Haberin yayım tarihi
2008-06-04
Haberin bulunduğu kategoriler

Nasrettin Hoca ve Basın ile Söyleşi..

Brüksel'de  bir makama çağrıldım.  Burada işim zor Felemenkçe mi Fransızca mı ne konuşayım diye düşünürken  ben konuşayım zamanım yok. Felemenklere siz anladığınızı anlayın, Frankfinfonlara da siz anladığınızı anlayın, anlamadığınız yerleri birbirinize sorun dedim. Hem konuşurken elimi salladım. Bunu görenler sordu. Hocam neden elini sallarsın byle ? Ben de KelimelerinFransıca olanlarını güneye, Felemenkçe olanlarını kuzeye gönderiyorum dedi. 
 
Bu arada  Beni Dalay Lama'nın saçlı, sakallısı ve de kantar çıkınca okkayı dolduran biri olarak görmüşler. Hemen bana dünya ve ahiret soruları sormaya başladılar.  Küresen ısınma ve susuzluğa, açlığa karşı neler yapılabilri diye ilk ısınma sorularını yönelttiler.
 
-        Hocam turşuyu nasıl yapalım ?
-        Deniz suyu ile yapın hem tuzdan hemsudan istifade edersiniz.
-        Hocam Cannes Film festivalinde neler oluyor ?
-        Dünyalılar üç maymunu oynuyorlar. Açlık var zenginlerin gözleri kapalı. Savaşlar bitmiyor, kulaklar sağır,  çözüm yolu ne desek bilginde bilmiyor, cahilde bilmiyor.
-        Türkiyeyi Avrupa Birliği'ne alacaklar mı ?
-        Onlar amaya kalkınca biz girmeyeceğiz, biz girmek istersek, onlar almayacaklar. Yani ölme eşeğim ölme yaz gelsin de Brüksel Lahanası ye.
-        Hocam Belçikalılar niye diyet yapıyorlar ?
-        Eskiden midelerinde tuğla vardı. (Hij heeft baksteen op zijn maaag)  Asitler, fritler eritti. Kilo almaya başladılar. Aah tuğla varken ne iyiydi !
-        Ev fiatları da artıyor burada *
-        Artık evlenmiyorlar, ayrılıyorlar,  evli evine, köylü köyüne, evi omayan kira deliğine.
-        Organik tarım için görüşünüz ?
-        Canı kaymak isteyen cebinde manda taşısın. Burda manda yok. Birer keçi taşıyın.
-        Mars'ta hayat var mı Hocam ?
-        Kars'ta hayat yok. Kış gelince hayat Felç oluyor.
-        Bilgisayar ile aran nasıl ?
-        İyi sayılır. Be ona dokunmuyorum, o bana dokunmuyor. İkimiz de Godot'yu bekliyoruz. Sessiz sessiz.
-        Rahat mısınız burada ?
-        Karakaçan'ın vizeli kuyruğuna dokunmazlarsa rahatım. Bazan gelip kontrol ediyorlar.
-        Brüksel'in nesini seviyorsun ?
-        Midi Pazarını,
-        Neden ?
-        Bizim memleket aklıma geliyor. Hindi bulsan da satsam. Komşular ile selamlaşsak.
-        Burda yetişen çocuklar okuyacaklar mı ?
-        Okuyacaklar, canınıza okuyacaklar. Sizin aldığınız kocaman evlerin canına okuyacaklar.
-        Buranın medyası nasıl ?
-        Her yerin medyası gibi. Biraz daha siyah beyaz . Bizimkile çok renkli bukalemun gibi. Ağababalarına göre yazar youmlar, yakıştırır. Suyuna gitmezsen bir etiket yapıştırır.
-        Güneydoğu ne olacak ?
-        Ordakiler ihya biz de ağalara kahya olacağız.
-        Hocam buralarda bilgin ve görgün arttı. Türkiye'ye dönünce ne yapmayı düşünüyorsun ?
-        Kim dedi döneceğimi ?  Dönecek olursan bu tarafa yüzümü çevirmem. Faakat gitmek  de kalmak da zor.
-        Karakaçan ne düşünüyor ?
-        Aklın varsa göle kaç diyor. Yani su sıkıntısı olmayan bir yer istiyor.
-        Söyleşi için teşekkür ederim.
-        Eyvallah . Bu sıcakta
-        Pardon Hocam, her yer sizin benzeriniz Nasreddin Hoca'lar ile dolmaya başladı. Ne diyecek siniz ?
-        Onlar benim yorganı kapmaya çalışıyorlar. Fakat akıllandım. Evden yorganı almadan çıktım.  Çocukları eğlendirelim derken kendileri eğlencelik oluyorlar. Oysa ben güldürmek için değil, düşündürmek için çalışırım. İşte post-modern çağın 'Soappettin Hoca'ları. Hii hhiii hahhahhaaa....
 
Recep Cırık 4/06/2008- Gent
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.