Bağımsızlık sonrasında tarafsızlık statüsünde hareket edeceğini ilan eden Türkmenistan'ın, ilk Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov'un vefatından sonra iktidara gelen yeni yönetimin aynı dış politik çizgiyi muhafaza edip etmeyeceği merak konusuydu.
Berdimuhammedov'un iktidara geldiği ilk günden itibaren komşu Orta Asya ülkeleri ve Batı ülkeleriyle ilişkilerini geliştirme yönünde girişimleri, Niyazov döneminden farklı, aktif bir Türkmenistan dış politikasıyla karşı karşıya geldiğimizin habercisi olarak değerlendirildi.
Nitekim Gurbangulu Berdimuhammedov, çok yönlü ve tarafsız dış politika çerçevesinde ülkeler arası ilişkilerini çeşitlendirdi. Bu arada, "tarafsızlık tutumunun Türkmenistan için öncelikli bir konu olduğunu" ilişkide bulunduğu ülkelere de hatırlatmayı unutmadı. BDT Devlet Başkanlarının 20.02.2008'de Moskova'da yaptıkları gayri resmi toplantısında özellikle Türkmenistan'ın tarafsızlık statüsü nedeniyle BDT'nin Fahri üyesi (associate member) olduğuna vurgu yaparak, Türkmenistan'ın BDT'deki katılım düzeyinin artırılmasına gerek duyulmadığını belirtti. 
Öte yandan Berdimuhammedov, 17 Ocak 2009'da ABD merkez komutanı David Petraeus'u Aşkabat'ta kabul ederek, ABD'yle verimli bir işbirliğine hazır olduklarını dile getirdi. Türkmenistan ve ABD arasındaki görüşmelerde yeni ilerlemeler kaydedildiğini açıklayan Berdimuhammedov, ABD'yle eşgüdüm ve işbirliğini artırmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Kısacası Türkmenistan'ın, Orta Asya'daki Rus, ABD ve Çin'in kıyasıya mücadelesinde, "denge politikası" uygulamasına devam ettiği/edeceği anlaşılıyor.
Hayri POLAT
hpolat@globalyorum.com
