnasında, oradaki T.C vatandaşı görevlinin eşime hakaret nitelikli sorusuna "sorularınız özel hayata tecavüz ve insan haklarına aykırı değil mi?" cevabına kızan görevli "haydi Belçikaya gidebilirseniz gidin" demesiyle dosya sahte evlilik olarak 1 sene sonra reddedildi.
Çalmadığım kapı kalmadı. T.C Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, T.C Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika Dışişleri Bakanlığı, Bakanlar hepsine yardım çağrndısında bulundum. Kimse sesimi duymadı.
Beni en çok üzen durum ise Belçika da, bizlerin oylarıyla seçilen siyasetçilerimizin tutumu oldu. Kapılarını çaldım, görüşme talebimi reddedenlerde oldu, yüz yüze konuştuklarımda, telefon numaralarını verenlerde, ama aradığımda ya yanlış numara veya kendileri değil başkaları çıkıyordu.
Son ümidim sizsiniz. Yalvarıyorum bir şeyler yapın, artık dayanamıyorum. Çocuklarım perişan durumda, çaresizim.
Belçika Federal Hükümetin göç yasalarıyla ilgili çıkardığı yaşalar var. Bu ülkenin vatandaşları olarak Belçika yasalarına uymak, saygı göstermek mecburiyetindeyiz. İçimizde bazı istisnalar yok mu? Tabii ki vardır. Ama kurunun yanında yaşda yanınca buna, siyasetçilerimiz dur demeli ve gerekli başvuruları yapmalıdırlar. Unutmasınlarki bu toplumun değerli insanlarının sayesinde bir yerlere gelmişlerdir.
Sizlerin değerli zamanını almak istemiyorum ama sizlere okuduğum bir kitaptan bir bölüm aktarmak istiyorum.
Cesim Avcı'dan "Son Peygamber Hz. Muhammed" adlı eserinden sayfa 117.
Hz. Peygamber'in görev verdiği kimseler hakkındaki ölçüsü liyakat ve ehliyetti olması. Başarısız olanları görevden alır ve daha layık olanları görevlendirirdi. Yönetici'de soyluluk ve zenginlik gibi hususları değil. İnancı esas almış; herkese kabiliyeti çerçevesinde fırsat eşitliği tanımıştı.
Bu sebeple ehli olan genç sahâbilerin önemli görevlere getirildiği görülüyor. Rivayete göre Amr B. Hazm, Necran'a vali tayin edildiğinde 17 yaşındaydı. Hz. Peygamber diyorki "Kim bir topluluk içinde Allah'ın daha çok razı olduğu bir kişi bulunduğu hâlde, bir başkasını o göreve getirirse Allah'a, Resulüne ve müminlere ihanet etmiş demektir ki Allah'ın lâneti onun üzerine olsun. Allah ondan ne bir tövbe ne bir fidye kabul eder"
Yorum saygıdeğer Türk Toplumunundur.
SAYGILARIMLA
BAŞKAN : ESMA CANER
