Göçün 50. yılındayız...
Yada, göçürülüşümüzün 50. yılında!
Neyi, niçin kutluyoruz anlayamadım pek.
Emine`ye (kızıma ) sordum;
Kutlama demeyelim, değerlendirme diyelim dedi..
Global olarak bakılırsa, dünyanın bir gerçeğiymiş,
Artıları da varmış, eksileri de..
Olan olmuş zaten, iyi tarafından bakmaya çalışacakmışız..
Mesela, Türkiye`nin herhangi bir köyünden, Belçika’nın herhangi bir köyüne bağlantı varmış,
Bu sayede, sosyokültürel hareketlilik sağlanıyormuş...
Dünyaya açılıyormuşuz, al gülüm ver gülüm oluyormuş,,,vs
........oluyormuş da oluyormuş yani...
Eeee,
Şimdi şöyle eğri oturup, doğru konuşsak,
İnce bir hesap yapsak, sebep- sonuç ilişkisi kursak;
Sebepler malum, belli...
O zaman, gönderenler utansın 50 yıl boyunca..
Haksız mıyım?
Ya sonuç?
Ne dersiniz, sonuç ne?
Hüsran mı, facia mı, felaket mi, iyi mi, kötü mü...
Bilen var mı içiniz de.
Beterin beteri var, halimize şükrediyoruz da...
Da`sı var işte....!
Eğer durum iyiyse, yola devam mı.....
Yok gidişat kötüyse, Ferdi Tayfur`un türküsünü dillendirerek,
Köyümüze geri dönüp, köyümüzün yağmurlarında yıkanacak mıyız artık!
Yoksa,
Gitmek mi zor, kalmak mı zor, gel onu sen birde bana sor`mu diyorsunuz benim gibi?
Herkesin bir hikayesi var, değil mi?
Yukarı baktım;
Ya rabbim, senin de bir hesabın var değil mi dedim;
Güzel Mevlam; iman ettiysen, kaza ve kadere inanman size yeter buyuruyor...
Yani gene isimiz Allaha kaldı, çünkü bizde pek kıpırdanma yok gibi..
O zaman diyelim;
Güzel Mevlam, sen ne eylersen güzel eylersin;
Ömrümüzü güzel eyle bu topraklarda, bizleri ne merde, ne namerde muhtaç eyleme.
Sizlerde hep var olmak istiyorsanız, amin deyiverin gari!
Kalın sağlıcakla, iyi ki varsınız....
Zeki Yalçın/Belçika