Son günlerde başta Hollanda olmak üzere Kuzey Batı Avrupa ülkelerinde yoğun olarak tartışılan ve özellikle Türkiye’nin Türk çocuklarının eşcinsel ve Hristiyan ailelere verilmesi konusunda takındığı tavır Türk toplumu tarafından olumlu karşılanırken söz konusu ülkelerin yöneticileri ise bu yaklaşımı onaylamadıkları yönünde açıklamalarda bulundular.
Özellikle Hollanda’da 9 yaşındaki küçük Yunus’un eşcinsel koruyucu aileye verilmesinden sonra kamuoyunda başlayan dalgalanma büyük etkiye yol açtı ve iki ülke arasında gerilime neden olmuştu.
Gençlik Dairesi Başkanı K. Henderickx:Türkiye`nin talebi karşılanamaz.
Belçika Gençlik Dairesi Başkanı Karel Henderickx ise bu yönde bir açıklamada bulunarak konuya Belçika açısından yaklaşımlarını dile getirdi. Hendrickx açıklamsında.’’`Türk yetkilileri, bizden bundan böyle ailelerinden uzaklaştırılan Türk çocuklarını sadece Türk ailelerin yanına yerleştirmemizi talep etti. Türkiye çocukların yabancılaşması ve kendi öz değerlerinden uzaklaşarak asimilasyona uğrama endişesinin dile getiriyor. Türkiye`nin bu talebi karşılanamaz. Öncelikle bir çocuğun ailesinin yanından alınmasına biz değil, Gençlik Mahkemeleri karar veriyor. Ayrıca, biz çocukları eğitim almış ve kriterlere uyan koruyucu ailelerin yanına yerleştirmekle yükümlüyüz. Kültürel ve dini değerleri biz zaten göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz. Buna karşın, etnik hususu baz almıyoruz. Hatta şahsen ben şuan Belçika`da kaç tane Türk asıllı çocuğun koruyucu aile yanına yerleştirildiği hakkında fikir sahibi değilim.` şeklinde konuştu.
Aile Bakanı Jo Vandeurzen:Türkiye’nin Hassasiyeti Yersiz.
Diğer yandan bir açıklamada Flaman Aile Bakanı Jo Vandeurzen’den geldi. Bakan Vandeurzen açıklamasında:’’Koruyucu aile seçiminde Gençlik Dairesi kendi mevzuatını uyguluyor. Kendileri bu mevzuatı takip etmekten vazgeçmedikçe Türkiye tarafından yapılan baskılar çok bir şey ifade etmez. Türkiye`nin hassasiyet talebinin bu mevzuda yersiz olduğunu düşünüyorum’’diyerek bu konudaki yaklaşımını kamuoyu ile paylaştı.
Milletvekili Zuhal Demir: Türkiye Belçika`nın İç İşlerine Karışamaz.
Türk medyasına yansıyan bilgilere göre Milletvekili ve N-VA partisinin üyesi olan Demir, Türk konsolosluğunun, Türk çocukların sadece Türk kökenli ailelere verilmesi yönündeki talebine yönelik eleştirilerde bulundu. Türkiye`nin Türk çocukların Hıristiyan ya da eşcinsel çiftler tarafından evlat edilmesini istemediğini belirten Demir, çocuğun çıkarlarının ön planda tutulması gerektiğini ve Türkiye`nin Belçika`nın iç işlerine karışmaması gerektiğini söyledi.
Zuhal Demir, "Bu çocuklar yaşadıkları ülkenin gelenekleriyle hiçbir bağları olmadan nasıl sağlıklı birer birey olarak yetişebilirler? Türkiye`nin talebi, onların ülkeye uyumunu olumsuz yönde etkileyecektir" dedi. Demir, Türkiye`nin bu yaklaşımıyla ayrımcı bir politika uyguladığını da savundu.
Milletvekili Zuhal Demir’in Belçika, Hollanda ve Almanya’da yaşayan Türk toplumunun hassasiyetlerini hiçe sayarak ortaya koyduğu bu yaklaşımı Türk toplumu tarafından hayretle karşılandı. Türk ve Müslüman olarak dünyaya gelen ve bir şekilde ailenin elinden alınan bir çocuğun ait olduğu toplumdan izole edilerek yetiştirilmesi, hatta norm ve değerler açısından Müslüman bir toplumun asla kabul edemeyeceği bir hayat tarzı biçimi ile bir çaresiz çocuğun yetiştirilmesini Zuhal Demir’in içine nasıl sindirdiği ise merak konusu.