Haberin yayım tarihi
2008-03-12
Haberin bulunduğu kategoriler

N. Acar:Kadınlar günü bir bayram günü değil hesap günüdür.

Değerli okuyucularım,
 
Kadınların Yerel Yönetimlerde Rolü üzerine yapılan bir panel için Zonguldak'ta bulundum. Geçte olsa 8 mart Dünya Kadınlar gününüzü yürekten kutluyorum. 

Kadınımızın konumu dünden bu güne ne kadar yol kadetmiş, bugüne kadar neler yapılmış veya yapılamamış, bunlara biraz değinmek, irdelemek, kadınlar günü münasebetiyle, Zonguldak'ta yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
 
Zonguldak'ta gerçekleştirilen panel çok yoğun, duygu yüklü ve anlamlı geçti. Çok değerli Valimiz ve eşi, TBMM başkanı sayın Köksal Toptan beyin çok değerli eşi Saime Toptan hanım, Zonguldak Belediye başkanı ve değerli eşi bizleri çok güzel bir şekilde ağırladılar.
 
Panale konuşmacı olarak katılan bizlerin rahat bir şekilde ağırlanması için ellerinden geleni yaptılar. Onlara yürekten teşekkür ederim.

Zonguldak'ta aynı zamanda bir  maden ocağını ziyaret ettik, bilgiler edindik. Bizlere bilgi veren maden mühendisimiz konuşurken orada çocuklarına bir lokma ekmek alabilmek için ne zor şartlarda çalışıp, sağlıklarını, hatta hayatlarını kaybeden büyüklerimiz geldi aklıma. Benim için çok zor bir andı. Orada madenle ilgili söylenen dizileri not almadan edemedim. " Yüz karası değil kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası" sözünü duyunca oldukça duygulandım.
 
Sonra varlığından haberim olmadığım bir yer altı hazinesi görülmeye değer bir mağarayı gezdik. Hayretler içinde kalmıştım. Meğerse ülkemizin göremedigimiz o kadar güzel gizli hazineleri, yerleri varmış..
 
Değerli yazarımız sayın Filiz Tosyalı 7 mart cuma günü ortaokul-lise öğrencilerine kitap okumayla ilgili son derece önemli bilgiler verdi.
 
Gençlerimiz pırıl, pırıldı. Onların heyecanını görmek ve yaşamak çok güzeldi. Daha sonra 8 marta ise Atatürk Kültür Merkezinde 'Kadının Yerel Yönetimdeki Konumu' adlı Sepozyuma katıldık. 
 
Kadınlar günü aslında bir bayram günü değil hesap günüdür. 

Kadınlarımıza bazı haklar kağıt üzerinde verilmiş. Ama pratikte bu haklar tam olarak kullanılamıyor. Bu bütün dünyada böyle, fakat bizler 'böyle gelmiş, böyle gider' demiyoruz. Kadınların eşit şarlar altında yaşama ve hayatı paylaşması konusunda kadın haklarını ileriye götürmek üzere attığımız her adım önemli bir adımdır.
 
Yarının kadınları olacak genç kızlarımızın eşit haklara sahip olabilmeleri için  önünü bizler açmak zorundayız.
 
Bu gün Türkiye'de 550 milletvekilden sadece 50 kadın temsilcimizin bulunması çok üzücü ve modernleşmek iddiası olan Türkiye'ye yakışmıyor. Oysa Türkiye'de kadınlarımıza Belçika'dan 14 yıl önce seçme ve seçilme hakkı tanınmış..
 
Ayrıca 75 milyon nüfuslu Türkiye'de sadece 1 tek kadın bakanın olmasıda üzücü bir durum.
 
Kadınlara ne kadar değer verildiğini anlamak için bu tablo aslında fazla söz gerektirmiyor.
 
Sayın Bakanımız Nimet Çubukçu'nun bu yılın ana sloganı "eşitlik güçlendirir"  olacak. Bu yıl kadın-erkek eşitliliğinin topluma kazanımı ele alınacak. Geçtiğimiz yıl kadına yönelik şiddet konu edilmişti. Şiddet sorunu henüz hiç bir  ülkede çözülmüs değil.  
 
