Anvers'de 18 ekim 2003 yılında bir soygun sırasında işlenen cinayetle ilgili dava Anvers Bölge Üst mahkemesinde devam ediyor.
Sözkonusu cinayete karıştığı söylenen kişiler arasından iki de Türk genci bulunuyor. Houssin El Hamrouni (23), Abdelghani El Haouari (22) Fas kökenli genlerin yanında Huzur Özçelik (21) en İbrahim Murat (21) adlı Türk gençleri de yargılananlar arasında bulunuyor.
Anvers Cinayeti olarak basına yansıyan bu yargılama sürecine Belçika basınıda oldukça ilgi gösteriyor. 2 Türk ve 2 Faslı gencin karıştığı hırsızlık, soygun ve cinayet olaylarının bu haftadaki duruşmalarında Av. Ergun Top oldukça ilginç bir noktayı gün ışığına çıkardı.
Polis dikkatli davranmadı..
Anvers Bölge üst mahkemesinde devam eden davada Huzur Özçelik'in avukatlığını yapan Av. Ergun Top mahkeme heyetine 2 ağustos 2003 tarihinde Van kerckhovenstraat-Anvers adresinde bir gazeteci dükkanına yönelik yapılan soygun esnasında arkada bırakılan Huzur Özçelik'e ait çantanın üzerinde adresinin bulunup bulunmadığının araştırılmasını istedi.
Yapılan incelemede 2 ağustos 2003 tarihindeki soygunda arkada bırakılan çantanın üzerinde Huzur özçelik'in adresinin bulunduğu tespit edildi. Av. Ergun Top'un ortaya çıkardığı bu ayrıntıya göre 18 ekim 2003 tarininde yapılan soygundan tam 8 hafta önce şayet Anvers polisi dikkatli davransaydı diğer soygunlar ve cinayet olayı bir şekilde engellenmiş olacaktı.
Av. Ergun Top'un ortaya koyduğu bu önemli tespitten, Anvers Bölge Üst mahkemesinde Halk Jürisi üyelerininde oldukça etkilendiği belirtiliyor.
18 ekim 2003 tarihinde 2 Faslı ve ' Türk kökenli gencin karıştığı soygun ve cinayet olayında Khalid Masood Shah hayatını kaybetmiş ve soyguna karışan gençler ile kendilerine malzeme sağlayan şahıslar yakalanarak gözaltına alınmışlardı.
Anvers cinayeti olarak bilinen bu davanın bir diğer ilginç gelişmesi ise sanıklarla davalılar arasındaki farklı ifadeler oldu. Sanıkların ve davalıların ifadelerinin birbirini tutumaması sonucu davalı şahıslardan Hussein Munawar ile Ahmad Osman Mohamed'in tekrar mahkemeye gelerek ifade vermelerini kararlaştıran mahkeme başkanı yüksek hakim Stephaan Bergs'in duruşmada "Bu çok acaip bir durum. Bugüne kadar Üst mahkemede böyle bir şey yaşamadım" dediği ifade ediliyor.
