Haberin yayım tarihi
2011-02-23
Haberin bulunduğu kategoriler

*Sevgi mahlukat ağacının tohumu*!!

Sevgili Gündem okuyucuları


Bir önceki *Sevgi..1* başlıklı yazımda da belirttiğim gibi içinde bulunduğumuz  'Sevgililer Sevgilisi'nin doğum ayı olan hicri Rabiul-evvel ayı itibarı ile Sevgi konusunu ele almaya niyet ettim.Ve bu niyetle  Sevgi 1  başlıklı bir önceki  yazımı istifadenize sundum.


Şuan bu satırları okuyan siz  kıymetli okuyucularıma (okumadıysanız şayet) önce Sevgi 1 başlıklı yazıyı  konu bütünlüğünü elde etmek için  okumanızı tavsiye ederim,çünkü bu satırlar onun devamı olmaya gayret edecek inşaAllah..


Evet  şimdi  konumuz olan Sevgi'ye


"Sevgi mahlukat ağacının tohumu"!!  


başlığıyla devam edelim Sevgili kardeşlerim;


Kur'an'da  Sevgi üç ayrı terimle ifade edilir. Muhabbet, Meveddet ve ülfet.. En çok kullanılan ise birinci sıradaki  "hubb" ( ha-be-be) kökünden türetilen muhabbet  terimidir.


Sevgi anlamına gelen bu muhabbet kelimesi,  aynı zamanda çekirdek,tohum, öz anlamlarınada gelir.Ve bu manalarıyla Kur'an'da bir çok yerde kullanılmıştır.


Bu ikinci anlamıda göz önünde tutarak  rahatlıkla diyebiliriz ki  Sevgi,varoluşun tohumudur,çekirdeğidir,özüdür..Varlığın yaratılış hikmeti , insanın varoluş illetidir (sebebidir).Herşey değerini ve ömrünü illetinden alır.illeti ölümsüz olan değerlerin kendiside ölümsüzdür.mesela "Allah  için sevmek" gibi.. illeti ölümlü olan değerlerin nihayetide ölümlüdür mesela "kul için sevmek" gibi..


Ancak el Vedud olan yani  seven ve sevilmeyi isteyen yüce Rabbimiz Allah (azze ve celle)  var oldukça Sevgide var olacak , ve O yüce yaratıcımız  bu ölümsüz sebeble yaratmasına devam edecektir. Nitekim Kitab-ı mübin'de söyle buyrulmaktadır;  "O her an yeni bir iştedir (hayatı heran tazelemekte, yaratmaya devam etmektedir)." -rahman 29-


Değerli okuyucular;


Mahlukatın sebebi olan Sevgi tohumunun ekilebileceği en verimli topragın adı yürektir..


Bizim adını  olur olmaz  Sevgi koyduğumuz verimsiz tohumlar değilde , Vedud olan Allah'ımızın bağışladığı cins tohum Sevgi; hamı alınıp nadaslanmış,taşı ayıklanıp keseği kırılmış ,emek ve işçilikle sürülüp ,gözyaşıyla sulanmış "selim" bir kalbe ekilirse , işte o vakit yurek , harcandıkça çoğalan bitmez tükenmez bir Sevgi ambarına dönecek  ve bu tohum bire on değil bire bin, bire yüzbin veren yürek toprağının ölümsüz hazinesi olacaktır..fakat şunu ilave etmeden de geçmeyelim , İnsan yüreğinin bu ölümsüz meyvesinden tam verim alabilmek için üç şey gerekli;


1-Cins tohum "Sevgi"


2-Bakımlı bir tarla"Kalp"


3-Fedakar bir bahçıvan "şahsiyet"...


Bu üç altın malzeme bir arada olduğunda, işte o vakit, tabiri caizse, müsadenizle birazda espiri tadında ifade edersek   "yemede yanında yat" misali olur..


Sevgili Dostlar;


 En kötü kalpazanlık, Sevgi kalpazanlığıdır.Karşılıksız çek kesen türedi tüccar gibi karşılıksız Sevgi imal eden türedi Sevgi tacirleri  yaptıkları kalpazanlığın adını  "insanlık sevgisi"  ya da "hümanizm" koyabilirler.Nasıl olsa bir faturası yok bu "Kalp Sevgi"nin !!


Anadolu halkı bu tip kalpazanlığı  "Kuru kuru kadan'alam ,, Takır  takır kurban olam" diye özetler..


Yine bu sahada kalpazanlığın bir başka türüde Sevgi'yi  belden aşağı (donun içinde) aramak,,


Ya da -günümüzde olduğu gibi- fuhşun adını Sevgi'nin zirvesi olan "Aşk"koymak..