Ayrıca oldukça dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum. Kadınlardan sorumlu bakanımız Nimet Çubukçu'nun söylemlerinde sürekli kadın-erkek eşitliğini ele aldığını görmekteyiz., Fakat Türkiye'de 6 Mart günü bir gazetede  okuduğum bir haberde aslında durum tam tersini gösteriyordu:

Başlık suydu; "Suudi Arabistan'da Kadınlara yasak olan bir  kültür festivali düzenleniyor". Suudi Arabistan'da düzenlenen Jenadriye Festivali'ne Türkiye onur konuğu olarak çağrılmış. Açıkcası Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay'ın kadınlara ayrımcılık yapan bir ülkeye 100 kişilik bir heyetle katılmasını yadırgadım. Oysa Türkiye 2008 yılı için hep kadın- erkek eşitliğine yer verileceğini duyurmuştu.

http://www.haberler.com/kultur-bakani-gunay-suudi-arabistan-da-haberi/
 
Aslında Türkiye'de  kadın-erkek eşitliği ne kadar ciddiye alınmakta merak ediyorum. 
 
Bence sayın bakanımız  kadınlara yasak olan bu kültür festivaline katılmamalıydı. Suudi Arabistanlılar kültürden anlasalardı, Osmanli döneminden kalan tarihi yapıtları yerle bir etmezdiler.
 
Belçika'nın kadın hakları konusunda ana teması ise kadınlara ve  kızlara yatırım olarak açıklandı. Belçika iyi bir egitim almış bir kadının topluma daha çok katkısı olacağını savunuyor.
 
Belçika'da yerel ve genel yönetimlerde kadınların katılım sayısı kota sayesinde yükselmiştir. Bu uygulama aslında Türiye'de de gündeme getirilebilir. Güçlü bir ülke ancak kadın-erkek eşitliğinin en etkin bir şekilde gerçekleşmesi ile olabilir.
 
Dünya Kadınları verdikleri mücadeleyi bugünde sürdürüyorlar. Henüz Avrupa'da da tam anlamı ile eşit haklar sağlanamamıştır. Sağlanmiış olsa idi bugün Belçika'da eşit haklardan sorumlu bakanlar olmazdı. 
 
Panelde Türkiye'nin kotaya pek sıcak bakmadığını gördüm. Oysa söz hakkı isteyen Türk kadınının yerel ve ulusal yönetimlerde etkin katılımı için kota uygulanmasına ihtiyacı olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
 
Panel sonrası kadınlarla yaptığım konuşmalarımda, kendilerinde parti içinde bir yer verilmediğinden sikayetçilerdi. Bu Belçika'da da ilk başlarda öyle olmuştur. Bu onuda bugünde halen tartışmalar devam etmektedir. Erkek siyasetçileriz Pastayı kadınlarla geçmişte paylaşmak istemediler, bugünde istemiyorlar. Onlara göre kadınlar sadece parti kermeslerinde mutfakta görev almalılar. Yönetim kurulunda bulunmaları için parti yönetimini zorlamamalıdırlar.
 
Politika insanların nasıl yaşayacağına yön verir. Elbette hayatımızı bir çok konuda ilgilendiren konularda önemli bir karar mekanizması olan yönetimlerde  kadınların görüşleri çok önemlidir. Yeterince kadının olmadığı yerde alınan kararların, yasaların ne kadar doğru ve etkin çözümler üreten düşünceler olabilir ki.. Bugün Türkiye'de 500 milletvekilinde sadece 50 tanesi kadın. Böyle bir kurumda alınan kararlar ne kadar sağlıklı olabilir..
 
Gerçek bir demokrasi istiyorsak kadınlar tüm karar mekanizmalarında yarı yarıya temsil edilmelidirler. Kadınların eşit olarak temsil edilmediği bir ülkede gerçek demokrasiden söz edemeyiz..
 
Kadınlar toplumda bir azınlık değildir., Kadınlar tolumun yarısını oluşturuyor. Kadınlar toplumun atar damarıdır. Kadın erkek hayatı her alanda paylaşarak birbirini tamamlamalıdır..
 
Artık günümüzde kadını aşağılayan söylemler literatürden kaldırılmalıdır. 'Elinin hamuruyla erkek işine karışma', 'saçı uzun aklı kısa gibi kadını aşağılayıcı lüzumsuz, boş, yanlış, haksız laflar arşive kaldırılmalıdır..

 
Sonuç olarak tüm dünyada devam etmekte, olan kadın-erkek eşitsizliğine karşı, duyarlı erkeler biz kadınlarla el ele verip bu haksız, adil olmayan, demokrasiye aykırı durumu sonlandırana kadar birlikte mücadele vermeliyiz.
 
Kadınlar gününün, kutlanmasına gerek duyulmayan bir dünya diliyorum.
 
Sevgi ve saygılarımla
Nebahat Acar
Evere Belediyesi meclis üyesi



Zonguldak hatıraları...

     
     
        
        
        
 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.