Yukarıda gördüğünüz Çanakkale’deki Mehmed’imin yemek mönüsüdür…
Niye yazdık?
Mübarek ramazan ayındayız, lüks mekanlarda lüks iftarlar,
O kadar nimet var ki, bu akşam ne pişirsek kaygımız…
Onu bunu yemem deyip, yemek beğenmeyenlerimiz..
Alin size iftar mönüsü, üç beş tarihli mönü, tercih sizin..
Hatta, gelin hep beraber evlerimizde, 18 Martı yaşamak için bu mönüyü seçelim..
Orucun, yeme içmeden, diğer vazgeçişlerden başka bir yönü daha var farkında mıyız ?
Hür olmak!
Oruçlusunuz, önünüzde her türlü nimet var,
Elinizi uzatsanız alabilirsiniz, başınızda asker yok, polis yok, engel yok,
Ama, inanıyorsunuz yaradan var, boyun büküyorsunuz…
Vakit gelince, hür olmanın sevinci, kavuşma ihtiyacın olana, ulaşma.
İşte, bu vatanı bize emanet edenler, milletim var olsun, vatan sağolsun deyip,
Kendini feda edenler, emperyalizme kafa tutanların sayesinde bugün özgürüz değil mi ?
Öyleyse, emanete sahip çıkalım,
Sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilelim .
Yurt dışında yetişen gençlik, maalesef milli duygulardan yoksun büyüyor,
Üzülerek söylüyorum ki, milli değerlerimize karşı besleniyorlar !
Bilhassa gençlerimize geçmişimizi anlatalım ki,
Nereden gelip nereye gittiklerini idrak edebilsinler.
Gelelim mönümüze,
Malumunuz, lüks israftır, israf da haramdır değil mi ?
İftar sofralarımız, israf sofraları olmasın..
Kalın sağlıcakla,
İyi ki varsınız.
Zeki YALÇIN/Belçika