Haberin yayım tarihi
2009-09-29
Haberin bulunduğu kategoriler

Öcalan'dan İnciler!

Demokratik açılım süreci ile ilgili "Yol Haritası" hazırlayan İmralı sakini Abdullah Öcalan, her gün yeni ve tutarsız fikirlerle gündemde kalmak için çaba gösteriyor. Bir gün PKK'nın muhatap alınması gerektiğini söylüyor, diğer bir gün DTP ve PKK'nın yetersiz olduklarını, bütün  sorumluluğun kendisinde olduğunu belirtiyor. Bazen çözümden yana olduğunu vurguluyor, bazen de oturduğu yerden tehditler savuruyor. Peki bu şahıs ne yapmak istiyor? Gerçekten teröre son vermek mi, yoksa şiddeti devam ettirmek mi?
         
Öcalan'ın Fırat Haber Ajansı'nda 25 Eylül'de yayınlanan "Görüşme Notları" her zaman olduğu gibi çelişkilerle dolu. Öncelikle DTP ve PKK'yı sert ifadelerle eleştiriyor. DTP'nin teorik kavrama düzeyinin kadro yetiştirmek için yetersiz olduğunu aktaran Öcalan, partinin geri kaldığını ve çağa uyum sağlayamadığını vurguluyor. Demokratik çözüm için elinden geleni yapmaya hazır olduğu, ancak DTP ve PKK'nın bütün sorumluluğu kendisinin üzerine yıktıkları ve önünde engel teşkil ettikleri, bunun büyük bir zulüm olduğu, değerlendirmesinde bulunarak, 2005'te de DTP ve PKK'ya çok kızdığını hatırlatıyor. Mücadelenin ciddi yapılması gerektiğini de kendilerine (DTP ve PKK'ya) defalarca söylediğini anlatan Öcalan, "Ya bu işi iyi yapın, ya da bırakın" şeklinde eleştiride bulunduğunu ifade ediyor.
         
DTP ve PKK'nın bazen çok sivri konuştuğuna, bazen de ne söyleyeceğini bilmediğine işaret eden Öcalan, DTP'nin bu tür siyasi yöntemlerle bundan sonra Kürtlere hitap edemeyeceğini açıklıyor. Yani Öcalan'ın da DTP'den umutsuz olduğu anlaşılıyor.
        
 "DTP ve PKK önderlik yapamıyorlar, kendi önderliklerini oluşturamıyorlar" eleştirisinde de bulunan Öcalan, Ekim'de yapılması planlanan Kürt Konferansı'nın da DTP ve PKK tarafından ciddiye alınmadığını söylüyor.
         
"Yok sen şunu söyledin, şunu yaptın, ben de bunu söyledim bunu yaptım" anlayışının artık terk edilmesi gerektiğini savunarak, kimin kardeşlikten yana olduğunun ortaya çıkacağını kaydediyor.
       
 Toplumsal uzlaşmanın herkesin yararına olduğu değerlendirmesini de yapan terörist başı, dine vurgu yapmayı da ihmal etmiyor. Müslümanlığın ilkelerinin kardeş olmayı gerektirdiğini kaydederek, Türklerin bölücü siyaset yapmadıklarını, bunun ta 1071'den beri böyle olduğunu bildiriyor.
        
 Buraya kadar demokratik açılımı destekler gibi görünen Öcalan, birden bire görüşmenin ortasında tehditler savurmaya başlıyor. Kırk milyon Kürtle  savaşan Türkiye'nin bütün kalamayacağını ve bölüneceğini anlatarak, kent isyanları, halk savaşı çıkabileceğini söylüyor. Bu arada böyle şeyler olursa da hiçbir sorumluluk yüklenmeyeceğini ifade ederek kolayca sıyrılmasını biliyor.
 
Öcalan aslında, DTP ve PKK'yı açıkça hedef ilan ediyor. Demek ki o da terörden şikayetçi diye düşünürken, bu sefer de tehditler savuruyor, tahrik ediyor. Madem şikayetçi, neden PKK'nın silah bırakmasını istemiyor, neden çözüm için öncelikle terörün son bulmasını salık vermiyor?
         
Sözde savaşlarının Kürtlere karşı olmadığını belirten Öcalan, PKK ve DTP üçlüsü, kendi aralarında bile anlaşamıyor. Sürekli kavga halindeler. Bir gün öyle, bir gün böyle, bir olumlu, bir olumsuz…Demokratik açılım yolunda, daha ne istedikleri bile belli olmayan bu terör üçlüsü mü muhatap alınacak?
         
Helin Demir
         
helindem@mynet.com  

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.