Haberin yayım tarihi
2007-05-30
Haberin bulunduğu kategoriler

Nasıl gençlik öyle Türkiye

Türkiye'nin Davos'u sayılan Forum İstanbul 10-11 Mayıs tarihlerinde İstanbul'da altıncı kez toplandı. Yurtiçi ve yurtdışından pek çok önemli isimin katılımcılar arasında yer aldığı bu yıl ki programda kimler yoktu ki? Oxford Üniversitesi'nden Prof. Theodore Zeldin, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, OECD Eski Küresel Forum Başkanı Mehmet Öğütçü, EuroNews'tan Sergio Cantone, Le Figaro'dan Pierre Rousselin, Der Spigel'den Manfred Ertel ve Avrupa Komisyonu İletişim Başkanı Gisela Gauggel-Robinson, Türkiye'ye AB'nin abc'sini anlatan isim Bahadır Kaleağası, köşe yazarı Zeynep Göğüş, TUSIAD Ankara temsilcisi Zafer Yavan, Ekonomist Yusuf Işık ve daha adını anamadığım pek çok kıymetli isim Forum İstanbul'da buluştu. Kuşkusuz Forum İstanbul'un başkanı Yavuz Canevi ve düzenleyicisi Şeref Özgencil'in katkıları olmasa bu platform bugünlere gelemezdi. Türkiye'nin dünyadaki gelişmeler ışığında 2023 vizyonunu çizmeyi amaçlayan girişimde ekonomiden, enerjiye, güvenlikten, iletişime ülkemizin geleceğini şekillendiren konular irdelendi.

Forum İstanbul çerçevesinde gerçekleştirilen ana oturumlardan biri de Gençlik Liderleri ve 2023 oturumuydu. Türkiye'nin gençliğini nasıl doğru bir kaynak olarak değerlendirebileceği, geçmişteki hatalardan ders alarak gelecek vizyonuna uygun bir gençliği nasıl yaratabileceği tartışıldı. Gençlik şüphesiz Türkiye'nin küresel rekabet gücünü yükselten bir artı değer. Gençliğin araştırmacı, sorgulayıcı, bilgi temelli ve akılcı yaklaşımları benimseyerek dogmalardan uzak yetiştirilmesi de Türkiye'nin müreffeh yarınlara ulaşmasında çok önemli bir adım. Türkiye'nin Avrupa'daki önemli bir değeri "genç" ülke olması ise, bu yalnızca nicelik değil, aynı zamanda nir nitelik özelliği olabilmeli.
*   *   *
Eurovision diaspora oyları yarışması
Sırbistan'ın Eurovision yarışmasını kazandığı gecenin ertesinde 13 Mayıs pazar sabahı Belgrad'a uçuyorum. İlk gidişim Belgrad'a, kutlamalara denk gelmesiyse tamamen tesadüf. Belgrad 2 milyonluk bir kent. Genç nüfusu ile dikkat çeken, savaşın izlerini henüz silememiş bir Avrupa başkenti. Bombalanmış binalar hala oldukları yerdeler.Tuna Nehri akmaya devam ediyor. Kentin çehresindeki hüznü yumuşatıyor adeta. Eurovision'un ardından birinciliği kazanan Marija Serifoviç'in seslendirdiği Molitva şarkısı adeta bir 'dua' gibi heryerde kulaklara çalınıyor. Yaklaşık 30 bin Sırp, 2007 Eurovision şarkı yarışmasının galibi Marija Serifoviç'i ülkesine dönüşünde karşılamak üzere pazar günü Belgrad şehir merkezinde toplandı. Sonuçtan oldukça memnun görünüyorlar. Bir dahaki yıl Eurovision'nun yapılacağı Arena standyumunu gururla gösteriyorlar. Avrupa'nın her yerinden insanların yaşadığı ve çalşıtığı Brüksel'de ise yarışmaya ilgi ülkesine göre değişiyor. Kuzey ve Doğu Avrupalılar için çok daha önemli bir yarışma bu.

Eurovision ülkeler için büyük bir tanıtım platformu her şeyden önce. Dünya'da seyircisinin 100 milyonu aştığı tahmin edilen Eurovision'u Türkiye bu yıl da başarıyla tamamladı. Bundan sonraki yıllarda da Eurovision platformunu Türkiye'nin tanıtımı için araç olarak sürdürmekte fayda var. Bazen süreç içindeki kazanımlar, sonuçtaki kazanımın üzerine çıkabilir.
*   *   *
Sarkozy dönemi 
Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimi son günlerin en fazla izlenirliği olan konusu. Seçim süreciyle, adaylarıyla, rekabetiyle, söylemleriyle bir anda tüm Avrupa'ya ardından da Amerika'ya kadar ulaşan bir etki alanı yarattı . Sarkozy'nin sert çıkışları ve uyguladığı politikanın bunun üzerinde etkisi büyük. Anayasa tartışmalarını sessiz sedasız tamamlayarak, reform sürecini sürdürmek isteyen AB için Sarkozy'nin ele avuca sığmaz politikaları ve söylemleri gerginlik yaratabiliyor. Bir yandan Avrupa'nın sınırlarının belirlenmesini isterken diğer taraftan sadeleştirilmiş bir sözleşme olarak 500 sayfadan 30 sayfaya, 448 maddeden 130 maddeye inmesini istiyor. Sarkozy talepkarlığı ile Avrupa içinde kimi kesimlerin desteğini, kimi kesimlerinse tepkisini çekiyor. Türkiye konusundaki tavrına karşılık Avrupa Komisyonu tarafından uyarıldı. Ardından ABD'den de Türkiye konusunda önyargılardan uzak olmaya davet edildi. Avrupa Birliği bir kez daha aşırılıkların her türünden rahatsızlık duyan bir özdenetim sistemine sahip olduğunu gösterdi. Türkiye de zaman zaman bu özdenetimin alanına giriyor. Avrupa Birliği düşüncesinin, kültürünün özünde dengeli ve rasyonel olmak ideali var. Ancak her iki tarafın aynı anda bu çizgide olduğu zamanlarda Türkiye-AB ilişkileri ilerliyor.

Kader SEVİNÇ  
 
 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.