Haberin yayım tarihi
2016-06-06
Haberin bulunduğu kategoriler

KURU KALABALIK.

Tevfik KARA (euro.haber@gmail.com)


“Balık baştan kokar” (Atasözü)

“Uzun vadeye yönelik planı-proğramı olmayanın, ağlayıp-sızlamaya da hakkı yoktur!” (t€k)

ALMAN Federal Meclisi 2 Haziran günü sözde Ermeni soykırımı tasarısını onayladı.  Onaylar, onaylamaz başta Türkiye’deki siyasetçilerimiz ve sonra da Avrupa’da bizler sosyal medya aracılığyla esip, gürledik ve  kurtlarımızı döküp bir güzel DEŞARJ  olduk.

Olayın TÜRKİYE ayağına bir kaç cümle ile değinip geçeceğiz. Şurası bir gerçek ki biz önümüzü yani yarın ve öbür günleri görmekten aciz bir milletiz. Günü kurtarmakla meşgulüz. Bu yüzden de aklımız haşımıza hep son anda gelir. Gök görültüsü gibi esip, gürleyip sonra da çabuk unutur SÜT-LİMAN oluruz.

SAVURGANLIK ve İSRAF’ta dünya şampiyonu olduğumuzu  yazılarımda ve sosyal medyadaki paylaşımlarım vasıtasıyla  beni takip edenlere iletmeye çalıştım ve çalışıyorum.

Eğer TÜRKİYE Cumhuriyeti uzun VADE’ye yönelik bir çalışma yapsaydı her yıl bu sözde Ermeni soykırımı sözcükleri TEMCİT pilavı gibi önümüze konulmaz ve başımızı ağrıtmazdı!

Bu Ermeni OYUNU’na  karşı adam gibi ve ciddi  gibi  bir BÜTÇE ayrılsaydı ve bu konuda  başta AB ülkelerinde ve ABD’de PROFESYONEL insanlar tutulup, iddialı bir EKİP oluşturulsaydı,  Ermeni meselesi diye bir problemimiz olmazdı!.. Ancak bizi yönetenlerin YARIN’lara yönelik bir düşünce ve planları olmadığı için her yıl böyle kuru kuruya bağırıp, çağırır ve unutur gideriz. Bu sene de yine öyle oldu.

Ne yaptı TÜRKİYE?!..

El-cevap: Kocaman bir HİÇ!.. Ve sonuç tabi ki HÜSRAN!..

GELELİM olayın AVRUPA ve ALMANYA ayağına.

Ermenistan’ın Ermenistan’da yaşayan nüfusu yaklaşık 3 milyon 300 bin. Yani bizim Almanya’daki TÜRK nüfusu kadarcık. Ama adamlar görüldüğü gibi SES getiriyorlar. Peki bu nasıl oluyor dersiniz? Tüm dünyadaki devletlerin hepsi TÜRK düşmanı veya Ermenileri çok mu seviyorlar. Kesinlikle hayır!..

 

“Ülkelerarası ebedi  DOSTLUK yok, ebedi MENFAAT ilişkileri vardır.”  

Ermeniler’in bu konuda uzun vadeye yönelik plan ve proğramları var. Ayırdıkları BÜTÇE’leri var ve bu planı, proğramı bıkmadan, usanmadan sabırla uyguluyorlar. Peki ya biz ne yapıyoruz? HİÇ BİRŞEY!..

DEFANS hattındayız  ama  doğru dürüst DEFANS oyuncularımız YOK!.. Artık bu konuda çalışmaya yapacak takımımızı kurmalıyız. Kalecisinden  başlayıp, defans, orta saha, forvet, yedekler ve antrenörleriyle süper bir takım oluşturmalıyız!.. Artık GOL atacak süper forvetler bulmalıyız. Biraz geç kalmış gibi gözüksek te GEÇ değildir.  Ancak şu da unutulmamalıdır ki; bu TAKIM elbette bir BÜTÇE  ile kurulur. TÜRKİYE’de bu PARA yok mu? Var hem de fazlasıyla var. İsraf ve müsrifte dünya ŞAMPİYON’ u yuz dedim. Oralardan artık TASARRUF yapmanın zamanı geldi geçiyor. “Devlet malı deniz yemeyen KERİZ” sözünü artık bir tarafa atmanın ve icraata başlamanın zamanı geldi ve geçiyor.

