Haberin yayım tarihi
2010-04-20
Haberin bulunduğu kategoriler

Ermeni Açılımı, 'Kaçak Ermeniler' ve Sahipsiz Ahıskalılar..

Ankara'nın, ABD Temsilciler Meclisi ve İsveç Parlamentosu'nda kabul edilen Ermeni tasarılarına verdiği tepkiler arasında gündemi en çok meşgul eden ne Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın, ne de Stockholm Büyükelçimiz Zergun Korutürk'ün geri çekilmesi oldu. Başbakan Erdoğan'ın BBC televizyonuna verdiği demeçte gündeme getirdiği "Türkiye'de bulunan 100 bin kaçak Ermeni" hem içeride hem de dışarıda tartışmaların odağındaydı.
        
Dış basında, 100 bin Ermeni'nin gündeme getirilmesi bir çeşit şantaj olarak değerlendirildi ve Türkiye karşıtları bu açıklamadan faşizan birtakım anlamlar çıkartmaya çalıştı. Ancak açıklamanın ardından yaşananlar aslında, Türkiye'nin "bakın her şeye rağmen biz Ermenistan vatandaşlarına sahip çıkıyoruz, siz ise bize adil davranmıyorsunuz" mesajını iletmeye çalıştığına işaret ediyor. Öte yandan Erdoğan'ın Ermeni Cemaati liderlerinden Bedros Şirinoğlu ile yaptığı ve Şirinoğlu'nun "1915'te, iki çok samimi arkadaşın arasına nifak sokulmuştur. Bunu soykırım olarak nitelemeye gerek yok. Her nedense bu olayın üstü kapatılmak istenmiyor. Ermeniler kendilerini Türkiye'de güvende hissediyorlar. Diasporada yaşayanlar gelsinler Türkiye'deki Ermeni vakıflarını, mallarını, mülklerini, okullarını, Ermeni vatandaşların yaşantılarını görsünler, sonra karar versinler." sözlerini sarf ettiği görüşme bu kadar yer almadı basında. Türkiye'nin lehine kullanmak istediği bir durum aniden yurt dışında Türkiye'nin aleyhine kullanıldı çünkü.

Erdoğan Ermeni cemaatiyle görüşüyor, Türkiye'nin, Ermenistan vatandaşlarının çocuklarının eğitiminden sağlık hizmetlerine, bu kişilere sahip çıkacağını açıklıyordu. Aslında bu noktada benim aklıma takılan, daha doğrusu gündeme getirmek istediğim konu Türkiye'deki kaçak Ermenilerden ziyade, 1944 yılında Sovyetler Birliği döneminde Kafkasya'dan, yurtlarından bir gecede koparılarak sürülen Ahıska Türkleri.

Derdim veya sıkıntım bu ülkenin vatandaşı olan Ermeniler ile değil, Türkiye'de halen kaçak olarak hayatını sürdürmeye çalışan Ermeniler de değil. Hele hele Başbakanın, sağlığı ile özel olarak ilgilendiği Ermeni genci de değil.

Türk milleti olarak, İslam'ın da bize kattığı hoşgörü, yardımseverlik, iyilik gibi duygularımızı hala kaybetmemiş olmamız sevindirici elbette. Zira bizden başka türlüsü de beklenemezdi. Ancak, ülkemizde kaçak olarak bulunan Ermenilerin çocuklarının eğitimi için gösterilen çabaların, Temmuz 1992'de kabul edilen 3835 sayılı "Ahıska Türkleri'nin Türkiye'ye Kabulü ve İskanı Kanunu" ve bu kanuna ek olarak yayınlanan çeşitli genelgelere rağmen, uzun yıllardan beri Türkiye'de yakalanma korkusuyla yaşayan, hiçbir sosyal güvenlik imkanından yararlanamayan, sahip oldukları diplomalar geçerli olmadığı için neredeyse okuryazar bile kabul edilmeyen, çocuklarını okula dahi gönderemeyen, sürekli polis korkusu altında yaşayan, kaçak oldukları için birçok işyerinde, bu konumlarından da yararlanılarak neredeyse boğaz tokluğuna çalışmak zorunda kalan, yakalandıklarında da hemen sınırdışı edilen Ahıska Türkleri için de gösterilmesini istiyorum. Ahıska Türklerinin sessiz feryatlarının duyulmasını, sorunlarının çözülmesini, "Biz Türküz, bizim vatanımız Türkiye'dir" diyen, yıllar yılı sürgün hayatı yaşayan bu insanlara çok görmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Bu isteklerim aslında sadece Ahıska Türkleri ile ilgili değil. Türkiye'de yasa dışı olarak hayatlarını sürdüren Ermenistan vatandaşlarına tanınan hoşgörünün, iyi niyetin, benzer konumda olup anında sınır dışı edilen Kazak, Kırgız, Özbek, Türkmen ve hatta Rus ve Ukraynalılar için de gösterilmesini istemek doğal bir hak değil midir?

Umarım, bu isteklerim karar verme makamında olanlar tarafından doğal olarak karşılanır ve benzer uygulamalar, anılanlar için de yerine getirilir.

Ayfer Işık Aksu
aaksu@globalyorum,com  
 
 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.