Bir önceki yazımızda; birbirinizi uzaktan seviniz diye tavsiye bulunduk.

Arkadaşlar beni görünce ;
"Seni uzaktan sevmek , aşkların en güzeli... " diye dalga geciyorlar..

Geçsinler bakalım. Canları sağolsun.

******

Madem uzaktan sevmek açmadı, biraz yaklaştıralım. Başka çözüm  önerelim :

Çeçen selamı.

Tv'de görmüştüm uzun zaman önce ;

Çeçenler birbirleriyle selamlaşırken, elini,  karşısındakinin beline  doğru sallıyor.

Dokunmak yok, sadece değer gibi yani.

Karşıdaki de aynen.

Büromuzun üstünde bulunan dairede bir Çeçen komşularımız vardı;

Onlarlada denemesini  yaptım..Bayağı hoşuma gitti bu iş.

Hem illede tokalaşmak şartmı yani !

******

Nereden çıkmış bu tokalaşma diye merak edip biraz araştırdım :

Tarihi çok eskilere gidiyor.

İnsanlığın ilk inkişaf ettiği yıllarda, insanlar kendilerini korumak için, ellerinde taş, sopa, kılınç, mizrak vs gibi birşeylerle dolaşırmış.

Yani aç gezerler ama boş gezmezlermiş.

Birbirleriyle karşılaştıklarında, iyi niyet belirtisi olarak, ellerini boş, silahsız olarak, birbirlerine uzatırlarmış.

Ogün bugün bu tür selamlaşmaya devam edermişiz anlayacağınız.

*******

Sonra malumunuz, insanlık geliştikçe ,tokalaşmada nasibini almış gelişmiş, değişmiş.

Kafalar tokuşturulmaya başlanmış..

Kucaklaşma, sarılma, cak cak..

Bizim Azra hatun bile cak deyince çakıyor valla. Daha yaşına girmedi.

El öpme, yanaktan öpme, alnından öpme..

Ruslar  fazla gelişip, erkek erkeğe dudaktan öpmeye kadar götürmüşler işi.

Gazetede görmüştüm yıllar önce; Hürriyet gazetesinde yarım sayfa;

Brejnev ile Arafat, dudak dudağa, Brejnev kapmış Arafat'ın dudağın yarısını..

Aman Alllah'ım  bu da ne ,?

*******

Valla arkadaşlar işte böyle vaziyet.

Tercih sizin ister uzaktan, ister yakından.

Türk usulümü olsun, Arap usulümü, yoksa Rus usulümü..?

Siz bilirsiniz işinizi,

İyiki varsınız, kalın sağlıcakla.