Haberin yayım tarihi
2025-10-08
Haberin bulunduğu kategoriler

‘’DEYYUS-U EKBER, BÜYÜK PEZEVENK İBŞİR MUSTAFA PAŞA’’

Deli İbrahim diye bilinen Sultan İbrahim (5 Kasım 1615, - 18 Ağustos 1648, K), 18. Osmanlı padişahı ve 97. İslam halifesiydi.

8 Şubat 1640'ta, ağabeyi IV. Murad'ın ölümü üzerine 25 yaşında ve 18. padişah olarak Osmanlı tahtına çıktı.

Şehzadeliğinde çok sıkı bir saray hayatı yaşamış, erkek kardeşleri IV. Murad tarafından öldürtülmüş olduğundan korku içinde büyümüş ve tahta çıktıktan sonra icraatları ile adı deliye çıkmıştı.

Deli İbrahim dönemi dünya tarihinin en büyük imparatorluklarından olan Osmanlı'nın zaferleri, kuruluşundan yıkılışına geçirdiği süreç, çağ açıp çağ kapatması sonrasında da maalesef çağın gereklerine uyamadığı en kritik dönemdi.

Dünya tarihinde önemli bir yeri olan devasa Osmanlı devleti döneminde öyle ufak tefek olaylar var ki; bunlar magazinsel görünmesine karşın saltanatın hatta devletin gidişatını ciddi bir şekilde etkilemişti.

Bu yazıda kendi kumandanının karısına talip olan Sultan İbrahim ile ilgili söz konusu tarihi olay gerçekten ibret verici bir hikaye.

Bir solukta okuyalım...

Takvimler Miladî 1648 yılının gösterirken koca imparatorluk birçok sorunla boğuşuyordu ve tahtta da Boncuklu Deli İbrahim lakaplı Sultan 1. İbrahim vardı.

İbşir Mustafa Paşa'nın güzelliğiyle bilinen Sivas'taki eşi Perihan Hanım'ı kendine isteyen Sultan İbrahim'in emrine Varvar Ali Paşa karşı gelmiş ve İbşir Mustafa Paşa'nın eşini Sultan İbrahim'e götürmemişti.

Bu durum üzerine emri yerine getirmeyen Varvar Ali Paşa'nın görevinden alınmasına karar verildi. Onu öldürmekle görevlendirilen İbşir Mustafa Paşa'nın saldırısına ise hazırlıksız yakalandı. Eşini savunduğu İbşir Mustafa Paşa, Varvar Ali Paşa'nın sonu oldu.

İdam edilen Varvar Ali Paşa'nın kesilen başı İstanbul'a yollandı ve İbşir Mustafa Paşa da ödüllendirildi.

‘’Deyyus-u ekber İbşir Mustafa Paşa’’

İmparatorluk toprak ve otoritesini kaybederken Anadolu'da bir isyan bastırılmadan yenisi patlıyordu ve devletin altın çağında içindekiler dillere destan olan hazine tamtakırdı.

Vergiler toplanamadığı için valiler ve diğer devlet görevlileri üstü örtülü haraç toplamaya çıkarken sarayda israf ve şatafat son hız devam ediyordu.

O yılların modası samur kürkler, samur halılar tüm saray eşrafının tutkusu haline gelmişti ama mali durum o kadar da önemsenmiyordu.

Dersaadette ahval böyleyken bir olay Sivas'ta ortalığı karıştırmıştı. Sivas'a gelen bir saray memuru Vali Varvar Ali Paşa'dan 30 bin kuruş 'harçlık' istedi.

O dönemlerde valilerin padişahlara harçlık verme yükümlülüğü vardı.

  • ‘’Ancak Vali gayet net bir yanıt verdi; ‘Sivas'ın tek kuruşu yok! Bu parayı nereden vereyim? Yol keserek halkın malını mı soyayım?’’

Bu cevabın ardından memur Sivas'ı terk etse de daha sonra başka bir memur çok farklı bir istekle geldi.

Anadolu'daki önemli kumandanlardan İbşir Paşa'nın karısının güzelliğinin ünü hükümdara kadar gitmişti. Sultan İbrahim ‘‘İbşir'in avradı tez bana gönderile." diye ferman çıkarmıştı.

Emir büyük yerden, Sultan İbrahim'den gelmişti...

  • ‘’Ancak Varvar Ali Paşa ‘‘Bre ben pezevenk miyim? Bir Müslüman ademin nikáhlı avradını elinden alıp padişah bile olsa bir başka herife nasıl veririm?’’ der.’’

Sonrasında da memurları sert bir şekilde kovup adamlarını alarak isyan eder.

Böyle bir rest sarayda olay yarattı. Sultan İbrahim, Varvar Ali Paşa'nın isyanını bastırmak bir kumandanı görevlendirdi.

Padişah’ın eşine göz koyduğu İbşir Paşa kendisinin eşini vermek istemeyen Varvar Ali Paşa'nın kellesini almak üzere Sivas'a hareket etti.

İbşir Paşa isyankar Varvar Ali Paşa'yı Tokat dolaylarında kıstırıp yakaladı.

İbşir Paşa yakaladığı isyankar Varvar Ali Paşa'yı tam cellada teslim edecekken ahalinin içinde Ali Paşa'nın şu sözleri yankılandı;

  • ‘’Ulan, ben senin avradının ırzını korumak için isyan etmiştim. Senin gibi herifi benim üzerime musallat etmelerinin sebebi budur, bilmiyor musun?’’
  • ‘’Beni Allah'ın emrine karşı çıkmayıp da namusunu koruduğum için mi katledeceksin pezevenk?’’

Padişahın fermanını kendi onurundan ve gururundan üstün gören İbşir Paşa bu söze karşı biraz bozulsa da Varvar Ali Paşa'nın canını oracıkta aldı.

Bu olayın ardından İbşir Paşa sadakatinden ötürü sadrazamlık makamını kapsa da halk arasında lakabı ‘’Deyyus-u ekber-En büyük pezevenk’’ olarak kaldı.

Eeee acaba günümüzde benzer İbrahim’ler ve İbşir Paşa’lar da var mı?

Bence var, hem de tahmin etmediğiniz, edemeyeceğiniz kadar…

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.