Haberin yayım tarihi
2009-02-01
Haberin bulunduğu kategoriler

Önce sus, sonra kükre. Ya şimdi ne olacak ?

Başbakanımızın tepkisi oturumu yöneten MODERATÖR'e imiş. 

Vicdan sahibi hiç kimse itiraz edemez, etmemeli de. Başbakan Erdoğan'ın yapmış olduğu çıkış sergilemiş olduğu asil duruş hepimizin göğsünü kabarttı.  Mutlu olduk. Dünya bizden bahsediyor diye inanılmaz duygular yaşadık. Hatta bu asil duruşa karşı Gazzeliler miting bile yaptılar. Bunların hepsi doğru. Kimse itiraz edemez.

Bazı fosillerin mahvolduk, yandık, perişan olduk, İsrail yaşatmaz ve buna benzer açıklamaları da hiç bir şey ifade etmez.  Başbakan doğru ve gerçekleri dile getirmiştir.  Asıl olması gerekenler bundan sonradır.  Laftan çok icraat bekliyoruz. Bu millet izzetli duruş sergileyenlerin  hep yanındadır. 

Bunları söylerken bazı hakikatleri de açıklamak zorundayız.

Başbakan Erdoğan'ın o asil çıkışına ve dik duruşuna her ne kadar çok sevindiysek de, bir iki saat sonra basın toplantısında yapmış olduğu açıklamaya da bir o kadar üzüldük.

Sn Başbakan orada Katil Peses'e  efelik yapıp tepki gösterdi zannediyorduk. Sonra anladık ki; Başbakanımızın tepkisi oturumu yöneten MODERATÖR'e imiş.  25 dakika değilde 12 dakika konuşturulmuş. Buna kızmış, her neyse...
 
İnsan erdem sahibidir, yiğidi öldürür  ama hakkını yemez. Bizde Başbakan'ın hakkını yemeyelim itiraf edelim ki; Katil Peres'in yüzüne karşı 'siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz' demesi tam bir harikaydı. 

Erdemli davrandıktan ve yiğide hakkını verdikten sonra aşağıdaki yazıyı da insaflı bir şekilde değerlendirmek lazım.  Aksini yaparsak haksızlık yapmış oluruz. 
 
Burada e-mail gurubuma gelen bir yazıyı beraber paylaşalım ve vicdani olarak değerlendirelim.

Buyurun ..       

Doğrudur, Gazze'de korkunç bir İsrail zulmü var.

Bundan dolayı toplum olarak elem duyduğumuz vakıadır.

Ama sormak lazım, benzer ve hatta çok daha ötesi katliamlar hemen yanıbaşımızdaki Irak'ta yapılmadı mı?

Orada akan Müslüman kanı değil miydi?

Öyle idiyse orada olanlara gıkını bile çıkarmayanların şimdi Filistin bağlamında pozlara bürünüp kahramanlık taslamaları nasıl inandırıcı olabilir?
 
İkiyüzlülüğün belgesi

İmam-ı Azam hazretlerinin, Musa Kazım Efendilerin Kabri Şerifleri bombalanır, insanlar Ebu Gureyb Hapishanesi'nde hayvan misali boğazlanırken bir kınama demecini bile vermeyenlerin şimdi günah çıkarırcasına Gazze'deki bebeleri kullanmaları ahlaki midir?

Evet kullanma nitelemesini bilinçli olarak yapıyorum ve Tayyip Erdoğan'ın o bebeleri siyasi fayda için dillendirdiğini düşünüyorum.

Yok ben ulusalcı kardeşimiz Nihat Genç gibi gaza gelip tir tir titremiyorum, tersine sergilenen bu ikiyüzlülük adına utanç duyuyorum.

Telafer'de, Bağdat'da, Basra'da olanlara yıllar yılı susmanın ötesinde lojistik destek vereceksin, ama seçim kapıya geldiğinde birden Filistin mücahidi kesileceksin!

Yemezler kardeşim yemezler!

