YAKUP YURT 

Allah'ım, ne olur bana yardım et !
Çünkü gerçekten şaşırmış vaziyetteyim.
Ya globalleşen yaşadığımız dünyaya uyumsuzum, ya da beynim basmıyor…
Belçika'da ve dünyada insan onuruna, emek onuruna aykırı olaylar yaşanıyor.
Ve anlı ve şanlı aydınlardan, demokratlardan, seçilmişlerden tıs yok.
***
Günümüzde demokrat demek sermayeye kayıtsız şartsız teslimiyet demek.
Sendikalar, sendikacı yöneticisi ve delegeleri, sendikalı işçiler, memurlar azgın sermayeye yalvaran konumunda.
Kutsal "Grev Hakkı" tehdit altında.
Sadece demokrasi olmayan ülkelerde değil, Avrupa Birliği ülkelerinde de, Belçika'da da !
***
Kısa adı CSI olan Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu'nun 2007 yılı raporu yayınlandı.
Bu rapora göre, Belçika da dahil birçok AB ükesinde grev hakkı saldırı altında.
CSI 311 ulusal kuruluşu ve bunlara üye 168 milyon emekçiyi temsil ediyor.
Raporun genel sonucu sendika karşıtı bir dizi yasa, tehdit ve şiddet olayını gözler önüne seriyor ve dünyada işçi haklarını savunan 91 sendikacının öldürüldüğünü açıklıyor.
Ve gelecekle ilgili kaygılarını dile getiriyor.
Devlet aygıtı ile işverenlerin emekçilerin yasal haklarına karşı sinsice nasıl uzlaştıklarını anlatıyor.
***
Belçika ile ilgili bilgiler de kaygı veriyor.
"Bir grup insanın bir greve katılan işçilere karşı tazminat davası açtığını" bildiriyor.
2007 Nisan ayında Brüksel Havalimanı teknik ve güvenlik personeline dahil 46 grevci hakkında dava açılmış.
Zira bu grev yolcular arasında kaosa sebebiyet vermiş.
Yani ekmeği için mücadele edenler tatile gidenleri rahatsız etmişler.
Grev hakkı adalet mekanizması kullanılarak etkisizleştirilmek isteniyor açıkçası.
***
Fransız hükümeti toplu taşımacılık alanında grev hakkını kısıtlamış.
Tabii ki grev yapılabilirmiş, ama yapılan grev kamu imkanlarını kullanan insanları rahatsız edemezmiş.
Yani silah taşıyabilirsin, ama hiçbir zaman ateş edemezsin gibi birşey.
İçi boşaltılmış, etkisizleştirilmiş bir hak.
Avrupa Adalet Divanı'nın Laval ve Viking davalarında verdiği kararlardan açıkça anlaşılacağı üzere ticari ve sosyal çıkarlar çatıştığında yasalar sendikal ve işçi haklarının aleyhine yorumlanıyor.
Dünyanın her yerinde durum aynı.
ABD'de ve Avusturalya'da Bush ve Howard hükümetleri sendikalara karşı husumeti yoğunlaştırdılar.
Güney Amerika'da sendikacılar tehdit ediliyor, kaçırılıyor, saldırıya uğruyor, öldürülüyor.
Guatemala'da, Arjantin'de, Brezilya'da, Şili'de, Salvador'da, Meksika'da, Panama'da, Peru'da ve Kolombiya'da.
2007 yılı rekoru 39 cinayet ile Kolombiya'ya ait.
Çin'de, Kamboçya'da, Filipinler'de, Pakistan'da, Malezya'da ve Bengladeş'te durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Afrika ha keza…
Ülkeleri tek tek saymaya gerek yok…
CSI Genel Sekreteri Guy Ryder "Ücretlilerin en temel haklarını yok sayma teşebbüslerinde hükümetler, gizli veya açık bir şekilde, işverenleri destekliyor" diyor.
Ve dahası dünya finansal bir kriz içinde çırpınmaya başladı…
Durum daha da kötüye gideceğe benziyor !
Dünya genelinde güvencesizleştirme ve taşeronlaştırma eğilimleri ile müktesep (kazanılmış) haklar gasp ediliyor.
Bu tehdidin yoğunlaşacağından adım gibi eminim.
***
Paraya tapanların emeğe saygısı yok.
Ve anlı ve şanlı aydınlardan, demokratlardan, seçilmişlerden tıs yok…
 
Yakup YURT ©
Brüksel, 20 Kasım 2008
yakup.yurt@skynet.be