Bel fıtığından korunmanın yolları.
Hayatı boyunca hiç bel ağrısı çekmemiş insan var mıdır acaba? Her 100 kişiden 80'i bir gün mutlaka bel ağrısıyla tanışıyor.
Peki ya bel fıtığı nedir?
Günümüzde tıp, bel fıtığını bizlere modern yaşamın bir hediyesi olarak görme eğiliminde. Şehir hayatı, arabadan neredeyse hiç inmemek, egzersizi azaltmak, uzun saatler boyunca masa başında çalışmak bel fıtığına davetiye çıkarıyor…
Doktora herhangi bir şikâyetle başvurma nedenleri araştırıldığında ortaya ilginç bir sonuç çıkıyor. Bu nedenler arasında, bel ağrısı ve buna bağlı bel fıtığı şikâyetleri soğuk algınlığından sonra ikinci sırada yer alıyor.
Bel fıtığına yol açtığını bildiğimiz masa başında çalışma, bilgisayarın başından uzun süre kalkmama gibi şehirli hayatın bize sundukları bir yana, aslında en büyük sıkıntımız, "yanlış hareketler". Ya da doğru bildiğimiz yanlışlar.
Erkeklerin en çok arabalarının bagajına ağır bir şey koyarken ya da alırken, kadınların ise buzdolabındaki sebzeliğe eğilirken belini sakatladığını biliyor muydunuz? Kadınlar için bir diğer riskli hareket ise, ütü yaparken iki ayaklarının üzerinde sabit durması ki, bunu hemen her kadın yapıyor.
Bel fıtığı; omurgayı meydana getiren kemiklerin arasındaki disklerden biri veya birkaç tanesinin, kendilerini tutan bağı iterek ya da yırtarak omurilik, omuriliği saran zar veya sinirlerin üzerine çıkıp baskı yapması olarak tanımlanıyor.
Bel fıtığı, boyun veya kasık fıtığına göre daha fazla görülüyor. Bunun en temel nedeni, insan vücudunun en hareketli bölgelerinin başında gelmesi. Bu hareketi sağlayan bölge çok kısa ve son derece hareketli olunca, aradaki kıkırdağa çok yük biniyor. Omurgaya binen yük fazlalaştığında veya kıkırdağın üzerindeki yük dağılımı düzensizleştiğinde disk dışarıya kaçıyor.
Omurga 30 yaşından sonra yaşlanıyor
Her 100 kişiden 80-85'i en az bir defa ciddi bel ağrısı çekiyor. Bel fıtığı ise her 100 kişiden ortalama 5'inde görülüyor. Omurga yaşlanması 30'lu yaşların başında belirti vermeye başlıyor.
Bel ve boyun fıtıkları, 30–50 yaşları arasında çok sık görülüyor. Günümüzde erkeklerin birçoğu arabasının bagajından ağır bir şey alıp bagaja bir şeyler koyarken, kadınlar ise buzdolabının sebzeliğine eğilirken tutulup kalıyor.
Bu hareketleri yaparken hiç özen göstermedikleri için, istemeden de olsa omurgalarını sakatlıyorlar. Bu iki hareket, bel fıtığını tetikleyen en önemli yanlışlar. Küçük yaştan itibaren omurgayı yeterli çalıştırmamak ve günün birinde ondan ani bir şey istemek bel fıtığını kolaylaştırıcı faktörler arasında yer alıyor.
Kırsal kesimde küçük yaştan itibaren bağ bahçeyle uğraşan, otomobile daha az binen kişilerde bel fıtığına daha az rastlanıyor. Bu yüzden mesela bir kadın, buzdolabından bir şey almak için eğilirse, alttaki kıkırdağın üzerine yük çok fazla düşeceğinden fıtıklaşma oluyor.
Kolaylaştırıcı ikinci etken ise ani ve yanlış açıda yük kaldırmak. Bazen burularak yukarıya uzanmak da, mesela özellikle hanımların mutfakta yana doğru kıvrılarak raflara uzanmaları bel için son derece zararlı.
Fizik tedavi ne zaman?
Bel fıtığı tedavisinde ilk ve en önemli yöntem, fizik tedavi ve iyileştirmedir. Ama fizik tedavi, yüzmek ya da özenli bir yaşam da çare olmadığı takdirde ameliyat ile çözüm yoluna gidiliyor.
Bel fıtığı ameliyat kararını ise, beyin cerrahisi uzmanları veriyor. Toplumda görülme sıklığı açısından bakıldığında en fazla karşılaşılan ve yaşam kalitesini düşüren sağlık sorunlarının başında bel ağrıları geliyor.
Kilo almak ve egzersiz yapmamak, bel-sırt kaslarını zayıflatarak bel bölgesine binen yüklerde artışa neden oluyor. Ayrıca alt bel bölgesinin hareketli olması incinmeye yatkınlığı da artıyor.
Bel ağrılarının yüzde 80 kadarı ilaç tedavisiyle iyileşebiliyor. Yüzde 5'inde ise sorun kronikleşiyor ve tedavisi güçleşiyor. Ağrı her ne kadar erken evrede tedavi edilirse, bundan kurtulmak o kadar kolay. Yerleşmiş ağrının tedavisi ise bir o kadar zor. Ama günümüzde, her 100 kişiden 70'ini bel eğitim programı ile korumak mümkün.
