Gazeteci Mehmet Ali Birand, safra kesesindeki stent değişimi için yatırıldığı Amerikan Hastanesi`nde kardiyak yetmezlik nedeniyle 72 yaşında hayatını kaybetti.
Programlarında bize yıllarca "Aman kimselere söz vermeyin de yine beraber olalım" diye veda eden gazeteci Mehmet Ali Birand, safra kesesindeki stent değişimi için yatırıldığı Amerikan Hastanesi`nde hayatını kaybetti. Birand 72 yaşındaydı.
Birand`ın vefat haberini, oğlu Umur Ali Birand kamuoyuna duyurdu.
Umur Ali Birand, ameliyatın çok basit bir ameliyat olmasının beklendiğini ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti:
"Hiç beklenmedik bir anda kaybettik. Vücudundaki son elektriğe kadar ben ve annem yanındaydık. Bütün arayan, telefon eden, bekleyen arkadaşları, meslektaşları, devlet büyükleri, tanıdık tanımadık herkese çok teşekkür ediyoruz. Sizi mahcup ettik ki, Mehmet Ali Bey`i yeniden karşınıza getiremedik. Hepimizin başı sağ olsun. Çok sağolun."
Amerikan Hastanesi`nden yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:
"Hastamız Mehmet Ali Birand, safra yollarına yönelik geçirdiği girişimi izleyen dönemde gelişen kardiyak yetmezlik sonrasında yapılan tüm müdahalelere cevap vermemiş ve saat 18.29`da kaybedilmiştir."
Birand`ın yaşamı
Kanal D Haber Grup Başkanı Birand, 9 Aralık 1941`de İstanbul`da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi`ni bitirdikten sonra lise yıllarında tanıştığı Abdi İpekçi sayesinde 1964`te Milliyet gazetesinde gazeteciliğe başladı.
1971`de evlenen Mehmet Ali Birand, aynı yıl Milliyet`in Brüksel muhabiri olarak Belçika`ya gitti.
Birand kendi internet sayfasında Brüksel süreciyle ilgili şu ifadelere yer veriyor:
"Eğer Brüksel`e gitmemiş, Cemre ile orada 20 yıl süreyle yaşamamış olsaydım, bugün geldiğim yerde olamazdım. Brüksel`deki gazeteciliğimin dönüm noktası da, 1974 Kıbrıs Harekatı`yla gerçekleşti. Eskiden içine kapanık ve dış ilişkileri sorunlu olan Türkiye, birden bire dünyanın gündemine girdi. O zaman da, benim gibi dışarıda çalışan gazetecilere ihtiyaç inanılmaz derecede yükseldi. Ancak ben de sadece Brüksel`de kalmadım, oradaki kurumlarla (NATO ve Avrupa Birliği) yetinmedim.
Dışarıda yaşamanın avantajını kullandım görev sınırlarımı genişlettim. Yıldızım parlayıverdi. 1974`ten sonra sadece Brüksel değil, sürekli Washington, Atina, Strasbourg`a gider oldum. Dünyam genişledi. Bilgim arttı. Brüksel, bana sadece habercilik açısından değil, kişisel gelişim açısından da çok yarar sağladı. Çalışma randımanım birkaç misli arttı. Zamanımı da iyi kullandığımdan dolayı, art arda kitaplar yazabildim. Zira kalıcı bir şeyler bırakmak istiyordum."
Birand, Brüksel`de görev yaptığı dönemde şu kitapları yazdı: 30 Sıcak Gün (1976), Diyet (1979), Bir Pazar Hikayesi (1978), 12 Eylül 04.00 (1983), Emret Komutanım (1986), Apo ve PKK (1988)
Birand 1985`te TRT ekranlarında 32.Gün adlı aylık haber programına başladı. "Bu programın böylesine başarılı olmasında en büyük katkı Can Dündar, Mithat Bereket, Çiğdem Anat, Ali Kırca, Deniz Arman, Cüneyt Özdemir, Rıdvan Akar, Musa Çözen, Talip Korkmaz, Sacit Baydar başta olmak üzere, sayısız muhabir, kameraman ve teknisyenden gelmiştir" diyen Birand, 32. Gün`de sayısız devlet lideriyle dünyanın nabzını tuttu.
Birand, 32. Gün`ün yanı sıra Kıbrıs belgeseli, Demirkırat, 12 Mart, 12 Eylül ve Özallı Yıllar gibi belgesellere de imza attı.
1991`de Brüksel`den Türkiye`ye dönen Birand, Milliyet`ten ayrılıp Sabah gazetesine geçti. 32. Gün`ü de TRT`den Show TV`ye taşıdı. 32. Gün 1999`dan itibaren Kanal D ve CNNTürk ekranlarında izleyicisiyle buluşmaya devam etti.
"1997`de ünlü 28 Şubat müdahalesine muhalefetim ve Kürt sorununda resmi ideoloji ve söyleme karşı çıkmam nedeniyle, asker tarafından andıçlandım. Genelkurmay Başkanlığı`nda hazırlanmış bir komplo sonucu, Sabah`tan kovuldum ve Show TV`deki programım da durduruldu. Asker, Kürt sorunuyla ilgili tutumumdan dolayı beni cezalandırmıştı. Hayatımda hiçbir zaman bu kadar acı çekmemiştim" diyen Birand, bu sürecin kendisi için farklı bir dünyanın kapılarını açtığını ifade etti.
CNN TÜRK` ün kuruluşunda görev alan ve Posta gazetesinde başyazı yazmaya başlayan Birand, 2005`te de Kanal D Ana Haber Bülteni`nin Genel Yayın Yönetmeni ve sunucusu oldu. 2009`da ise hem CNNTürk`ün, hem de Kanal D`nin Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendi.