Anadolu Türklüğü´ne adeta unutturulan Nevruz’un ateşi bu sefer yoğun bir kalabalık ve belki de ilk defa bu kadar heyecanlı bir ortamda yakılarak yeniden umut oldu. Yeniden dirilişi, birlik ve beraberliğin pekişmesini sağlayan bu ateş açıktan birilerinin uykularını kaçırmış oldu. Ankara Arena salonu hayatında ne bu kadar kalabalık ne de bu kadar insan sıcaklığı görmüştü. Nevruz yüzbinler tarafından kutlanmış, demir dövülüp Ergenekon Bayramı hayata geçirilmişti.
Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk sonrası unutturulmak istenen manevi değerler arasında bulunan Nevruz bu sefer Türk Milliyetçileri tarafından kitlelere tekrar hatırlatılmalıydı. İşte bu sebepten dolayı Milliyetçi – Ülkücü Hareketin lideri Dr. Devlet Bahçeli Bey bir çağrı yapmış ve Ankara’da buluşmak için bir davet çıkarmıştı. Ne güzel etmişiz ve bu davete olumlu yanıtta bulunmuşuz. İnsanlar Arena’yı doldurmuş ve bunun bir kaç mislisi dışarıda caddeleri bile bayram ortamına çevirmişlerdi. Milliyetçi Hareket Partisinin 11. Olağan kongresi böylece Nevruz kutlamalarıyla beraber yürütülmüştü.
Salon disiplini, süslemeler, Türk Devlet ve topluluklarının bayrakları ve şehit Fırat Çakıroğlu’nun posterleri gözden kaçmıyordu. Heyecan doruk noktada olup yer gök inliyordu. Devlet beyin konuşması ise nokta atışları ile insanlara gelecek için umut veriyordu. Adalet, vicdan, hürriyet, vatan gibi kavramlar konuşmasını süslüyor devlet ve millet adamlığının ne olduğunu böylece haykırıyordu. Kul hakkı, cehalet, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar devri konuşmasının içinde dile getiriliyordu. Türk geleniğinde sorumluluk taşımanın ne olduğunu açık ve net bir biçimde dillendiriyordu. Siyasi iradenin vatan konusunda samimiyetsizliğini ise Mete Han’ı işaret ederek konuşmasını adeta muhteşemleştiriyordu: “2 bin 224 yıl önce Mete Han`ın, millete ait olan, ataların mezarlarını saklayan toprak, yani vatan verilemez buyruğunu bilen yoktur.”
On yıllar sonrası Nevruz Anadolu’da tekrar Türk milleti tarafından heyecan ve coşku içinde kutlandı. Ergenekon çıkışını canlandıran demir dövme ise son noktayı koymuştu. Birileri her ne kadar Nevruz’u kirletmek isteseler de Türk milleti bu değerine tekrar sahip çıkmış ve onu gerektiği gibi kutlamıştı. Ankara’da yakılan bu Nevruz ateşi şimdi Türk’ün olduğu her yere sıcaklık ve aydınlık götürüyor.
Devlet Bey’in gelenek haline getirdiği gibi konuşmasına yine Dedem Korkut`tan esinlendiği yeni bir hayır duasıyla son verdi:
“Hak Teala;
Karlı dağlarımızı yıkmasın.
Kardeşliğimizi ve birliğimizi bozmasın.
Devamlılığımızı kesmesin.
Umutlarımızı kurutmasın.
Huzurumuzu karartmasın.
Hayallerimizi daraltmasın.
Heyecanlarımızı azaltmasın.
Milletimizi korusun, devletimizi güçlü kılsın.
Ülkücünün alnını açık, talihini güzel etsin.
İmandan ayırmasın, derlesin, toplasın.
Günahlarımızı adı güzel Muhammet Mustafa yüzü suyu hürmetine bağışlasın.”
Amin, amin ve bir daha amin.....................
Murat Gedik, 23 Mart 2015
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl