Haberin yayım tarihi
2007-11-07
Haberin bulunduğu kategoriler

Fiyaskonun kamuflajı üçlü mekanizma!

Günün Yazısı/Sebahattin Önkibar..
 
Ne yalan söyleyeyim, ilk kez Tayyip Erdoğan'ın beni yanıltabileceğini düşünmüştüm..
Öyle ya; inceldiği yerden kopsun, bıçak kemiğe dayandı, sabır taşı çatlamıştır ve artık sözün bittiği yerdeyiz diyen oydu.
 
Dahası, bütün sözlerin ardından, 'Bir yapacağız ama pir yapacağız'ı  ilave eden de oydu.
Peki sonuç ne mi oldu?

Fiyasko ve daha da ötesi...

Meğer Başbakanımızın ettiği onca ağır sözler, şüphelenip yazdığımız gibi Türk toplumunda yükselen infiali gemlemeye, yani gaz almaya matufmuş.

Evet Beyaz Saray'daki 5 Kasım 2007 Bush-Erdoğan görüşmesi fotoğrafı,  mübalağasız Türkiye'nin teslimiyet ilanının fotoğrafıdır.

Tayyip Erdoğan, adeta böylesi bir teslimiyetin töreni için Washington'daydı.

Şu fotoğraflara bakın:

Bıçak sırtındaki Türkiye, günler ve haftalarca saat sayarak bu görüşmeye hazırlanırken ABD, Ankara'yı zerre umursamamış ve Türkiye'nin belki de tarihinin en ağırlıklı 7 kişilik devlet kadrosunun karşısına, Başkan sadece bir dışişleri yetkilisi ve büyükelçi ile çıkmıştır.

Söyler misiniz böylesine ciddiye alınmayıp, umursanmayan bir görüşmeden nasıl sonuç çıkardı?

Nitekim çıkmadı...

Buluşmanın sonucu veya bilançosu, üçlü mekanizmanın kurulması ve istihbarat paylaşımı...Yani aynı terane...

Yahu o mekanizma dediğiniz şey, daha önce emekli iki orgeneralin başkanlığında kurulmamış mıydı? Kurulduysa hangi sonuçlar alındı? İstihbarat paylaşımı dediğiniz şey, güya stratejik müttefik olan Türkiye ile ABD arasında önceden yok muydu?

Evet önceki günkü Washington fotoğrafı, Türkiye açısından aşağılayıcı bir fotoğraftı.

Dramatik olan, Türkiye'nin bu buluşma veya randevu ile hiçbir şey kazanmadığı gibi, çok şeyini yitirmesidir.

Birincisi, Ankara artık K.Irak'a bugün ya da gelecekte büyük bir harekatı,  bu seyahat ile kendini bağlayarak gündeminden çıkarmıştır.

İkincisi, Türkiye ABD'nin izni ve onayı olmaksızın zerre  kıpırdayamayacağını bu buluşma ile bütün dünyaya ilan etmiştir.

Üçüncü husus ise, Türkiye'nin K.Irak'taki 'de facto' tabloyu kabulleneceği bu görüşme ile teyid edilmiştir. Evet, Erdoğan'ın 5 Kasım Washington seferi Kürdistan'ın bağımsızlık ilanı ve Kerkük'ün oraya bağlanmasına Türkiye'nin tepkisiz kalacağının adeta duyurulduğu bir gezi olmuştur.

Bir başka ayrıntı; ABD artık Türkiye'nin sadece Barzani ve Bağımsız Kürdistan olayında değil, PKK olayında da birinci muhatabıdır.. ABD istihbarat verecek, PKK vurulacak, vermeyecek beklenecek. Bu buluşma ile ABD'nin fiili bağlamda PKK hamiliğini üstlenmesine zemin yaratılmıştır.. PKK ile mücadele derken, PKK'ya ABD koruması getirilmiştir. Üçlü mekanizma ve istihbarat paylaşımının bundan başka bir izahı yoktur.

Peki bundan sonra ne mi olacak?

ABD, güya istihbarat verince Kandil'daki dağları ve taşları bombalayacağız, o da belki bir kaç sorti yapılabilir.. Belki birkaç terörist teslimatı göstermelik olsa da olur. Ve AKP de bunu, elindeki medya ile terörle mücadele zaferi diye sunar.

Ondan sonrası ise tufandır.

Son görüşmenin çıkardığı gerçek sonuç şudur:

Washington'daki görüşme, AKP'nin bu ülkenin bekası için ne anlam taşıdığı bir kez daha hem de en yakıcı örnekle tescil görmüştür. Türkiye'nin önceliği AKP'den kurtulmak olmalıdır.
 
Sebahattin Önkibar/Yeniçağ Gazetesi

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.