Haberin yayım tarihi
2006-09-26
Haberin bulunduğu kategoriler

Nasrettin Hoca Brüksel'(d)e Bayıldı./Recep Çırık

Avrupa Birliği'ne Noel Baba'dan sonra vizesiz, pasaportsuz giren Nasrettin Hoca Brüksel'i pek beğendi. Skarbek semtine geldiğinde acaba felemekçe lisanı mı konuşsam yada Firenkçe dilini mi konuşsam demeye kalmadı. Cadde'deki yazılar hep Türkçe olunca şaşırdı. Kürküne güvenerek bir pideciye daldı. Ne de olsa anlı şanlı Nasrettin Hoca'ydı. Tuhaf tuhaf baktılar çevresindeki Türkler. Bu adam Kürkü yeni olmasına yeni ama  imajımızı bozuyor, carismamızı çiziyor. Gidin şu karşıdaki mağazadan  bir takım elbise alın . Zaten ırkçılar çoğaldı bir de bunun yüzünden  ırkçı partilerin oyları yükselmesin. Hem de seçim zamanında bunun burda işi ne diye homurdanıyorlardı. Hoca söylenenleri duydu. Sizi kefereler sizi. Elbisemi ben değiştirmeye değiştiririm ya, sizin dogmatik kafalarınız ne zaman değişecek' dedi. Pek bişey anlamadılar. Hemen toparlandılar. Aman Hocam gelmiş, hoşgelmiş diye bir rağbet başladı ki sormayın. Onu masaya buyur etme yerine yüksek bir yere çıkıp nutuk atmasını beklediler. Hatta birisi mikrofon aradı, diğeri posterleri nerede asalım dedi. Hoca asmayın,asmayın besleyin dedi. Bana birbuçuk etli ekmek, yanında ayran olsun dedi. Bre Skarbekliler siz beni siyasetçi mi sandınız. Ben merkebimin seyisiyim. Siyasetle uğraşmıyorum. Bazan seyislik yapıyorum. Burada her taraf resimlerle dolu. Maaşallah !! Maaşalah !! Bu işte de bir hayır var. Benim Hatun da iyi laf eder, keşke Akça Nine'nizi de getirseydim. Ağzı laf yapar. Karizmatiktir. Kaprislidir. Ayrıca düğün evinde oynamayı, cenaze evinde ağlamayı bilir. Halay çeker. Tango'ya müsade etmem. Benim karakaplıda ona izin yok. Akça Nine'niz parayı sever. Küçükken parayı sevsin diye mi, benzi soluk, bağrı yanık olduğundan mı adını Akçakız koymuşlar. Bir kazaya kurban gittik. Akça Nine'nizle evlendik. 66 yıldır gül gibi yaşıyoruz desek biraz yalan olur. Dikenli gül gibi yaşıyoruz dersek doğrusu budur. 

Şöyle adaylarınıza bir göz attım. Bu adaylar anadan doğma mı,sonradan olma mı güzeller. Hepsi Belçikaywood'da güzel filim çevirirler. Erkek adaylarımız da  Türk sinemasının jön Türklerini hatırlatıyor. Erol Taş'ın kopyasından Sami Hazinses'e kadar hepsi var. Bu dünya küçülmüş mü dünyanın her yerinden ademoğlu buralara gelmiş. Dilini ,dişini  ve de siyasetin gidişini öğrenmiş. Bakan olmuş, makam tutmuş. Mencilislere girmiş. Fakat ne yapmış , veya yapmamış siz bilirsiniz. Ben bu konuda karakaplıya bakmıyacağım. Kitabı açar bakarsam  adayların çoğunu ıskartaya çıkarırım. Kiminin boyu, kiminin huyu, kiminin yaşı, kiminin tıraşını sevmem. Onun için bana sormayın.
 
Bir tepsi baklava varsa bir misal ile açıklayayım. Getir tepsiyi oğlum. Bir de bıçak ver . Seçim baklavalizini yapayım. Bu baklavayı ikiye böldüm. Şimdi dörde,  sonra sekize.. Durun onaltıya böleyim. Sonra altmış dörde. Bakın bölündükçe küçüldü. Küçüldükçe kayboldu. Bir dilim baklava kaldı. İster tuzla ye, ister közle ye. Baklavayı fazla bölmeyin. Gaza gelmeyin. Kim bu işe uygun ise ona oylarınızı verin. İki yarım bir tam değildir. İsterseniz bir elmayı alıp deneyin. Yarım elma, gönül alma sözü bizim zamanınmızda vardı. Hala kaybolmamış. Ya elmanın tamamını verin. Ya da  elmayı vermiyorum, ayvayı ye deyin.
 
Burda dikkatimi çeken çok olaylar oldu. Bunları hindim ile düşündük. Hindim daha düşünüyor. Ben de düşünmekten öte kaşınmaktayım. Fazla da kaşınmayalım. Kimsenin tavuğuna kış, köpeğine hoşşt demiyelim. Akşehirden getirdiğimiz tencerenin kapağından herkese birer tane verelim. Hemde oylarınızı filan almadan. Herkesin tenceresi kaynasın. O tencereler ki kiminde et kaynar, kiminde dert. Kapatın kapağını kimsecikler görmesin. Evrupa için can atanlar da sakın bir lisan öğrenmeden, bir iş bulmadan diploması olmadan gelmesin. 

Bu  Evrupa denen düveller 'uzaktan baktım yeşil türbe, yanına geldim Estağfurullahhhhhhhh ' dedirtiyor. Giden gelmiyor, ar edip kâr etmiyor. Ben nasıl dönerim bilmem. Bu eşeğim yaşlandı. Bir eşşek parası kazanıncaya kadar kalacağım. Burada, parkta çok yıldızlı bir otelde kalmaktan mutluyum.
 
Kendinize mukayyet olun. Politikacı olacağım diye ne sermayeyi kediye yükleyin, ne de bu yolda  ayvayı yeyin.
 
Size memleketten bir haybe selam getirdim.
Nutuğumu beğendiyseniz, yenisini bekleyin.
 
Not: İlk yazı miçin gösterdiğiniz rağbete, tebrik ve telefonlara bilhassa ve hasseten şükranlarımı arzederim)
 
Recep Cırık ( Jeton Dergisi)




 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.