Haberin yayım tarihi
2009-04-21
Haberin bulunduğu kategoriler

Peygamber Efendimiz'in çocuk sevgisi

Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz (s.a.s.) çocuklara derin sevgi besler, bunu bütün davranışlarına yansıtırdı. O'nun çocuklara olan sevgisi son derece sıcak ve içtendi. 

Hz.peygamber'in çocuklarla olan birlikteliği, onlara karşı sevgi dolu yaklaşımı, tavır ve davranışlarında belirgin bir şekilde görülmektedir.
       
Peygamberimiz'in çocukları kucağına alması, öpmesi, onları "reyhanım" diyerek koklaması, omuzuna çıkarması, her hangi bir olumsuzluk karşısında azarlamaması,  göremediği zaman bulundukları yere gitmesi, iki kollarını açarak kucağına beklemesi, bindiği binitine bindirmesi, onlara gülümseyerek bakması, hediye vermesi, dua etmesi, onlarla şakalaşması, onlar için oluşan en ufak bir sıkıntılı durum karşısında endişelenip rahtlatıcı önlem alması, onların başını, sırtını okşaması, sağlıklı olmaları konusunda anne ve babaya izlemeleri gereken yolu göstermesi, tedavileriyle yakından ilgilenmesi, her türlü hak ve hukukunu koruması, eğitim ve öğretimleriyle ilgilenmesi gibi daha bir çok husus çocuklara olan sevgisini bütün ayrıntılarıyla ortaya koymaktadır.
       
Hz. Muhammed(s.a.s.) güzel ahlâkıyla herkese örnek bir Peygamberdir. O büyük- küçük, kadın-erkek herkes için şefkat ve merhamet doludur. Onun sevgi, şefkat ve merhameti çocuklar için çok daha öndedir.
       
Çocuk insana Allah'ın bir emanetidir. Ona iyi sahip çıkmak gerekir. Bu ise onu sevmek, onunla yakından ilgilenmek, onu tehlikelere karşı korumak, ona iyi alışkanlıklar kazandırmak, güzel ahlâk ve terbiye kuralları aşılamak, onun eğitim ve öğretimiyle ilgilenmekle   gerçekleşir.
       
İnsan haklarının ön planda tutulduğu günümüzde çocukların savaşlarda acımasızca öldürülmesi, ağır işlerde çalıştırılması, sokaklara terkedilmek suretiyle her türlü kötülüğe, kötü alışkanlıklara itilmesi onların öyle çok da önemsenmediğini göstermektedir. 
       
Parçalanmış ailelerin sevgiden yoksun büyüyen ve daha sonra problem olan çocukları ortadadır. Aile içi şiddetten ve geçimsizlikten dolayı toplumla barışık yaşamaktan uzak kalan çocuklar her gün tartışma konusudur.
    
Küçük yaşlarda eline silah tutuşturulan ve muhatabını nefretle bekleyen binlerce çocuğu gözlemlemekteyiz. İlgisizlik sonucu uyuşturucu ve benzeri kötü maddelere yönelmiş,   dilenciliğe, yankesiciliğe yönlendirilmiş nice çocuk grubu var.
     
Dünyamızda cinsel tacize uğrayan çocukların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu durum modern dünyanın gözü önünde gerçekleşmekte ve bu son derece normal karşılanmaktadır.
     
Günümüzde çocuklarla ilgilenilmiyor değil, tabiki ilgilenilmektedir. Çocuk şenlikleri düzenlenmekte, onların gönlüne göre programlar yapılmaktadır. Eğitim ve öğretimleriyle ilgilenilmektedir. Bunlar güzel şeyler. Dünyanın ileri bütün imkanlarından bir çok çocuğun yararlanması büyük ölçüde gerçekleştirilmektedir. Ancak eğer bu yapılanlar imtiyazlı bir kesim için yapılıyor, yalnızca varlıklı ve seçkin kesimin çocukları içinse, sadece gelişmiş ülkeler bunun tadını çıkaruyor da ötekileri bundan yoksunsa o zaman çocuk sevgisi yüzeysel bir sevgiden öteye geçmeyecek, buna da gerçek sevgi denmeyecektir.
      
