Belçika'da  yabancı nüfus oranında 150.000 kişiyle üçüncü sıraya yükselmişiz.
Senato ve de Parlemento seçimlerine az bir zaman kaldı. Nelere dikkat etmemiz lazım? Adayların tipine mi? Sözlerine mi? Türk asıllı oluşlarına mı? Vs, vs.
           
Bence ne ona, ne şuna. Bir tek onların bu 150.000 kişiye hangi gözle baktıklarını anlamak için seçimlerden hayli önce hakkımızda ki düşünceleri, sözleri, hareketleri nelerdi?        Bunların gazetelerden, toplantılardan, televizyonlardan yaptıkları demeçlere bakarak karar vermeliyiz. Yani bilinçli seçmen olmalıyız. Bu büyük gücümüzü küçük hesaplar uğruna bölmemeliyiz.
             
Bugün bir senato başkanı ermeni soykırım anıtı'na çelenk bırakıyor. 1915'ten bu yana uluslararası hiçbir kanıt olmadığı halde anıt dikiliyor. Sonra da Türklerden oy istiyor. Türk çoğunluklu mahallelerde dükkanların vitrinlerinde boy boy afişleri asılmış, sırıtıyor.
           
Biz bunu bugün ilkokula, yarın üniversiteye gidecek olan çocuklarımıza nasıl açıklayacağız? Geleceğimiz açısından önemli bir sınavdır  bu. Bizim için olduğu kadar onlar için de. Bize bakış açılarını ve önyargılarını değiştirmek bizim elimizde.
             
Ya bizi seçimden seçime kandırılan oy sayısı olarak görürler, ya da onların politik geleceklerini etkileyen, konuşmalarını takip eden ve attıkları adımları kararlılıkla izleyen bilinçli bir toplum karşısında olduklarını anlarlar.
İşte o zaman herşey değişir. Bu güç şimdi bizim elimizde.
             
Karşımızdaki kimi politikacıları daha iyi tanıyabilmemiz için 5 haziran 2007 saat 22,25'ten itibaren TRT İNT'te Sınırlar Arasında programını izleyin. Avrupanın başkenti Brüksel ve seçilmişler hakkında kafalarımız daha da berraklaşacaktır.

Yazımı Belçika'yı birleştiren sözle bitiriyorum:

BİRLİKTEN KUVVET DOĞAR.