İşte size www.tarihtebugün.gen.tr sitesinden aldığım ve facebook sayfamda paylaştığım bir olay başlığı : «05/07/1974 Bakanlar Kurulu Türkiye`de haşhaş ekimi yasağını kaldırdı. 7 ilde haşhaş ekimi yapılabilecek. Karar Amerika Birleşik Devletleri`nin tepkisine yol açtı. Başbakan Bülent Ecevit "Nerede ne ekeceğimize kimse karışamaz" dedi.»
1974 tarihinde ben Belçika’daydım ve öğrenciydim.
Yabancı dilim Fransızca olduğu için aylık «Le Monde Diplomatique» dergisinin müptelasıydım.
Derginin 1974 Temmuz veya Ağustos sayısında okuduğum Kıbrıs’a ilişkin uzun makaleden çok etkilenmiştim.
***
Bu analiz yazısı bana sahici ve uyarıcı gelmiş, ufuklarımı açmıştı.
O tarihte Başbakan Bülent Ecevit ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan’dan oluşan 37.Türkiye Hükûmeti, yani CHP-MSP koalisyonu (26.01.1974-17.11.1974) iktidardaydı.
Rahmetli Ecevit demokratik solun temsilcisi, «Su işleyenin, toprak kullananın», «Köy-Kent Projesi», kasketi, bıyıkları, mavi gömleği, şairliği, Sankritçe ve Tagor merakı, yanından hiç ayrılmayan eşi Rahşan hanım ile «Karaoğlan» lakabıyla anılıyor, dağlara, taşlara adı yazılıyordu…
Çay tiryakisi idi ve çok sigara içiyordu…
"Nerede ne ekeceğimize kimse karışamaz" tepkisiyle yurtsever duyguları kabartmış, gönüllere taht kurmuştu…
Sözkonusu 37.Hükûmette Kandıralı rahmetli Prof. Dr.Turan Güneş Dışişleri Bakanıydı.
Merhum akademisyen siyasetçi ve yazar Hurşit Güneş’in ve onun ablası Profesör Sencer Ayata’nın eşi, o vakitler Londra’da öğrenci olan sosyolog Ayşe Güneş Ayata’nın babalarıdır…
***
Bağlantısızlara üye bağımsız Kıbrıs Devleti’nde Başpiskopos Makarios Devlet Başkanıydı ve15.07.1974’te 21.04.1967’den beri Yunanistan’da iktidarda olan Albaylar Cuntası tarafından desteklenen bir darbe yapıldı…
O dönem itibarı ile Yunanistan Avrupa’daki çoğulcu parlamenter demokrasilerin yüz karasıydı!
16.07.1974’te Makarios adada bulunan bir İngiliz helikopteri ile Malta’ya kaçırıldı.
Türkiye-Yunanistan ve İngiltere iki toplumlu ada devleti Kıbrıs’ın bağımsızlığının garantörüydüler.
Dönemin Kralı ile ters düşen Konstantin Karamanlis istifa ederek Fransa’ya sürgüne gitmişti ve Sorbonne Üniversite’sinde o dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Valéry Giscard d’Estaing’in dostu bir öğrenciydi.
***
Makarios’a karşı yapılan Yunanistan (garantör) destekli askeri darbe, diğer iki garantörü, özellikle de Türkiye’yi galeyana getirdi ve harekâta mecbur etti…
İngiltere özet olarak «aranızda halledin» diyerek kılını kıpırdatmadı…
Bunun üzerine Başbakan Ecevit Dışişleri Bakanı merhum Güneş’i gerekli nihai görüşmeleri yapmak için apar topar Londra’ya gönderdi ve ondan gelecek kararlaştırılmış parolayı beklemeye koyuldu.
Parola Londra’da okuyan ve sınavlarını başarı ile tamamlamış olan öğrenci Ayşe’nin «tatile çıkabilecek» olmasıydı…
Genelkurmay Karargâhında Kıbrıs Barış Harekatı planları en ince ayrıntısına kadar hazırdı…
Beklenen haber gelince, askeri birlikler, amfibik (deniz ve paraşütlçü birlikleri eşanlı olarak) zor bir müdahale başlattılar!
Daha sonra, 14.08.1974’te 2ci Barış Harekatı yapıldı…
Bunun üzerine Batı Dünyası Türkiye’ye her türlü amborgoyu uygulamaya başladı.
Karamanlis demokrasiye kavuşan (Barış Harekatımız sayesinde) Yunanistan’ın başına geri döndü…
Makarios koltuğuna yeniden kavuştu…
Bizde Başbakan Ecevit’in adı dağlara taşlara yazıldı; kendileri millî kahraman oldu…
Belki de MSP’li ortağından sandık yoluyla kurtulma yoluna gitti.
Seçimlerle umduğunu bulamayarak hayal kırıklığına uğradı ve 1977’den sonra fiili cepheleşme sonucunda iktidarını kaybetti.
Sağ-sol çatışması şeklinde süregelen silahlı terör akabinde 12 Eylül askeri darbesi geldi !
Siyaseti meslek edinmiş birçok akademisyen ve uzman kişi raydan çıkan Batı Dünyası ilişkilerimizi o günden beri onarmaya çalışıyorlar.
Türkiye’den Prof.Dr. Mümtaz Soysal gibi, Belçika ULB’den Profesör Ruşen Ergeç gibi…
Sonuçta Batı Dünyası bir taşla birkaç kuş vurdu :
Makarios’tan kurtuldu, Albaylar Cuntasından kurtuldu, Bülent Ecevit gibi yurtsever bir liderden kurtuldu.
Tarih tekerrür etmiyor, ama dünya dönmeye devam ediyor!
Yakup Yurt ©
Umurbey-Gemlik, 04-07-2015