Dün gece Recep Tayyip Erdoğan ve Emine yenge misafirimizdi.
Gırgır değil, gerçek.

Rüyamda.
Köydeyiz...Anam rahmetli, abim ve yengem var.
Kadro bu kadar.
Anam hemen yer sofrası kurdurdu.
Anam; yi oğlum diyor yi...köy peyniri, yoğurdu, ekmeği...kendi ürünümüz. Angara'da bulamazsın.. Yi, yi .

Yengem topal topal koşturuyor..telaşlı mı telaşlı..
Acaba başbakana ne ikram etsem? diye koşuşturuyor..

Ben hocam deyip lafa girecektim, abim dürttü, 'ayıp olur len' dedi misafire..
Halbuki kötü bir şey demeyecektim yahu.
Başbakan sordu ne var ne çok diye ?

Abim ev  sahibi ya söyleyecek bişeyler...:
Vaziyet pek iyi değil valla, elde yok avuçta yok.
Borçtan kurtulamıyoruz, arpa buğday para etmiyor.
Hayat pahalı...bizimle ilgilenen yok..
Varsa yoksa başörtüsü...aha anamın, karımın başı örtülü karışan mı var ?
Kimse karışmıyor..Laiklik nedir valla bilmeyiz, siz bilirsiniz.
Valla başımız kapalı da, affedersiniz, kı...mız açıkta.!
Sinema, tiyatro, eğlence, içki, sigara, tatil matil bilmeyiz..
Genede iki yakamız biraraya gelmiyor. Halimiz bu.

Bana dönüyor başbakan; eee sizlerde ne var ne yok ?
Hocam, sizler iyiyseniz, memleket iyiyse bizde iyiyiz..derdimiz sizlersiniz.
Bizim başbakanın, Leterme'nin durumu da zor ,
İyi oğlan ama, dokuz kocalı hürmüz gibi aynen..
Kimi memnun edeceğini şaştı valla.
Kimi YES der, kimi NO.
Valla hocam, sen şu hökümetin  kıymetini bil, bizi boşver.
Bize zararınız olmasın, faydanızdan geçtik.
Genede sağolun, el öpeniniz çok olsun.
İyi haberlerinizi bekleriz diyecekken aklıma geldi ya...
Gazetede okumuştum  :
Öğretmen ilkokul öğrencisine sorar :
Evladım başbakan'ın görevi nedir? söyle bakayım.
Cevap; Deniz Baykal'a kızmak, bağırmak  öğretmenim..
Valla çocuktan al haberi derler ya..Ne kadar doğru cevap.
Çocuğa sorsalar, Baykal'ın görevi nedir diye; herhalde başbakanı kızdırmak derdi.
Görüyorduk şaşıyorduk Tv ekranlarında, meğerse işlerini yaparlarmış adamlar.

İşte rüya, işte haber, geri kaldı yorum...?

Oda size kalsın...

Kalın sağlıcakla...