Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri, özellikle son yıllarda dalgalı bir seyir izledi.
AB ile Türkiye arasındaki ilişki tarihsel olarak karmaşık bir yapıya sahip ve bir dizi faktör bu ilişkinin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır.
Son yıllarda yapılan temaslar ışığında Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde genel durumu şu şekilde özetlenebilir:
1. Gümrük Birliği ve Ticaret İlişkileri
Türkiye, 1995’te AB ile Gümrük Birliği anlaşması yapmış ve bu anlaşma ile ticaret ilişkileri ciddi şekilde güçlenmiştir. Bu durum, Türkiye için önemli bir ekonomik bağ yaratmış olsa da son yıllarda Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusu sıkça gündeme gelmiştir. Türkiye, AB'nin yeni ticaret politikalarını ve dijital ekonomi ile ilgili düzenlemelerini içeren bir güncelleme talep etmektedir. Ancak AB, Türkiye’nin demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti gibi konulardaki gelişmeleri dikkate alarak bu konuda henüz somut bir adım atmamıştır.
2. Katılım Müzakereleri
Türkiye, 2005 yılında AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. Ancak müzakereler yıllardır durmuş durumdadır. 2016’dan itibaren, özellikle Türkiye'deki iç siyasi gelişmeler, insan hakları ihlalleri, ifade özgürlüğü ve demokrasi konularındaki endişeler, müzakerelerin ilerlemesini engellemiştir. Ayrıca, Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz’deki gerilimler de Türkiye-AB ilişkilerini zorlaştıran faktörler arasında yer almaktadır.
3. Göçmen Krizi ve Mülteci Anlaşması
Türkiye, 2016’da AB ile bir mülteci anlaşması yaparak, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya geçişini engellemeye yönelik bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir dönüm noktası oldu. Anlaşmanın bir parçası olarak, Türkiye, AB'ye giriş yapan göçmen sayısını sınırlamayı taahhüt etti. Bunun karşılığında ise Türkiye’ye finansal yardım, vize serbestisi gibi bazı vaatlerde bulunulmuştu. Ancak bu anlaşma zaman içinde tartışmalı hale geldi ve her iki taraf da taahhütlerini tam olarak yerine getirmemiştir.
4. Vize Serbestisi ve İlerleme
Vize serbestisi, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde önemli bir konu olmuştur. AB, Türkiye'ye vize serbestisi sağlamayı taahhüt etse de Türkiye’nin belirli kriterleri yerine getirmemesi nedeniyle bu konu hâlâ çözülmemiştir. Türkiye, vize serbestisinin sağlanması için gerekli olan 72 kriterin çoğunu yerine getirmiş olsa da, AB bu konuda ilerleme kaydedilmediği gerekçesiyle Türkiye’ye karşı temkinli yaklaşmıştır.
5. Siyasi ve Hukuki Endişeler
Son yıllarda, Türkiye'nin iç siyasetindeki gelişmeler, AB ile ilişkileri doğrudan etkilemiştir. Özellikle 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası yaşanan olağanüstü hal (OHAL) dönemi, insan hakları ihlalleri ve demokratik gerileme eleştirileri AB tarafından dile getirilmiştir. Ayrıca, ifade özgürlüğü, bağımsız yargı ve medya özgürlüğü gibi temel haklar üzerindeki baskılar, AB'nin Türkiye'yi eleştirdiği başlıca konulardır.
6. Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Sorunu
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları üzerine yaptığı araştırmalar ve Kıbrıs’taki pozisyonu, AB ile ilişkilerdeki en büyük gerilim noktalarından biri olmuştur. AB, Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması ve Kıbrıs'taki Türk Cumhuriyeti’ni desteklemesi gibi adımlarını eleştirmektedir. Türkiye, Kıbrıs’ın güneyinde faaliyet gösteren AB üyeleriyle de tartışmalı bölgelerde enerji keşifleri yapmaktadır.
7. Stratejik İttifaklar
Türkiye, AB ile üyelik müzakerelerini durdurmuş olsa da, stratejik olarak AB ile ilişkilere önem vermeye devam etmektedir. Özellikle NATO gibi uluslararası platformlarda, Türkiye’nin AB ile güvenlik ve savunma işbirliği de önemli bir konu olmuştur. Ayrıca, Türkiye'nin enerji güvenliği ve jeopolitik rolü de AB için dikkat edilen bir diğer faktördür.
8. Türkiye’nin Gelişen Dış Politika ve AB’nin Tepkisi
Türkiye’nin son yıllarda yürüttüğü dış politika, AB ile ilişkilerdeki gerginliği artırmıştır. Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri, Suriye'deki askeri müdahaleleri ve diğer Orta Doğu ülkeleriyle yaptığı anlaşmalar, AB’nin endişelerini artırmıştır. Özellikle AB, Türkiye'nin bazı dış politika hamlelerine karşı çıkarak, bunların bölgesel istikrara zarar verebileceği uyarısında bulunmuştur.
9. İç Dinamikler ve AB Kamuoyu
Türkiye'deki iç politika ve AB karşıtlığı, AB ile ilişkilerin daha da zorlaşmasına neden olmuştur. Bazı Türkiye içindeki siyasi çevreler, AB ile ilişkilerin ilerlemesine karşı çıkarken, AB’nin Türkiye’nin iç siyasetine müdahale etmesini istememektedir. Ancak halk düzeyinde AB’ye yönelik bir destek oranı zaman zaman artarken, bazen de AB’ye karşı eleştiriler yükselmektedir.
Özetle:
Türkiye'nin AB ile ilişkileri, stratejik bir işbirliği ve ekonomik anlamda önemli bir bağ oluştursa da, siyasi ve ideolojik farklılıklar, hukuk ve demokrasi alanındaki sorunlar, dış politika gerginlikleri gibi nedenlerle son yıllarda duraklama aşamasına gelmiştir. Türkiye’nin AB üyeliği hala belirsizliğini koruyor ve bu konuda önemli gelişmeler bekleniyor.