Haberin yayım tarihi
2010-05-04
Haberin bulunduğu kategoriler

Kimilerinin 'Tek Millet, İki Devlet' Alerjisi

Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinde kullanılan çok önemli bir deyim vardır; "tek millet, iki devlet". Türkler ve Azerbaycanlılar bu deyimi hem dünyaya hem de birbirlerine "bağımsız iki farklı devlet olsak da biz kardeşiz, ırkımız, dinimiz, dilimiz birdir" mesajını vermek için kullanır.
Her ne kadar uluslararası ilişkilerde kardeş hukuku geçerli olmasa da, Türkiye ile Azerbaycan söz konusu olduğunda iki ülke ilişkilerinde, istisnai bir durumun söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, "tek millet, iki devlet" yaklaşımına üçüncü taraflar imrenerek değil, kaygıyla bakıyor.

Çetrefilleşen post-protokol döneminde Türkiye ile Ermenistan ilişkilerinin rotasının ne yöne gittiği belli değil, karaya da oturabilir, engin bir okyanusa da açılabilir. Ancak mevcut konjonktür "tek millet, iki devlet"e kaygıyla bakan ve bu inancı yıkmak isteyenler için oldukça ideal fırsatlar sunmuş durumda. Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin ne yöne gideceğine değil, "fırsat bu fırsat Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini nasıl bozabiliriz?" sorusunun cevabı aranıyor.

Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin bozulmasını kim neden istiyor olabilir? Ya da ilişkiler bozulmasa bile "tek millet, iki devlet" deyiminin içini kimler boşaltmak ister? Ermenistan, Rusya, ABD, AB, İran... her ülkenin kendince bir hesabı var. Ermenistan istemiyor, çünkü Türk-Azeri ilişkileri bozulursa; Türkiye Karabağ konusundaki taleplerini çekerek tepkisel bir hareketle sınırını açar, 1915 iddiaları ve Hocalı gibi konularda ortak hareket eden bu iki ülkenin sesi daha az çıkar.

Rusya neden sevmiyor "tek millet, iki devlet" tabirini? Rusya'nın ta Çarlık zamanından gelen, Sovyet döneminde devam eden "Kafkasya'da Türk birliğine engel olmak" şeklinde bir yaklaşımı olduğu malumdur. Bugün de devam eden ve coğrafyasındaki Türk topluluklara farklı bir ırk oldukları fikrini empoze eden bir geçmişleri söz konusu. Sovyetlerin dağılmış olması, Rusya'nın bu stratejisini değiştirmedi. Uzun lafın kısası, Rusya, Türkiye-Azerbaycan dayanışmasını istemiyor, daha doğrusu, Azerbaycan'ın "önce Rusya, sonra Türkiye" diyen bir politika benimsemesini istiyor. Azeri kaynaklarının Rusya üzerinden Batı'ya ulaştırılması, Rusya'nın geleneksel politikaları, ABD'ye karşı Azerbaycan'ı yanına çekmek -ki Azerbaycan'ı Türkiye'den ayırabilirse yanına çekmesi daha rahat olur- Rusya'nın "tek millet, iki devlet" sözüne karşı alerjisini açıklayabilir. Zaten "Karabağ sorununu çözse çözse Rusya çözer" denir hep, bu açıdan bakarsak eğer, Rusya'nın mevcut statükodan faydalanarak Karabağ sorununun çözümünü Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin yeterince bozulması sonrasına ertelediği de değerlendirilebilir.

ABD niye istemiyor "tek millet, iki devlet"i? İlk akla gelen, ABD'nin Türkiye-Ermenistan sınırının açılması konusunda Azerbaycan'ın engel çıkardığını düşündüğü, bu yüzden Türkiye-Azerbaycan dayanışmasını yıkarak bu engeli ortadan kaldırmak istediğidir. Bu yaklaşım doğru olmakla birlikte, Kafkasya'da kendisinden bağımsız kararlar alan güçlü bir Türkiye-Azerbaycan ittifakıyla uğraşmak istememesi de ABD'nin kaygılarından biri olarak sıralanabilir. Ancak gelelim olası bir komplo teorisine, ABD esasında Türkiye-Ermenistan sınırının Karabağ sorunu çözülmeden açılamayacağının farkında ve Türkiye'nin protokolleri yırtıp atarak tepkisini ortaya koymasını istiyor. Türkiye protokolleri yırtıp atarsa, ABD hem Ermenistan'ı "ben elimden geleni yaptım" diyerek kaybetmeyecek, hem de Azerbaycan'ın Rus eksenine kaymasına neden olan bu süreç duracak, hem de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini yıpratarak bu iki ülkenin kendisine karşı sergileyebilecekleri dayanışmayı baltalayacak.

Peki "tek millet, iki devlet" görüşü halen geçerli mi? Rus, Amerikan, Ermeni yayınlarında tahminen bu görüşün yara aldığı, artık geçerliliğini yitirdiği yönünde ifadeler muhakkak çıkacak. Hatta bu görüşler gerek Türkiye, gerek Azerbaycan'da da dile getirilecektir. Azerbaycan'daki Rusya yanlıları, halkın Türkiye sevgisine, Türkiye'deki Liberal "aydınlar" ise halkın Azerbaycan sevgisine rağmen eleştiri oklarını bu dört kelime üzerine yöneltecektir.

Ermeni tasarıları oylanırken "Azeriler neden ABD'ye baskı yapmadı" şeklinde basına yansıyan yorumlar, Nisan ortasında düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesine Azerbaycan'ın çağırılmayıp da Ermenistan'la Türkiye'nin sanki nükleer güce sahiplermiş gibi çağırılması, Türkiye'nin bu davete icap etmesini ise sanki Türkiye, Azerbaycan'a rağmen adım atıyormuş gibi yorumlama çabaları ve "tek millet, iki devlet lafı artık geçerliliğini yitirmiştir" şeklindeki göndermelerin önemli değerlendirmelermiş gibi sunulması; Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini bozma yönündeki hedeflerin dışavurumudur.

İşin doğrusu "tek millet, iki devlet" terimi bu süreçten güçlenerek çıkacaktır, ancak gerek Türkiye, gerek Azerbaycan yönetimlerinin kendilerine miras kalan ve halklarının sahip çıktığı bu kelimenin içini dolduracak politikalara imza atması gerekiyor. Bunun için de, önce Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin bozulmasından kimin nasıl nemalanacağını iyi tahlil etmek, onlara ihtiyacını duydukları kozların verilmemesi gerekiyor.

Berna İlter
bilter@globalyorum.com  
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.