Hem meydan okumak öyle lafla, tiyatro ile poz atmakla olmaz! Eyleme dönüşmeyen tavır kuru gürültüdür.

Dahası, bırakın onu bunu, arkadaş madem medyan okuyor ve tutum alıyorsun, Dünya Yahudi Kongresi'nin 100 yıldır hiçbir Müslüman öndere vermeyip sana layık gördüğü o cesaret madalyasını geri versene! Şekli bile olsa İsrail'e eylemli bir tavır takınsana!
 
Yakarma ve sünepelik

Bunları yapmayacaksın, ama çıkaracağın kuru gürültülerle kahramanlık taslayacaksın!

Bir başka komiklik, yapılan sünepelik istismarıdır.

Tayyip beye göre bizim millete sünepelik yakışmazmış! Elhak yakışmaz, kuşkun mu vardı buna!..

Ama dur bir dakika!

Sünepelik konusunda bu ülkede konuşması gereken son adam sensin!

Niçin mi?

Yahu sen değil misin Washington'un Yahudi mahfillerinde "Beni kullanın, ne olur deliğe süpürmeyin" diye yalvarıp yakaran...

Bunu yapan ya da kendi adına yaptıran birinin sünepelik sözcüğünü ağzına almaya hakkı olabilir mi?

Dahası Türk ordusunun başına bin yıldır ilk kez senin başbakanlığın döneminde çuval geçirilmedi mi?

O rezalete ses çıkarmayan ve nota verelim diyenlerle de "Ne notası, müzik notası mı" diye eğlenen ve onlarla alay eden birinin hiç sünepe millet değiliz demeye hakkı olabilir mi?
 
İstismar padişahı

Pardon pardon, sevgili Nihat Genç'ten özür diliyorum, ben de titriyorum, ama benimki onunkinin tam tersi, yani ortaya konan tiyatro ya da riyakârlıktan ötürü çıldırıyorum!

Evet hiç dolandırmadan yazıyorum, Tayyip Erdoğan'ın Davos tutumu siyasi şovdur ve tıpkı Hayrünnisa hanımın türbanı misali iç tüketime sunulmak üzere vizyona konmuştur.

İstismar padişahı Erdoğan, yaşlı Peres'in verdiği pası iyi değerlendirmiş ve golü atmıştır. Hadise yoksulluk, hırsızlık, işsizlik, yani toplumsal kaos ve de Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bunalan Erdoğan'ın her zaman yaptığı gibi kendini hamaset ve istismar denizine atmasından ibarettir! 
           
İşte böyle maalesef .

Duygusal millet olduğumuz için en ufak bir gelişmede neyimiz var neyimiz yok feda edebiliyoruz.  ABD ve İsrailin  yaptığı bir paketten dolayı (!) kendini bile yönetmekten aciz bir şahsiyeti ülkenin başına Başbakan yapabiliyoruz.  Başımıza ne geliyorsa, ya iyi düşünmediğimizden, ya da duygusallığımızdan…

Bu işler bu kadar kolay olmamalı, her şeyin zor bir bedeli olmalı.  Yoksa yarın yine yandım anam türküleri söylemeye devam ederiz. 

ve Amr Musa hayatının fırsatını kaçırdı

Mısır'ın eski dışişleri bakanı ve  Arap Birliği genel sekreteri olan bu aciz şahsiyet hayatının fırsatını kaçırmış oldu. Nerde ise kahraman olacaktı ama başaramadı.   Başbakan Erdoğanı tebrik etti, gidip gitmeme arasında tereddüt etti. BM genel sekreteri bir çocuğa otur yerine der gibi elinden tuttu ve oturttu.  Altın tepsi içinde önüne gelmiş fırsatı tepti. Hak etmediği halde az kalsın kahraman olacaktı. İlahi adalet buna mani oldu.  O makamdaki bir kişinin sünepeliği Arap Birliğinin genel siyasetini  temsil etmektedir.  Ne diyelim kendi düşen ağlamazmış….
 
Şeref KILIÇ
serefkilic@gmail.com 
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.