Haberin yayım tarihi
2009-09-22
Haberin bulunduğu kategoriler

Hocalı Katliamını Hatırlıyormusunuz?

Ermenistan'ın işgali altında bulunan Dağlık Karabağ bölgesinde 26 Şubat 1992'de neler olmuştu?... Azeriler tarafından 'Kafkasların Milosevic'i; Ermeniler tarafından 'Karabağ Kahramanı' olarak nitelenen günümüzün Ermenistan Devlet Başkanı  Robert Koçaryan'ın direktifleriyle Ermeni silahlı güçleri tarafından, hem de uluslarası basının gözleri önünde Hocalı'da gerçekleşen 'Azeri Soykırımı'nı bugün kaçımız hatırlıyor?...

Taşnak ve Ermeni diasporasinin büyük desteğiyle, Nisan 1998'de iktidara geçen Koçaryan, Hocalı katliamının mimarlarından olduğunu unutmuş olmalı ki, ilk iş olarak Türkiye'ye yönelik  sözde 'soykırım' iddialarının dünya üzerinde tanınmasını Ermenistan'ın en önemli dış politika hedeflerinden biri olarak açıkladı....

Oysa, bizi mesnetsiz iddialarla suçlayanlar; 'Büyük Ermenistan' hayalini  gerçekleştirmek uğruna, tek suçları Ermenilerin nüfusça yoğunlukta olduğu Azerbeycan'ın Karabağ bölgesinde yaşamak olan 'Azeri'lere bakın neler yaptılar....

Babası gözleri önünde öldürülen ve katliam sırasında 8 yaşında olan Hezangül Emirova, olay günü Ermeni askerlerin babasını önce bir ağaca bağladığını söylüyor,  " sonra Ermeni askerler, babamdan, Karabağ'ın Ermeni toprağı olduğunu söylemesini istedi. Babamın '3 çocuğum var, üçünü de öldürseniz söylemem.' demesi üzerine Ermeni askerleri babamın üzerine benzin dökerek onu diri diri yaktılar." diyor gözleri yaşlı...

Üstelik, yabancı basın da olayları gözlemlemiş...Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da olduğu gibi...3 Mart 1992'de BBC1 Morning News saat 07.37 yayınında durumu şöyle aksettirmiş; "Canlı yayın muhabirimiz 100 den fazla Azeri erkek, kadın ve bebek dahil olmak üzere çocuk cesetleri gördüğünü ve bunların başlarına yakın mesafeden ateş edilerek öldürüldüğünü rapor ediyor."

16 Mart 1992 tarihli Newsweek'te Pascal Privat ve Steve Le Vine tarafından hazırlanan haberde katliam şu şekilde yansıtılmış: "Geçtiğimiz hafta Azerbeycan yine bir morgun mahzeni gibiydi;  bir caminin arkasına geçici olarak kurulmus morga sürüklenerek getirilmiş düzinelerce ceset ve yas tutan mülteciler...Bunlar 25 ve 26 Subat tarihinde Ermeni kuvvetleri tarafından istila edilen Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı köyünün Azeri sakinleriydi. Cesetlerin çoğu kaçmaya çalışırken yakın mesafeden vurulmuştu, bazılarının yüzleri paramparça idi, bazılarının kafa derileri yüzülmüştü…"

Bugün sadece bir avuç Azeri'nin "Unutmadık!", "Unutturmayacağız!" çığlıklarını kim duyuyor ki? Halbuki, üzerinden sadece 17 yıl geçmiş, sanki 114 yıl geçmiş gibi, unutuldu bile...Biz, gündeme oturan taze katliam haberlerini izlerken, vahşete tanık olanların 'o gece'yi unutması mümkün değil ...

Hocalı katliamına tanık olan ve daha sonra Beyrut'a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, 'For the Sake of Cross' (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında (Sayfa: 62-63)  vahşeti şöyle anlatıyor: "...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hálá yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler." [OpicC:12889]

Vuslat Aliyev'e göre, Eylül 1991'de Karabağ bölgesi Ermeniler'in eline geçmeden önce Hocalı'da 7000 Azeri Türk yaşıyordu. Halkın Ermeni zulmünden kaçmasıyla, Azeri Türk nüfusu 3000'e düşen Hocalı sokakları,  25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece kan gölüne dönmüs ve Türk nüfusun  613'ü vahşice öldürülmüştü. Bu arada 106 kadın, 63 çocuk ve 70 ihtiyarın başları kesilmis, gözleri çıkarılmıs, derileri soyulmuştu. Hamile kadınlar süngüyle delik deşik edilmişti.

