İnsan çok ilginç bir varlık. Nereye giderse gitsin, kendine ait değerleride götürüyor. Hayat tarzı, inancı, giyimi kuşamı, yemesi içmesi... Kendine has ne varsa.
 
Belçika'ya ilk geldiğim yıllarda, her köşede gördüğüm frietçilerin yerini döner kebapçılar almış. İtalyanlar pizzayı getirmişler.. Hintli'si, Pakistanlı'sı, Arab'ı Türk'ü, herkes kendiyle beraber değerlerini de yaşadığı yerlere getirmiş.

14 Kasım akşamı, Brüksel'de Ozan Yoksul Derviş'in şiir kitaplarının tanıtımı ve Fransızca takdimi için törene katıldık. Belçika'da aşıklık geleneğini sürdüren ozanımız tanıtıldı. Şiirlerinin Fransızca'ya tercümesini, Francofon davetliler ilgiyle, zevkle, tebessümle dinleyip bol bol alkışladılar. Aşık Derviş Yoksul'un o güzel sözleri çok hoşlarına gitti...
 
Yakında Flamanca, Fransızca yazan, söyleyen, ağıt yakan aşıklarımızı görürseniz hiç şaşırmayın. Bizler ayrık otu gibiyizdir; Bir düşmeye görelim toprağa..
 
Aşıklar atışmayı sever ya, bizde haddimizi bilip uzaktan atmaya çalışarak diyelim ki: Allah (cc) kabiliyet verip demiş, aradığın neyse bul, O da aramamış ne para ne pul, Sadece Rabbine olmuş kul, İşte aşık, İşte Ozan Derviş Yoksul.
 
Bu bağlamda sayın Bakanımız Emir Kır 'ın da böyle bir etkinliğe katkısını takdirle karşıladığımıda belirtmek isterim.
 
İyiki varlar...
 
Saygılarımla..