Ortalığı sahte Sevgilerin  ve  Sevgi sahtekarlarının kapladığı  bir çağda , gerçek Sevgiyi ancak Kur'an'ın kılavuzluğunda bulabiliriz..Kesinlikle başka alternatifimiz yok!!


Çünkü Kur'an , hem aşıkların  hem maşukların en yücesi olan Allah'ın kelamıdır;  Sevgiyi Sevgiyle yaratan Allah'ın  sözüdür..


Aslında Sevgi'yi tek kelimeyle ifade edecek olursak ;


"Sevgi Mihenktaşıdır"


Nasılmı?


Bakınız;


Evrenin yaratılış hikmeti , insanın ölümsüz devleti ,mü'minin dünyada ki   cenneti , varlığın tek ortak serveti olan Sevgi aynı zamanda Kur'an'ın çatısını da oluşturur..Bu çatı "Sevmek"  ya da "Sevmemek" üzerine kurulmuştur.. Bu ilahi üslup , Sevgi'nin  "belirleyici" olduğu sonucuna   götürüyor  bizi..


İşte bu manada Sevgi , Allah'ın kişiyi vurduğu mihenktaşıdır..


Evrenin sahibi , kendisine karşı isyan etme , karşı gelme  yetisiyle donattığı insanı kahretmekten, ateşe atmaktan , azap etmekten  daha çok  "Sevmemek"le korkutup uyarıyor.


Allah'a itaatin illeti yani sebebi  Sevgi olarak belirirken , itaatsizliğin sebebi de Sevgisizlik olarak ortaya çıkıyor.


Korku mu ? o var ,olmalı da.. ancak sebebi azap,gazap ya da cehennem olmak yerine  yine Sevgi  olmalı..


Zaten azap,gazap, cehennem ,ceza vs tüm bunlar  O'nun sevmemesinin bir sonucu değilmidir?


Allah'a duyulan korkunun temelinde cezaya çarptırılma  korkusu değilde  O'nunla kendisi arasındaki  Sevgi'yi yıpratma korkusu , O'nun  Sevgisini kaybetme korkusu.. sebebi Sevgi olan korku  vardır ki ,istenilen  de budur  ve gerçek   "Takva"  bunun adıdır..


Az yukarda ki cümlemizde Allah'ın  kitabını ,Sevmek ya da Sevmemek üzerine bina ettiğini söylemiştik.  Şimdi şu ayetlerde  bu cümlemizi teyit ettirip  , ve Sevgi'nin, insanın amellerinin belirleyicisi  olarak nasıl kullanıldığına bakınız;


"Allah, hainleri Sevmez" (Enfal 58)


"Allah,tevbe edenleri Sever"(Bakara 222)


"Allah, fesatçıları Sevmez" (Maide 54)


"Allah, müttakileri Sever"(Al-i İmran 76)


"Allah,haddi aşanları Sevmez" (Al-i İmran 57)


"Allah ,dengeli olanları Sever"(Maide 42)


"Öz benliklerine ihanet edenleri savunma!Kuşkusuz Allah, kendisine ihaneti meslek edinip boğazına kadar günaha batanları  Sevmez"(Nisa107)


"Şüphesiz  Allah ,davası uğrunda sanki yekpare çelikten bir bina gibi saf (birlik) disiplini çerisinde mücadele edenleri Sever"  (Saf 4)


"Çünkü Allah ,büyüklük taslayıp böbürleneni Sevmez"


(Nahl 23 )


"Allah ,hertürlü pislikten temizlenip arınanı Sever"


(Tevbe 108 )


Hepsi bu kadar değil elbet ,yüce Kitabımız Kur'an'da Sevgi ekseni etrafında dönen bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama biz bu kadarla iktiza edelim.Bu misaller yüce kitabımızdandı , birde bunlardan başka,Sevginin belirleyiciliğine ; göklerin öğrencisi , yerlerin başöğretmeni  ve insan Sevgisinin ufku Hz Muhammed (sav)'in  ve o'nun güzide ashabının hayatından da çarpıcı örnekler  verebiliriz .


