Haberin yayım tarihi
2014-04-09
Haberin bulunduğu kategoriler

TİTANİK'TE UYUM SAVAŞI.

Geçen haftaya ait 3274 n° lu haftalık LE VİF/L’Express dergisinin 46 ve 47.ci sayfalarında, peşpeşe ve birbirinden ilginç iki makale okudum.

Makaleler derginin sürekli yazarlarından siyasal psikolog Pascal de Sutter’in Pensée incorrecte köşesinde çıkan «Roma’da Romalılar Gibi Yaşa, Başka Yerde Orada Nasıl Yaşanıyorsa»dan ve düşünür, yazar, cumhurbaşakanı danışmanı Jacques Attali’nin Perspectives köşesinde kaleme aldığı «Başınızın Çaresine Bakın»dan oluşmakta.

Okudum ve etkilendim.

Daha da ileri giderek, ikisini de okuduktan sonra, beynimde bir sentez gerçekleşti.

İki makaleyi harmanlayarak sizlere sunmak geldi içimden.

***

Valon Parlamentosu Bölge Hükümetinden islami başörtüsünden hareketle Valonya’da bütün resmi dairelerde dinsel işaretler sergilemenin yasaklanmasını talep ediyor.

Yazara göre burada bir ikiyüzlülük sözkonusu.

Dayatılan «İslam bir barış, hoşgörü ve sevgi dinidir» fikrini alenen ve peşinen onaylamak gerekiyor.

Bunun tersini ima ettiğiniz takdirde ırkçı veya faşist damgasını yiyorsunuz.

Gerçek sebep bu değilse ırkçılık nereden kaynaklanıyor?

Genelgeçer görüş ırkçılığın sebebi olarak ekonomik krizi işaret ediyorlar.

Ve ekliyorlar!

«Yoksa, kim istemez, çoketnili, çokkültürlü ve çokdinli bir toplumda yaşamayı?»

***

O halde sebepler başka.

Globalleşmeden önce, bize fiziken, kültür ve dil yönünden benzeyen, örneğin İtalyanlar gibi, göçmenler geldiler.

Tabii ki onlar da geleneklerine bağlıydılar ama bize zaten yakın olduklarından büyük bir sorun yaşanmadan uyum sağladılar.

Yeni göçmenler konusunda ise bizler suçluyuz, çünkü asimilasyonlarını kolaylaştırmak için birşey yapmıyoruz ve başarılı istisnaları da ödüllendirmiyoruz.

Halbuki psikolojinin acımasız kuralına göre bir insan ne kadar farklı ise o kadar dışlanır.

***

Yerlileri korkuya sevkeden ikinci sebep ise göçmenlerin oldukları yerde demografik olarak çoğalmaları.

Eyvah istilaya uğradık, neslimiz tükenecek korkusuna kapılıyor yerli halk.

Bunun adı ise ırkçılık değil yaşama içgüdüsü.

İnanmıyorsanız ABD’deki Kızılderililere sorun.

***

Özünden göç iyi birşeydir ve ülkenin canlılığına katkı sağlar.

Bu nedenle göç organizasyonunu ciddiye almak gerekir.

Dışlananların kendi içlerine kapanmaları son derece insani ve doğaldır.

Ülkemize gelen göçmenlerin, göç etmeden önce, nasıl bir ülkeye geldiklerini bilmeleri gerekir.

Bu ülkenin yaşam tarzını, dilini, dinini, kültürünü, folklorunu, geleneklerini, sosyo-kültürel altyapısını bilerek gelmeleri gerekir.

Bilgilendirme işini gettolarda ömür tüketen eski göçmenlere bırakmayalım.

Uyum sağlamak veya asimile olmak isteyenlere yardımcı olalım.

Ama yine de benim gibi düşünmek zorunda değilsiniz…

«Başınızın Çaresine Bakın» başlıklı ikinci makalede Jacques Attali ısrarla Fransa’daki değişiklik fırtınaları hakkında yorum yapmayacağını söylüyor.

Ben diyeceğimi zamanında dedim, yeterse yeter

«Ülkeyi ekonomik yönden etkli, sosyal yönden adil duruma getirmek için acilen reformlar yapılmalı» demekten dilim, kalemim yoruldu.

Yapılacak reformları ayrıntılı olarak anlattım.

Sağdan soldan birçok kişi bunların gerekliliğini ve aciliytetini kabul etti.

Söylenecek tek söz kaldı.

Herkes başının çaresine baksın.

Çözümü hükümetlerden beklemek son derece yanlış.

Siyasilerden birşey beklemeyin.

Ücret artışı, vergilerin düşmesi, kamuda istihdam artışı gibi palavralara kanmayın.

«Başınızın Çaresine Bakın».

İşsizlik sigortasında kalıp iş teklif etsinler de çalışayım yerine kredi çekin ve kendi şirketinizi veya istihdamınızı yaratın.

Çaresizseniz çare sizsiniz…

Yarının dünyası hiç kimseden birşey beklemeyenlerin olacaktır.

Ne anne-babadan, ne patrondan, ne belediye başkanından, ne hükümetten.

Cömertseniz başarı tecrübenizi sevdiklerinize aktarınız ki onlarda cesaret etsinler.

Göreceksiniz ki başaran bencillik ve cömertlik orta veya uzun vadede siyasilere de yansıyacak.

Zira varlık nedenlerini kanıtlamak zorunda kalacaklar.

Kurtulmak için yalnız kalmaktan korkmayın…

***

Makale mi oldu, okuma özeti mi?

Yorum size ait.

Ama sorular önemli ve yaşamsal…

Amaç mutlu yaşamak değil mi?

Yakup Yurt ©

Brüksel, 08-04-2014

yurtyakup@gmail.com

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.