Yavuz Nufel
Türkiye Gazetesi
Avrupa Baskıları
Dedikodunun zamanesi, kelime olarak benim buluşum!
Telekodu mağdurlarını dinledikçe , "nerede o eski "dedikoducular" diyeceğim geliyor…
Klasik Dedikoducuların deşifre edilmeleri kolaydır, yine de; zorda kaldıklarında " öyle demek istemedim", "uyduruyor", "bizi çekemiyor " "yüzleşelim" şeklinde durumu kurtarmaya çalışırlar; yemin bile ederler…
Telekoducu zorda kalmaz, çünkü kim oldukları bilinmez/bulunmazlar!
Kullandıkları yöntem şöyledir: Telekoducu, Ali, Veli üç arkadaştır. Telekoducu, Ali ile Veli'nin aralarını bozmaya karar verir… Telekoducu Ali'yle birlikteyken başlar Veli hakkında gaz vermeye! Gaza gelen Ali; orada olmayan Veli hakkında atıp tutmaya başlar! O esnada Telekoducu, elindeki telefondan çaktırmadan Veliyi arar…
Veli, " Alo… Alo" der fakat karşıdan cevap gelmez… Ali'nin sesini tanır, başlar dinlemeye… Veli, Ali'nin kendi hakkında neler söylediğini kendi kulakları ile duyar! O andan itibaren Ali ile Veli'nin eski muhabbetlerinden, arkadaşlıklarından eser kalmaz … Böylece Telekoducu amacına ulaşır! Unutmadan, Telekoducu Veliyi ararken cep telefonunun numarasını gizlemeyi ihmal etmez…
***
Geçtiğimiz hafta Kanal Avrupa'da yaptığım 5 artı 1 programında bu "Telekodu" tabirini ortaya atıp bu konuya değinince Telekodu kurbanlarının hiç de az olmadığına şahit oldum…
" Telekodu yüzünden hanımla aram açıldı."
" Eşimle aramız tam düzeliyordu ki hanımımın hakkımda neler söylediğini kendi kulaklarımla duydum ve boşandık!"
"Oğlumla aramı bu namussuzlar açtı!"
" Yirmi yıllık arkadaşımın hakkımda söylediklerini hem de kendi ağzından duymak ölümden acı geldi, şimdi konuşmuyoruz", diye der yandı Telekodu mağdurları…
Telekoduculuk genelde canlı canlı yapılmasının yanı sıra zaman zaman da sesin önce kaydedilip daha sonra karşı tarafa dinletme yöntemi ile yapıldığı da gelen bilgiler arasında….
***
Telekoducular için söyleyecek en ağır sözü bulmakta zorlanıyorum…
Beşer, şaşar… En sevdiğiniz insan bir hata yapmış, gaza gelmiş, ağzından istemeden bazı olumsuz sözler çıkmış olabilir…
Siz siz olun karşınızdaki kişi oğlunuz- kızınız da olsa; akrabanız, eşiniz dostunuz da olsa; kısaca kim olursa olsun üçüncü bir şahıs hakkında konuşurken dikkatli olun… Ne olur ne olmaz!
Sohbet ettiğiniz bir şahıs elinden cep telefonunu düşürmüyor, devamlı telefonu ile oynuyor, mesaj geliyor, telefonu çalıyorsa potansiyel ya da profesyonel bir telekoducu olabilir…
***
Bu hafta Telekoduclar kadar tehlikeli Köylü Kurnazlarını, Kasaba Tilkilerini ve Şinanayları yazmak istiyordum. Dernek, Vakıf, Spor Kulüpleri; Şirketler, Siyasi Partiler ve Medya başta olmak üzere her türlü kurum ve kuruluşun olmazsa olmazıdır Köylü Kurnazları, Kasaba Tilkileri ve Şinanaylar!... İki ayaklı Şinanaylar güneş kadar ışık yaydıklarına inanırlar! Etrafınıza iyi bakın, Şinanaysız bir yapılanma var mı?
Sözlüklere göre Şinanay, sevinç ve memnunluk anlatan bir kelime olsa da dibini bile aydınlatmaktan aciz, ilkel bir aydınlatma aracının da adıdır.
ŞİNANAYların gerçeklerini müzede, iki ayaklısını her yerde görebilirsiniz,
birazcık dikkatli bakın yeter!...