Eğer, yalnız bizim çocuklarımız yaşasın, bizimkiler gülsün, bizimkiler yesin-içsin, bizimkiler eğitim-öğretim görsün, bizimkiler büyüsün adam olsun, yalnızca bizimkilerin hak ve hukuku korunsun da ötekileri savaşlarda ölüyormuş, ağlıyormuş, aç-susuz-cahil kalıyormuş, kötü ortamlarda büyüyorlarmış, hak ve hukukları çiğneniyormuş, varsın olsun ise
bu onların geleceği için bırakılan hiçte iyi bir miras olmadığı gibi gerçek sevgi de olamaz. Bütün dünya çocuklarını gerçek anlamda kucaklayıcı çözüm ortaya konmadıkça onları ilerde kötü bir dünya beklemektedir.
     
Korunmaya ve sevgiye muhtaç binlerce çocuk var.
      
Oysa çağlar öncesine Hz.Peygamber'in bütün çocuklara karşı tutum ve davranışlarına baktığımızda, o gün onlara verilen değerin ne kadar gerisinde kaldığımızı rahatlıkla görebilmekteyiz.
       
Düşmanla savaşılmıştı. Savaş alanında düşman ölüleri arasında ölmüş bir çocuğa rastlandı. Peygamber Efendimiz buna o kadar üzüldüki, çocuğun hangi tarafça öldürüldüğünü tespit edemedi. Ordusuna, kesinlikle savaş sırasında çocukların, yaşlıların, hastaların, kadınların öldürülmemesi talimatını verdi.
       
Peygamberimiz'in çocuklara olan sevgisini ortaya koyan elimizde çokça örnek bulunmaktadır. İstanbul İlahiyat Fakültesinde yapmış olduğum yüksek lisans tezi tamamen bu konuyla ilgilidir. Yaptığım bu tez çalışması "Hz. Peygamber'in çocuklara davranışları" adıyla  kitap olarak basılmıştır. Bu alanda daha başka bir çok kitap, araştırma bulunmaktadır.
        
Nebî(s.a.s.) in çocuk sevgisini ortaya koyan bir kaç örnek vermek yerinde olacaktır.
       
Oldukça küçük olan kız torunu Ümame kimi zaman Hz.Peygamber'le birlikte camiye gelirdi. Efendimiz(s.a.s.) namaz kıldırırken, Ümame o sırada Rasûlüllah'ın omuzuna çıkmaya çalışırdı. Nebî(s.a.s.) ayağa kalkınca çocuğu omuzuna alır, öylece tutar ve secdeye giderken gayet yumuşak bir şekilde omuzundan indirirdi. Bu davranış namazı bozmayacak ölçüdeydi.
       
Peygamberimiz sokakta oynayan çocukların yanına gider, gülümseyerek onları seyrederdi. Herbirinin başını okşar, kimi zaman onlarla şakalaşırdı.
        
Çocuklar, Hz.Peygamber'i her hangi bir yerde gördükleri zaman yarışırcasına koşarak, yanına gelirler, kimi kucağına çıkar, kimi elinden tutar, kimi önünde kimi arkasında sevinerek yol alırlardı. Kimi zaman bindiği binitinin önüne bir çocuğu, terkisine diğer birini bindirir onlarla sohbet ederdi.
        
Peygamber Efendimiz çocukları sevindirmek için kimi zaman onlara çeşitli hediyeler verirdi. Ümmü Halit isimli kız çocuğuna kendi elleriyle elbise giydirerek, "ne de güzel yakıştı" dedi.
        
Hz.Peygamber bir gün torunu Hz.Hasan'ı öperken, Akra b.Habis gördü: "Benim on tane çocuğum var, bugüne kadar daha bir tanesini öpmedim". Deyince Peygamberimiz(s.a.s.): "Merhamet etmeyene, merhamet edilmez" buyurdu.
        
Bir ara yanında kalan bir Yahudi çocuğu hastalanmıştı. Hastalandığını haber alan Peygamberimiz çocuğu ziyarete gitti ve onunla ilgilendi. Çocuğa bir takım öğütlerde bulundu. Çocuk bundan etkilenmiş olacak ki daha sonra müslüman oldu.
       
Peygamberimiz Efendimiz Torunları Hz.Hasan'ı bir dizine, diğerini öbür dizine oturtur, bağrına basarak, onları koklar, öper ve derdi ki:" Bunlar benim kokulu iki reyhanım".
      
Çocuk sevgiyle büyür, sevgiyle kişilik bulur. Çocuklar sevdikleri kimselerle bir olmaktan ve onları taklit etmekten hoşlanırlar. Büyüklerin, küçüklere sevgi ve şefkatle yakalaşması onlarda müspet ruhi durumlar meydana getirir ve aradaki sevgi bağlarını güçlendirir.
      
Hz.Peygamber'in yolu yolumuz olsun 
        
Bekir DEMİR 
Houthalen Cami Din Görevlisi

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.