Bir zamanlar... Biz bir aileydik...
Acısıyla, tatlısıyla, kavgasıyla...
Ama o uyum başkalarının mahallesinde, ailesinde yoktu!
Şimdilerde mi? Kimimiz ununu eleyip eleğini astı; kimimiz hâlâ, o ruhuna bulaşan «mürekkep/virüs» ile ömrünün sonuna kadar yaşayabilme mücadelesinde; kimimiz köşesine çekildi, anılarla yaşıyor; kimimiz ise, fani yaşama reveransını çekip gidiyor...
Hakkı baba gibi...
Işıklar içinde yat, umarım oralarda da çekecek, yazacak bir şeyler bulursun, yoksa değer mi hiç ikinci yaşam!
Tüm arkadaşlarının, sevdiklerinin ve ailenin başı sağolsun, bu gibi
durumlarda zaman zaman yinelediğim gibi ne acılar tam olarak paylaşılabiliyor; ve de kelimeler bir anlam taşıyor. Eh ne de olsa bir haberin 24 saat ömrü vardır, dememişler mi eskilerimiz, büyüklerimiz! Onlar ki kendilerine ortalama 40 yıllık ömür biçmişlerdi.
Zira bu «namert ve nankör» mesleği bir başka ruhla yaparlarmış...
Bu acı vesile ile Hürriyet ailesinin hayattaki büyüklerimize, arkadaşlarıma da hepimizin başınız sağolsun,
Yaradan sizlere sağlıklı, huzurlu ve mutlu uzun bir ömür bahşetsin diyorum ve de diliyorum.
Selâm, sevgi ve saygı ile (SS&S)
NUSRET ÖZGÜL