Hollanda’da bazı STK’lar teröre karşı bir basın bildirisi yayınladı ya, birileri hemen kendine görev çıkardılar.
Bu Hollanda’daki toplumu nasıl birbirine düşürürüz, birilerini nasıl rencide edebiliriz, bunu yaparken bir kaç kuşu birden nasıl vururuz diye adeta itibarsızlaştırma kampanyasına akılları sıra giriştiler.
Bu bildiride ismi geçen bazı STK’lar pişmanlıklarını belirli yollarla belirtmeye çalıştılar. Kimi basın bildirisi ile, kimi beşeri münasebetlerle bundan sonra böyle yanlışlara düşmeyeceklerini ve oyuna getirilemeyeceklerini adeta haykırdılar.
Biz de hem şahış olarak, hem de genel başkanlığını yaptığım kurum olarak tepkimizi milleti germeden, birilerini hedef göstermeden açık bir biçimde koyduk. Bu konu ile ilgili İnterajans’a vermiş olduğumuz demeç yayınlandı ve bu demecin halen arakasındayız. Yani demokrasinin çizgileri içerisinde ne gerekiyorsa söyledik.
Aman Allah’ım açıklamamızı yaptık ya, bizim ahmaklar hemen atladılar. Ülkücü Hareket’in Hollanda’daki Lideri birilerini deşifre etti diye hem bazı kurum ve yöneticilerini hem de bizi hedef göstermeye kalktılar. Ardan, namustan, hayadan, zekadan yoksun bu ahmaklar sözde bir de gazetecilik yapıyorlar. Bir bakarsın bilmem ne federasyon başkanı bunlar, bir bakarsın bilmem ne cemiyet başkanı, uyduruk yapılarla işte kendilerini hoşnut tutmaya çalışmaktalar.
Ulan utanmazlar varsa fikriniz, varsa topluma bir demeciniz adam gibi çıkın ve bunu duyurun. Takma isimlerle, hayali platformlarla, bilmem ne blogları ile yaptığınız terör örgütü üyelerinin hani şu etekli resimleri piyasaya çıkanlar var ya, işte onları andırıyor.
Ne fitneler saçmaya kalktılar; kiminin iffetine dil uzattılar, Türkmen mücadele yiğitlerini terörist olarak gösterdiler vs..
Ahmaklık herkese nasip olmuyormuş demek. Bu sefer de basın bildirimizden hoşnut kalmamışlar ki bu ikili geçen Cumartesi günü (9 Nisan öğle vakitlerinde) Amsterdam’da bir araya gelmişler hakkımızda nasıl bir iftira oluştururlar bunun derdine düşmüşler. Şimdi hedeflerinde biz varız sözde.
Biliyorum bunların bazı kişilerle bir alıp veremedikleri var. Ulan adam gibi çıkın kimi düşman görüyorsanız mücadelenizi verin. Koskoca Ülkücü Hareket kafayı mı yedi sizin gibi beynamazların oyununa gelecek, alet olacak. Sert kayaya çarptınız beyler! Bu kadar teröre karşısınız da, o zaman şimdi neden nemalanmak için memleketi bu hale getiren sözde akil olanların borazanlığını yapıyorsunuz. Hele bu ikiliden biri daha düne kadar sol görüşlü idi, hatta 7 Haziran’da adam bir sol partiden aday adayı oldu. Allah’u Ekber, ne günlere kaldık.
Bu ahmaklar bilsinler ki; biz kimseyi deşifre etmedik, fakat Türk toplumunu germe mücadeleleri böyle sinsi bir ortamda devam ederse, hele hele buna bizi ve canımızdan çok sevdiğimiz Ülkücü Hareket’i alet etmek isterlerse kimi, nasıl ve nerede deşifre edeceğimizi çok iyi biliriz. Hem de Türk Töresine uygun bir biçimde. Adaletin vermiş olduğu bütün imkanları kullanarak.
Yapılacak o kadar iş varken bu değersizlere fazla zaman harcamayalım. Olur ya belki kavrarlar, belki onlara tercüme edenler olur düşüncesiyle Liderim Devlet Bahçeli’nin şu sözünü hatırlatalım bu ikili arkadaşa: “Toprak altında düz yatabilmek için, toprak üstünde dimdik durduk!”
Ahmaklık ta bir yere kadar, belanızı başka yerde bulun.
Neyse yine de gözlerinizden öperim, hani derler ya can çıkmayınca huy çıkmazmış. Doğru bir söz, buna ilaveten ben de diyorum ki can çıkmayınca umut ta tükenmez. Olur ya gün olur tövbe edersiniz diye….
Bizim için bu konu burada kapanmıştır.
Murat Gedik, 11 Nisan 2016
E-posta: muratgedik@muratgedik.nl