Haberin yayım tarihi
2016-11-02
Haberin bulunduğu kategoriler

AH KEŞKEM

Zekiye Doğan Yazdı..

Kapitalist düzenin bize verdiklerini ve bizden alıp götürdüklerini; Şuan elimizi yüreğimize koyup düşünmemiz gerekiyor.

Komsumun evi - villası var benim de olsun. Arabası özellikle Mercedes’i var benim de olsun.

Evi en kalite cihazlarla dolu benim de olsun. Ailesi ve çocukları marka giysi giyiniyor benim de olsun.

Maalesef nefsimizin kölesi olduk. Hiç bir şeye kanaat etmez olduk.

Olsun; olsun da “Ayağını yorganına göre uzatmayı bileceksin” dışarı çıkarsa üşür.

Üşüdüğümüzü belirli bir zaman sonra göreceğiz. Gördüğümüz anda; çok geç kalmış olacağız.

Böylece maddeye düşkünlüğümüz; bizi ailemizden; komşularımızdan; çevremizden; uzaklaştırdıkça uzaklaştıracak.

Hem aile içinde; hem de çevremizde yabancı olacağız. Hatta çoktan yabancılaştık birbirimize; ama bunu görme cesaretimiz yok. Görüyoruz belki de; ama kabullenmek de zorluk çekiyoruz.

’Zararın neresinden dönersek kardır’ diyerek öğüt verilirdi bize değil mi?

O zaman sorun ne?

Yüreğimizi sorgulamaya neden cesaret edemiyoruz?

Kendimizi sorgulamaktan niye korkuyoruz?

İstediklerimiz; rüyalarımız; her şeyin lüksü bizde de olsun diyoruz; neden niye niçin ve kimler için?

Çocuklarımıza pahalı markalı giysiler; pahalı oyuncaklar; okul gezileri ve turlar.

Onlar sussun şımarmasın gerisi bir şekilde hallolur diyoruz.

Asıl sorun; hallolmayacak olan sorun; onlara bu tavrımızla şımartmak olduğunu görmemektir.

Dünya’da hiç bir şey kendiliğinden düzelmiyor; değişmiyor. Geleceği düşünmeden hesaplamadan

görmeden yaptığımız her hangi bir konumun ceremesini (acısını) çekmeye hazır olmalıyız.

Sevgi yerine maddiyatla sevgisini satın aldığımız yavrularımızdan şimdi şikayetçiyiz; neden?

Oysa anne baba olarak yüreğimizin derinliklerine inip kendimizi sorgulasak; gerçeği orada göreceğiz.

Evet; bu zamanın gençliğinden şuan ki nesilden şikayetçiyiz.

Ama bir yerlerde yanlış yaptığımızı da kabullenmek zorundayız.

Çünkü maddiyatla sevgisini satın aldığımız yavrularımızı; maddiyat kölesi yaptık.

’Ekmek aslanın ağzında’ artık bunu görmek lazım. Her şeyin lüksüne ve mükemmelliğe endekslemişiz kendimizi ve evlatlarımızı.

Onlar belirli yaşa gelince de yaşanan sorunlarda onları suçlarız.

Kapitalizmin bize getirdiği lüksün ve mükemmelliğin; aile bağlarımızı; İnsana saygıyı; Büyüklere hürmeti; yıllarca süregelen örf ve adetlerimizi; kaybetme anına geldik.

Bilmeliyiz ki; mutluluk ufacık şeylerde saklı. Saklandığımız mazeret ise mükemmellik.

Mükemmelliğin; birlik ve beraberlik de gizli olduğunu öğrenmekte; öğretmekte geç kaldığımızı görmeliyiz.

Her insanın kendine göre bir yaşam felsefesi vardır. Kendi işimizi kendimiz görüp başkalarının bize vereceği ya da öğreteceği şeylerin bize uygun olmayabileceğini bilmeliyiz.

Başkalarının bize vereceği her hangi bir konum bizim yaşamımıza; bizim kişiliğimize; bizim hayat felsefemize yanlış gelebileceğini anlamalıyız.

Emin olmadığımız bir hayalin peşinden koşmanın bize açacağı zararı iyi hesaplamalıyız ki

kendimizle ve çevremizle barışık yaşayalım.

’Zararın neresinden dönersen kardır’ diyerek.

Elimizi vicdanımıza koyup; neslimizi devam ettirecek olan yavrularımızı oldukları gibi kabul etmek.

Onlara; dinleyen kulak olmak; kendi negatif birikintilerimizden ders alarak onlara yol göstermek.

Hataları ne olursa olsun; onların yüreğimizde ki sevgilerinin hiç eksilmeyeceğini söylemek.

Herhangi bir sorunlarında daima yanlarında olacağımızı; Sözde değil özde; Onlara hissettirmek.

Dünü unutmamalarına; bu günü adam gibi yaşamalarına ve yarına da hazırlanmalarına yardımcı olmak.

Hiç bir ferdin yaptığı is ’Altın tepsi’ ile sunulmuyor. Sunulmadı; sunulmayacak da!

Dar bir dünya’da yaşamak; yaşatmak mı?

Yoksa ufku açık bir nesil olarak geleceğe sağlam adımlarla ilerlemelerini sağlamak mı?

Hayat-yaşam pozitiflerle ve negatiflerle dolu. İnsanı insan yapan; kişiliğini oluşturan; benliğin geliştiren; sağlam adımlarla ileriye götürecek olan; geçmişimizdeki negatiflerdir.

’Ah keşkem’ yerine; iyi ki bu negatif olayları yaşamışım diyebilmeliyiz.

Çünkü yaşamımızdaki yaşadığımız negatifler; bizim geleceğimizde azığımız olacak.

Doğruyu; iyiyi ve güzeli seçme şansımız olacak.

Ninnilerle büyüttüğümüz yavrularımızı; ağzını açmış canavar misali; koca dünyanın boşluğuna mı bırakacağız?

Yaşadığımız olumsuzlukları bıraktığımız yerden tekrar ele alıp; çareler mi arayacağız?

Bir büyüğümüz der ki; ’Ya ninniye razı olacaksın, ya kışkışa’...

O zaman; ya öğreneceğiz öğreteceğiz; ya da ömür boyu keşkelerle yaşayacağız…

Keşkeler ile yaşamayın...

Keşkeler yaşatmayın...

Sevgi ve saygılarımla

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.