Evet Degerli dostlar; Kişinin niteliğinin yani özelliklerinin tesbitinde Sevgi'nin belirleyici bir unsur olduğunu Allah Rasulünde de görüyoruz. O Sevgi menbaı büyük insan , dışardan bakınca sahibini negatif konumlara oturtacak kimi davranış sahiplerini , söz konusu olumsuz davranışlarıyla değilde Sevgileriyle değerlendirmiştir.Ashabı arasında olumsuz davranış sergileyen kimilerine karşı oluşan muhalefeti dengelemek  ve muhalefette aşırı gidenlere unutulan en önemli bir boyutu daha hatırlatmak için birçok olayda "Hayır o kardeşiniz Allah'ı ve Rasulünü Seviyor" buyurmuştur.Rasulullah'ın Sevgiyi belirleyici olarak gösterdiği birçok örnekten Buhari ve diğer kaynaklarında naklettiği yanlızca bir örneği Hz Ömer (Ra)'den dinleyelim;


"Allah Rasulü zamanında Abdullah isminde  hareketleri ile Peygamberimizi güldüren ve fakat sürekli içki içen biri vardı.Efendimiz, içki içtiğinden dolayı onu birçok kez ikaz etmiş  fakat devam etmesiyle onu cezalandırmıştı.yine birdefasında içki içerken yakalanmış ve ceza almıştı.Sahabeden onun cezalandırıldığını gören biri ;


-Allah ona lanet etsin ! ne kadar da çok içiyor , dedi


Bunu duyan Peygamber efendimiz ;


-" Sus , ona lanet etme !  bilmiyormusun ki o, Allah ve Rasulünü Seviyor" buyurdu.


İşte büyük sahabe Hz Ömer'in bizzat şahit olduğu bu tavır ,çirkin  ameli hiçe sayan ters yönde bir dengesizliğe delil olamaz elbet.Çünkü bu örnekte , bir ifratın , bir yanlışın ,bir dengesizliğin Allah Rasulu eliyle önlenmesini görüyoruz . Ama bunun yanında şunu da görüyoruz ki  insanları zaaflarından dolayı mahkum ederek  kimi çok güzel hasletlerini görmezden gelmeyide reddediyordu Allah Rasulu..Laneti haketmemiş birine lanet etmeyi hoşgörmemişti Efendimiz.. Belki bununla onun duaya ihtiyacı olduğunu , affa ve merhamete  ihtiyacı olduğunu ima etmişti kimbilir?


Kıymetli kardeşlerim ; yine gelin ,Sevgi'nin belirleyiciliğine Kur'an'dan bir ayetle daha güzel bir örnek verelim;


" De ki ; Eğer Allah'ı Seviyorsanız bana uyun ki Allah da  sizi  Sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır , esirgeyendir." (Al-i İmran 31)


Evet Sevgili Gündem okuyucuları, gördüğünüz gibi bu ayet açık ve net bir şekide Sevgi'nin belirleyiciliğini ortaya koyuyor.


Adeta şunu diyor ayette mecazen  ; Kişi sevmediğine de itaat eder,  ama eğer seviyorsanız itaat edin  , yani itaatinizin sebebi Allah Sevgisi olsun ,salt ,dikdatör bir  korku değil.. Korkunuzda Sevgi'ye bağlı bir korku olsun..


Nasıl mı ?   "Allah'ın Sevgisini kaybetmekten korkun"!!


Sevgili Dostlar; İnsan, Sevgisinin bedelini ödemeli değilmi?


İşte  bu ayette mecazen ; İtaat edin ki  Sevginiz lafta kalmasın , ödeyin onun bedelini.. diyor Rabbimiz..


 


Sevdiğiniz Allah'ın hatırı için, O'nun gönderdiği Rasul'e itaat edin ve itaat etmekle yürek ülkenizde Sevginizi iktidara geçirin!


Sevginiz iktidarsız Sevgi olmaktan kurtulup iktidarlı Sevgiye dönuşsün!


O zaman ne mi olacak?


Sevginizi Allah'a ispatlamış olacaksınız,onun bedeli olan itaati ödeyerek yapacaksınız bunu.. işte o dem  Allah'da sizi sevecek! Yanlızca o kadar mı? Değil elbet. O' da Sevdiğini sana ispatlayacak , silecek günahlarını, bağışlayacak seni..


Senin Allah'a olan Sevginin ispatı "itaat" iken , Allah'ın  sana olan Sevgisinin ispatıda "mağfiret" olacak...Bu Sevgi sürdükçe senin itaatin artacak,Senin itaatin arttıkça  O'nun bağışı ve Rahmeti artacak .. işte sana  müthiş bir formül..


Evet bu Al-i İmran 31. Ayette muhataba  muhteşem bir emir verilmekte.. Bu formülden haberi olmayan insanların yakalarından tutarak sars onları ve onlara sadece şunu de " Eğer Allah'ı Seviyorsanız......." Ve yine onlara de ki


"Allah'ın var neye muhtaçsın?


"Allah'ın yok neyin var?


EY RABBİM BİZE SEVGİMİZİN İSPATI OLAN İTAAT BEDELİNİ ÖDEMEYİ NASİP EYLE!!


                                                     -Amin-


 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.