Ameliyat en son çare
Omurga için en ideal spor yüzmek. Bisiklet sporu da omurgayı oldukça iyi çalıştırıyor. Tenis ve yürüyüş yine iyi ama takım sporları ani hareketler gerektirebileceğinden omurga için riskli olabiliyor.
Futbol, basketbol gibi sporlarda küçük yaştan itibaren omurganızı eğitmişseniz sorun yok. Bel fıtığı için tek tehlikeli spor kürek çekmek. Eğer basketbola veya futbola 20'li yaşlardan sonra başlarsanız, bağlar yeterince antrenmanlı olmadığı için bel fıtığı olma ihtimali yüksek. Evde veya spor salonlarında orta yaştan itibaren kürek yerine bisiklet veya koşu bandı tercih edilmeli.
Gerçek bel fıtığında ağrı, bacağa vuruyor ama bel ağrımıyor. Eskilerin "lumbago" diye bildikleri bel fıtığının ta kendisi. Yine "siyatik" dedikleri de öyle. Çeşitli görüntüleme yöntemleriyle özellikle MR çekilerek omurga incelendiğinde hiç bir şikâyeti olmayanların bile yüzde 30'unda disklerin yıprandığını hatta yerinden bir miktar çıktığı görülüyor.
Bel veya bacak ağrısı olan hasta ya bir fizik tedavi rehabilitasyon uzmanına ya da bir beyin cerrahına başvurması en ideali.
Bel fıtığı tedavisinde her zaman ameliyatsız tedavi yöntemlerine öncelik veriliyor. Doğru tedavi yapılırsa, bel fıtıklarının büyük kısmının ameliyata ihtiyacı yok. Toplam bel fıtığı vakalarının ancak yüzde 5'i ameliyata ihtiyaç duyuyor.
Diğerleri istirahat ve çeşitli tedavi yöntemleriyle iyileşiyor. Bacağında kuvvetsizlik, çekme veya kısalma, ciddi uyuşuklar, tutukluk veya idrar, büyük abdest kaçırması olan hastalar hemen ameliyata alınıyor. Sinirin üstünde geri dönülmesi mümkün olmayan bir hasar başladığı takdirde, ameliyat kaçınılmaz oluyor. Bel fıtığında acil ameliyata çok nadiren başvuruluyor.
Sigara ve yaş risk faktörü
Bel ağrısının oluşmasında farklı etkenler rol oynuyor. Sıklıkla 30–50 yaş arasında ve her iki cinste eşit oranda görülüyor. Özellikle ağır işlerde ve kompresyon cihazlarıyla çalışanlarda, tır şoförleri gibi uzun süreli vibrasyona maruz kalanlarda bel ağrısı daha fazla görülüyor. Yaşam tarzı ile yakından ilgili bir sorun. Ağır yük taşıyanlar, hamileler, beli zorlayıcı fiziksel aktivitelerde bulunanlar, sigara içenler ve kilo problemi olan kişiler bel ağrısı şikâyetine daha sık maruz kalıyor
Kronik ağrıda psikolojik faktörler rol oynuyor. Bu tip ağrıların tedavisinde hasta mutlaka psikolojik destek almalı. Onun için kronik ağrılı bir hastayı çevresiyle birlikte değerlendirmekte fayda bulunuyor. Hastanın aile yaşamı, sosyal uyumu ve iş ortamı tedavi için önem taşıyor ve mutlaka bir arada değerlendirilmeleri gerekiyor.
Akut tedavide ise yaklaşım farklılaşıyor. Burada ilk akla gelen nokta ilaç tedavisi ve fizik tedavi oluyor. Akut bel ağrılarının bir yıl içinde tekrarlama ihtimali yüksek (yüzde 50) olduğundan korunma son derece önem taşıyor. Korunmada, hastanın kas yapısını ve duruşunu düzeltmek amaçlanıyor.
Bu aşamada hastalara; tedavinin bir parçası olarak mutlaka iyileştirme eğitimi verilmek zorunda. Günlük yaşamları içinde nelere dikkat etmeleri, hangi egzersizleri yapmaları gerektiğini yaşamlarının bir parçası haline getirmeleri gerekiyor.
Bel fıtığından korunmak için...
* En etkili önlem, her gün yapılan bilinçli egzersiz.
* Vücut ağırlığınızı idealin üzerine çıkarmamaya özen gösterin.
* Başınızdan yükseğe uzanmayın.
* Mobilya ve ağırlıkları kendinize doğru çekmeyin, mecbursanız itin.
* Aşırı bedensel yorgunluklardan kaçının.
* Vücudunuzu herhangi bir pozisyonda uzun süre hareketsiz tutmayın.
* Yattığınız yer sert olmalı, tercihen vücudunuzun en rahat ettiği gibi uyuyun ama bir yanınıza yatabiliyorsanız daha uygun olur.
* Otomobil kullanırken koltuğunuz direksiyona mümkün olduğunca yakın olsun.
* Otomobilde bel desteği varsa kullanın, yoksa ince bir yastıkçık koyun.