Haberin yayım tarihi
2006-12-27
Haberin bulunduğu kategoriler

Neval Kavcar:Hortumlar kesilmemiş miydi?

Erken seçim olacak mı? Çankaya'ya  Abdullah Gül mü yoksa Abdüllatif Şener mi çıkacak? , Sine-i Millet için cesaret mi gerek sorularının cevapları tam netleşmeden, AKP de şafak söktü.
 
 "Sağlık Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndaki ihalelerde usulsüzlük yaptıkları iddiasıyla, aralarında bürokrat ve işadamlarının da bulunduğu 50 kişi gözaltına alındı…" ( Haber 3 – 21 Aralık 2006)
 
Yolsuzluk mu? Hem de AKP iktidarı döneminde? Neden böyle söylüyorum? Başbakan "Hortumları kestik" dememiş miydi? Hortum kesildi ise yakalananlar kim? Bu dönem bakanlıklara ve AKP lilerden başka kim yaklaşabilir dersiniz? Hükümet olmak yan gelip yatma yeri değil dese bu millet haksız mı şimdi?
 
Ne demişti Başbakanımız?
 
"Hortumlar kesildi ya sağda solda AK Parti'yi nasıl yıpratırız diyorlar. Kusura bakmayın, yıpratamazsınız. Eser ortada. Hortumları keserek israfı önledik" ( Yeni şafak - ^Aralık 2006) 
 
Hortum kesildi ise yolsuzluk söylemi ile bakanlık ve taşra teşkilatlarında yakalananlar kimlerdir? Onların hortumun kesildiğinden haberi yok her halde.
 
 İşin en ilginç kısmını şimdi söylüyorum. Soruşturmanın başlatılma talebi Ankara Büyükşehir Belediyesinden geliyor:"Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından 2005 yılında yapılan bir ihaleye katılmasının bir grup tarafından engellendiğini belirten bir kişi belediyeye müracaat etmiştir.

Bu kişinin müracaatı üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi de bu şahsın başvurusunun soruşturulması amacıyla Savcılığa intikal ettirmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin bu başvurusu üzerine, savcılığın açmış olduğu soruşturma sonucunda bugünkü safhaya gelinmiştir."  ( AA- Haber 7- 21 Aralık 2006 )
 
AKP nin lâmbasını bir başka AKP li söndürürse, bu "hortum kesmeye mi girer yeni hortumları ortaya çıkarmaya mı?"  Ya da işin boyutunun buralara varacağı hesaplanamadı mı?
 
Hortumun ucunun Anadolu'nun dört yanına uzandığını görüyoruz:
 
"Soruşturmanın tamamlanmasının ardından, Ankara, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Diyarbakır'ın aralarında bulunduğu dokuz ilde eşzamanlı operasyonlar düzenlendi… Operasyon kapsamında, aralarında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda şube müdürlüğü yapan 2 kişinin de bulunduğu toplam 50 kişi gözaltına alındı." ( Milliyet- 21 Aralık 2006 )
 
Üç ay önce Ankara Cumhuriyet Savcılığına yapılan suç duyurusu kapsamında yapılan soruşturma sonrasında üç bakanlık ve taşrada başlatılan "Şafak operasyonu", "hortumlama eyleminin "boyutunu ortaya çıkaracaktır. Herkes bu işin üzerine gideceğinden toz duman arasında asıl faillerin kaçma ihtimaline karşı uyanık olmak gerekir.
 
Yolsuzluğun şekli şemalı, güvenlik güçleri ve savcılarımız rahat çalışırsa ortaya çıkacaktır. Soruşturma kapsamına giren il sayısı şimdilik onbir. Çorap söküğü gibi gerisi mutlaka gelecektir.
 
Memura, işçiye zam vermeye korkanların, yandaşlarına peşkeş çekmeye geldi mi savurması bu ülkenin kaderi olmaktan ne zaman çıkacak diye merak ediyor insan.
 
Bu işin sadece birkaç bakanlıkla sınırlı kalacağını ise hiç sanmıyorum.
 
9 Mart 2003 Siirt seçimleri ile TBMM ne adım attıktan ve başbakan olduktan sonra AKP li milletvekillerine: "Lojmanlara girmeyin" talimatının bugün reklâmvari bir politika olduğunu anlıyoruz. Milletvekilleri lojmana girmemiştir ama ülkede ki lojmanlar giderek artmıştır. Lojmana girmeyenler devlet konuk evleri dâhil birçok yere yerleşmiştir. Kimi kandırıyorlar anlaşılır gibi değildir?
 
Şafak operasyonu ile AKP de şafak atmıştır. İhalelerin yurt çapınca incelemeye alınması, boyutu kısmını geçerek, bu yolsuzluklar yeterince araştırılabilecek mi onu merak ediyorum. "Dokunulmazlıkların kaldırılması" AKP nin engeline takılması, şüpheleri de beraberinde getirdi tabi. TBMM çatısı altında geride bir yığın yolsuzluk dosyası bırakarak "milletvekili zırhına" bürünmeleri etik olmadığı gibi kötü örnek oluşturmaktadır.
 
İş nereye kadar uzayacak, kimler yine kurtulacak ve Cumhurbaşkanı ne zaman seçilecek? Sorularından önce meclisin ilk icraatı "dokunulmazlıkları" kaldırmak olmalıdır. Şaibeli geçmiş bugün karşımıza "Şafak – Kolon operasyonları olarak çıkmaktadır. İçerden yardım ve yataklık olmadan, "ihale yolsuzluğu" oluşur mu? Bu nasıl bir "Ak yönetimdir?", anlayan beri gelsin.
 
" Demokrasiyi "diline pelesenk eden başbakan cesareti varsa önce dokunulmazlık zırhını çıkarmalıdır. Siirt yerel seçimi ile meclise girdiğini unutup, Cumhurbaşkanını "bu meclis seçecek" demesi hiç demokratik değildir. "Dokunulmazlıkları kaldırıp",  normal yoldan seçime girerek başbakan olursa o zaman kimsenin diyecek hiçbir şeyi kalmaz. Başbakanlığı şaibelidir, KKTC başta olmak üzere Türkiye'nin tek taraflı verdiği tavizlerin uygulayıcısıdır, artı ortada  "İhale Hortumculuğu vardır. Aklanıp paklanmanın yolu ise bellidir.
 
Bu şartlarda Cumhurbaşkanlığı seçimi için tutturmak milletin iradesini hiçe saymaktır.
 
Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin ise, milletin önüne sandıkları koymaktan korkmayalım. Cesareti olan, kendine güvenen laf ebeliğini bırakır, "erken seçim kararını " alır. 
 
Not: Seçimler için patronlar kulübü Tüsiad'a sorulmasını yadırgamışımdır hep. Tüsiad seçimleri zamanında olmasını istiyormuş. Emredersiniz mi denilecek bu görüşe, ne dersiniz?  İhale yolsuzluğu ile ilgili haberin bugün ki malum medyada budanarak ya da üstü küllendirilerek sunulması hakkında ne düşünülmelidir?
 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.