Haberin yayım tarihi
2010-02-16
Haberin bulunduğu kategoriler

Ali Dayım'ın Ardından Bir-İki Laf.

Dün telefonum acı acı çaldı.


Arayan kadim dostum Hüseyin Demirel'di…


"Yakup'çum, Ali Dayı'n sizlere ömür" dedi.


Ali Dayım dediği - gerçekten de dayım gibi sevdim - babasıydı.


Rahmetli sert görünümlü, gönlü cömert, eski toprak, has bir Anadolu erkeğiydi.


Boylu-poslu, endamlı, yakışıklı, bakımlı bıyıkları, her zaman taranmış saçları, yüzünden ayrılmayan tebessümü, sessiz sakin konuşması ve gülerken görünen altın dişi ile hayat üniversitesinde rektörlük yapabilecek eski bir cezaevi gardiyanıydı.


Sevmediğini susarak, sevdiğini gülümseyerek belli eden özgün bir yapısı vardı.


Tesadüf o ki tam da Sevgililer Günü terketti Güllü teyzemi ve tüm sevenlerini.


***


1932 Elazığ doğumluydu.


Vasiyeti üzerine yarın, yani 17 Şubat günü, doğduğu köyde toprağa verilecek.


***


Kendisiyle en son yaklaşık iki yıl önce görüşmüştüm.


Son kez olduğunu bilmiyordum, ama hissediyordum.


Ali Dayım, Hüseyin, eşim Güzin ve ben Ocakbaşı'nda yemek yedik.


Başlangıç aşamasındaki Alzheimer hastalığı hafızasını engellese de, o en azından adımı doğru söylüyor, k'yı ğ gibi telaffuz ederek Yağup diyor, elimi tutuyor ve sevgi teması sağlıyordu.


O günden beri bir daha görmedim.


Hüseyin muntazaman aktarıyordu sağlık durumu ile ilgili haberleri…


Benim babam da aynı hastalıktan, aynı süreci yaşadıktan sonra, bir kaptan edasıyla terkettiği için gemiyi, tecrübeli sayılırdım o konuda…


Allah kimseye bu tecrübeyi tattırmasın !


Bakan için çok zor ve zahmetli bir hastalık.


Tabii ki takdir yüce rabbimizin, ama ölüm hem ölen için hem yakınları için bir kurtuluş gibi geliyor bazı durumlarda.


Tabii ki nefes bize bir emanet, tabii ki Allah'a bir can borcumuz var ; ama yine de ölümden ölüme fark var.


***


Ali Dayım'ın methini ilk kez bizim köylü eski bir mahkum olan Kamil Ağa'dan duymuştum.


Benim doğduğum sene, ben üç aylıkken, köyde küfür yüzünden cinayet işlenmiş.


O zamanlar delikanlı olan Kâmil Ağa çift borulu av tüfeğiyle komşusunu ve karısını öldürmüş.


İdamla yargılanmış, müebbete mahkûm olmuş, Türkiye'nin birçok hapishanesinde 24 yıl yatmış ve çıkmıştı.


Ben kendisini çıktıktan sonra gördüm.


Ağzından bal akan, dünya tatlısı bir adamdı.


Eskişehir Hapishanesinde yatarken Ali adındaki başgardiyandan çok yakınlık ve insanlık görmüştü.


Anlata anlata bitiremiyordu.


İşte o Ali adındaki başgardiyan yıllar sonra Brüksel'de karşıma çıktı ve Ali Dayım oldu.


Mekânın cennet olsun Ali Dayı, hakkını helâl et…


 


Yakup Yurt ©


Brüksel, 16 Şubat 2010


yurtyakup@gmail.com


 


 


 


 

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.