Türkiye, yaklaşık 25 yıldır PKK terör belasıyla meşgul oluyor. Bu dönemde 35 bine yakın insanımızı kaybettik, bir bu kadarı da çeşitli organlarını. Birçok ocak söndü, çocuklar babasız, analar evlatsız kaldılar. Tedavisi mümkün olmayan derin yaralar açıldı maalesef. Terör ile mücadele kapsamında harcanan milyon dolarlar da cabası. Gerçi kaybedilen canların yanında harcanan paraların çok da önemi yok şüphesiz.
 
Son bir yıldır terör belası yeniden hortladı veya hortlatıldı. Bölgede ve sınır ötesinde sürekli operasyonlar ve sıcak çatışmalar yaşanırken, her geçen gün alınan şehit haberlerine alışmaya başladık. Cenaze törenleri yüreklerimizi dağlıyor. Törenlerde, "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez", "Türk-Kürt Kardeştir, PKK Kalleştir" gibi sloganlar atılıp, Türk bayrakları sallanıyor. Büyük şehirlerimiz başta olmak üzere birçok şehirde arabalar yakılarak kundaklanıyor. Tepki duyan insanlar, evlerine, iş yerlerine, arabalarına Türk bayrakları asıyorlar. Gerçekten de halkın içinde büyük tepki patlamasının, sosyal ve toplumsal gerilimin sinyalleri alınıyor.
 
Bu cephede bütün bunlar cereyan ederken, karşı cephede ise tam tersi yaşanıyor. Biz, şehitlerimize üzülürken, onlar ölen teröristlere üzülüyor. Biz, onlara "Terörist" derken, onlar "Kardeşimiz" diyor.  Biz, "yeter artık bitsin bu terör" derken, onlar "Edi Bese" kampanyaları yürütüyor. Biz, terörün kökünü kurutmak amacıyla operasyon yapmak zorunda kalırken, onlar, "Canlı Kalkan" girişiminde bulunuyor. Biz, "dağdan inin, teslim olun" derken, onlar örgüte katılımı teşvik ediyor. Biz, "Beraber, birlikte, aynı çatı altında yaşayalım" derken, onlar, "Özerklik" istiyor. Biz, halkımıza "İtidal"i tavsiye ederken, onlar çatışmaları şehirlere sıçratmaya çalışıyor. Biz, "Atatürk" derken, onlar, "Apo, Barzani, Talabani" diyor. Biz. "Türkiye" derken, onlar, "Kuzey Kürdistan", biz "Kuzey Irak" derken, onlar "Güney Kürdistan" diyor.
 
Peki, kim bu "BİZ" ve "ONLAR"? Bu ayrımı net olarak ortaya koymak, altını da kalın çizgilerle çizerek belirtmek gerekiyor. Aslına bakılırsa, çok da geç kalındı bu çizgiyi belirlemek ama, yine de kısaca ve özetle ifade etmek gerekirse; kendini "Türk Vatandaşı" olarak gören ve hisseden herkes "BİZ", görmeyen ve hissetmeyenler ise "ONLAR". Bu, son derece açık ve net.
 
"BİZ"i anladık da, "ONLAR"ın kimler olduğunu biraz açmak ve net olarak idrak etmek gerekiyor. Bakın, yıllardır süren bu terör belası, akan kan, yitirilen canlar, "Kürt Sorunu", "Güneydoğu Sorunu", "PKK Sorunu" gibi dillendirmeler, artık Türk halkının canına, amiyane tabirle "tak" dedi. Artık insanların, Kürt vatandaşların geneline olan bakış açıları yavaş yavaş ve maalesef ki, olumsuz anlamda değişmeye başladı. Bu durum, bir değerlendirme veya öngörü değil, kesinlikle bir tespit ve kesinlikle iyi bir gelişme değil. Böyle giderse bu gemi topyekün batar, kimsenin kurtuluşu da olmaz. Terör örgütü PKK'nın da isteği bu zaten. Ne kadar Kürt kökenli insanı tarafına çekebilir, geniş bir cephe oluşturabilirse, o denli güçlenebileceğinin bilinci içerisinde, yıllardır bu sinsi planını zaten yürütüyor.
 
Bu karamsar gibi görünen tabloda tek çıkış yolu var. Nedir bu tek çıkış?
 
Bakın "ONLAR", "Biz Kürtlerin tek temsilcisiyiz" diyorlar ve iddia ediyorlar, "BİZ" ise karşı görüş olarak, "Değilsiniz. Siz'den olmayan diğer Kürtlerin tamamı bizim vatandaşımız" diyoruz. İşte, düğüm tam da burada. Yani, top, PKK'lı olmayan diğer Kürt vatandaşlarda. Bugüne kadar maalesef ki, PKK teröründen korkmaları nedeniyle seslerini gür bir şekilde çıkartamadılar. Çünkü örgütün, kendinden olmayan Kürt vatandaşı, sözde hain ilan edip, kanıyla, canıyla, malıyla cezalandırdığına dair bölgede birçok olay yaşandı. Ancak, bu aşamada, korkunun ecele faydası yok, herkesin, her kesimin, taşın altına elini cesurca koyması gerekiyor. Çünkü, istenmese de, kabul edilmese de, kan akmaya devam edecek gibi görünüyor maalesef. İşte, her şeye rağmen büyük bir fırsat var önümüzde. PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olarak bilinen DTP, ki onlar da bunu çoğu zaman kabul ediyorlar, geçtiğimiz genel seçimlerde önemli ölçüde kan kaybetti. Önümüzdeki yerel seçimler ise, kan kaybının devamı anlamında tam bir fırsat. Bölge insanının teröre ilişkin tercihi bu seçimlerde belirleyici olacaktır. Bu nedenle, bölge insanı da artık tarafını belirleyerek teröre ilişkin tavrını göstermeli, terör örgütüne "BİZ, SİZ'den değiliz. BİZ'i SİZ temsil edemezsiniz. Biz, bu ülkede huzur içerisinde ve birlikte yaşamak istiyoruz" demeli ve bu sorun karşısında baş aktör olarak sahne almalıdır artık.
 
Sabahattin Talu
Global Yorum İnternet Dergisi
stalu@globalyorum.com