O gece, insanlığa karşı en gaddar, en acımasız toplu terör olaylarından biri olan "Hocalı soykırımı" ile Azerbaycan kenti Hocalı, tarihin kara ve tozlu sayfalarında yerini almak üzere yeryüzünden silindi.

Türkiye'yi sözde 'soykırım' iddiaları ile suçlayan Ermenilerin, daha 17 yıl önce Hocalı'da gerçekleştirdikleri katliam ile Milosevic'in Temmuz 1995'de Bosna'da gerçekleştirdiği Srebrenitsa katliamı arasında ne fark var? Bilindiği gibi, Srebrenitsa katliamı Eski Yugoslavya Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'nce 'soykırım' olarak kabul edildi.

Ancak maalesef, ne biz ne de Azeriler 'Hocalı soykırımı' konusunda gerçekleri uluslararası arenada yeterince duyuramadık...Basta Ermenistan'ın bugünkü Devlet Başkanı ve 'Hocalı soykırımı'nın doğrudan sorumlusu olduğu açıkça bilinen Robert Koçaryan'la birlikte, diğer sorumluların uluslararası hukuk çerçevesinde cezalandırılması için herhangi bir girişimde bulunmadık...

Halbuki, 7 Mayıs 2003'de, İngiltere'de yaşayan Azerileri temsil eden 'Vatan' örgütünün gönderdiği mektuba, Dışişleri Bakanlığı Uluslararası İşbirliği Komitesi'nden gelen cevabi mektupla, İngiliz Hükümeti'nin Hocalı katliamını çok taraflı olarak incelediği ve Ermeni askerlerin yaptıkları katliamı 'insanlığa karşı işlenmiş bir suç' olarak kabul ettiği belirtildi.

Ayrıca, ABD Kongresi'nin Uluslararası İliskiler Komisyonu Üyesi Don Barton, Kongreyi 'Hocalı soykırımı'nı tanımaya çağırmış ve Temsilciler Kurulu'nun toplantısında yaptığı konuşmada, "Dünyadaki tüm toplumlar bunu bilmeli ve hatirlamalidir. ABD Kongresi, Hocalı soykırımını  tanımakla uluslararası toplumun uzun yıllardan beri bu konuyla ilgili sessizliğini bozacakır."demistir.

Ne yazıktır ki, tarihin ve insanlığın bu en kanlı trajedisi Hocalı'da yaşanırken ve üstelik masum insanların hunharca katledildiği cinayetin kanıtı niteliği taşıyan video kayıtları ve belgeleri de eldeyken, dünya kamuoyu yeterince bilgilendirilemeyerek yıllarca sonuç alınamamış, Hocalı vahşetinin, dünya devletleri ve uluslararası örgütlerce 'soykırım' olarak tanınması için gerekli adımlar atılmamıştır.

Ermenistan'ın kurulduğu ilk yıllarda sahip olduğu toprak parçası 9.000 km2 iken, bugün bu alanın  47.000 km2'ye  nasıl ulastigi sorusu iyice irdelenmeli, işgal ettikleri ve 'Hayastan' adını verdikleri bu toprakların tamamının, Azerbeycan Türkleri'nin toprağı oldugu unutulmamalıdır.

Amacım, eski olayları tazeleyip 'kin ve intikam' duygusunu körüklemek değil, bizim kültürümüzde bu gibi duygular hoş karşılanmaz...Sadece, son yüzyılda  terörizmi kendine düstur edinerek komşularının topraklarına saldıranların 'mağdur' rolü oynaması ve "yüzlerce masum Azeri kadın ve çocuğu  katledenlerin, 'acele hırsız ev sahibini bastırır' misali, bizi 'soykırım'la suçlamasi çok zoruma gidiyor..."

26 Şubat 1992 gecesi olanların adını ister 'soykırım' koyun, isterseniz bu vahşete 'katliam' deyin, ama Hocalı'da olanları asla unutmayın...

BAZI burokratlarımız dunyanın her yerıne el uzatıyorlar.Din kardeşiyiz diye.Ya bu hocalı dakıler kim senin hem soydaşın hem din kardeşin.Bu düpedüz ikiyüzlülük degilmidir.

AZERBAYCAN BELÇİKA DOSTLUK CEMİYETİ

Ayhan Demirci/Başkan

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.