Ermeniler’in memleketlerindeki nüfusu 3 milyon 300 bin. Ancak Ermeniler’de tıpkı bizim gibi dünyanın dört bir yanına dağılmışlar.  Avrupa’da en çok Ermeni Fransa’da yaşıyor. Sayıları yaklaşık 550 bin. Almanya’daki Ermeni nüfusu: 70 bin. Amerika’daki nüfusları: 1 buçuk milyon. Ermenistan dışında yaşayan toplam nüfus yaklaşık 9 milyon civarında.

Görüldüğü gibi 3 milyon 300 binlik Ermenistan ve Almanya’daki 70 binlik Ermeni lobisinin gücü 55 yıldır Almanya’da yaşayan  3 buçuk milyonluk Türkler’den daha fazla ve etkiliymiş!..

Açıkca yazıyorum: Demek ki biz KURU KALABALIK’tan ibaretmişiz!..

Şimdi rakamlarla SÖZDE gücümüzü açıklayacağım. 55 yıldır Almanya’da yaşıyoruz ve yaklaşık 3 buçuk milyon TÜRK’üz.

ALMANYA’nın kaderini-seçimini  etkileyecek yaklaşık 1 milyonluk OY potansiyelimiz var ama kullanamıyoruz. Yaklaşık 80  bin işyerimiz var. İş adamlarımız yılda yaklaşık 40 milyar Euro ciro yapıyorlar. Takriben 400 bin kişiye İŞ ve AŞ kapısı  aşmışız. Binlerce  bilim, ilim adamları ve AKADEMİSYEN’lerimiz var.

Yaklaşık 5 bin civarında STK’larımız (dernek-vakıf) var. Bunun 2 bin 500’ü cami derneği, diğer geri kalan 2 bin 500’ü hemşehri, veli, spor ve kültür dernekleri. Bu çok büyük bir güç. Ancak biz bu gücü bile kullanamıyoruz.

Anlı-şanlı STK, dernek, cemaat ya da toplum liderleri-başkanlarımız ve yöneticilerimiz var. Hepsi kendilerini sanki derken başkanı gibi değil adeta TÜRKİYE Cumhuriyeti’nin ya da Almanya’nın Başbakanı gibi kabul ediyorlar. Peki ne bulundukları STK’ların hakkını verebiliyorlar mı?

 

Daha bir çok gücümüz, kuvvetimiz VAR oğlu var ama bunu GÜÇ’e –kuvvet’e ve de LOBİ’ye dönüştüremiyoruz. Zira herkes kendi başına buyruk ve herkes KRAL...

Baştan da söyledik ya; “Balık baştan kokar” işte öyle...

Aynen TÜRKİYE gibiyiz.

Haaa FEDERAL Meclisteki diğer sözde TÜRK kökenli 11 milletvekilini mi soruyorsunuz? Onların bizi temsil etmediğini nihayet GEÇ’te olsa öğrendik.  Bundan sonra’da Federal Meclis’te bizi temsil edeceğini ya da ettiğini söyleyecek olanlarında bunlardan farklı olacağını sanmıyorum!..

Kimse kusura bakmasın ama İSTİKAMET’imiz yanlış!.. Bulunduğumuz ülkelerin siyasetine ODAK’lanmazsak, hep TÜRKİYE’nin siyasetine ilgi duyup, yönetmekten ziyade YÖNETİLMEYE meyilli olursak, istesek te istemesek te   bizim ve TÜRKİYE’nin aleyhine daha çoook kararlar alınacaktır.

Yukarıda gerek ekonomik, gerek siyasi gerek se STK’lar olarak gücümüzü açıklamaya çalıştım. Bırakın TÜRKİYE’yi bir tarafa 3 buçuk milyonluk Almanya’daki TÜRK toplumu, Almanya’yı etkileyemiyorsa demek ki biz sadece KURU  KALABALIK’tan ibaret olduğumuzu kabul etmeliyiz.

Peki  bundan sonra ne yapmalıyız? Ya da yapabiliriz? Öncelikle  biraz daha ÜLKE, MİLLET ve toplumun ORTAK menfaatleri için birlikte çalışmanın önemini kavramalıyız. Artık ayrılığı, gayrılığı ve grupçuluğu bir tarafa EKİP ruhuyla çalışmayı denemeliyiz. 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.