Tüm dünya ekonomisinin bu yıl, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez küçüleceği tahmin ediliyor.
Dünya Bankası'nca yayınlanan raporda, yeryüzünde ticaretin 60 yıldır ilk kez büyük çapta düşüş kaydedeceği ve düşüşün en çok Asya ülkelerini etkileyeceği bildiriliyor.
Raporda dünyayı saran finans krizinin yoksul ve kalkınma yolundaki ülkelerde milyarlarca dolarlık mali açığa yol açacağı da kaydediliyor. Banka, zor durumdaki dört ülkeden sadece birinin, zorlukları, yeni iş yaratarak ve güvenlik sistemleriyle aşmayı başarabileceği tahmininde de bulunuyor.
Dünya Bankası'na göre küresel düzeyde tüm sanayi üretimi, geçen yıla kıyasla bu yıl yüzde 15 oranında düşecek.
Dünya Bankası Başkanı Robert Zoellick iş yaratacak yatırım yapılmasını sosyal ve siyasi huzursuzluklardan kaçınılmasını istedi.
Ekonomik Kriz Almanya'yı da Kötü Vurdu
Ekonomik kriz Almanya'da en çok otomotiv sektörünü vuruyor. Başbakan Merkel'in General Motors şirketine bağlı Opel'ı kurtarmak için şirketi kamulaştırma planı diğer otomobil devlerinin ve sanayi temsilcilerinin tepkisini çekiyor.
Dünya çapında yaşanan kriz Almanya için son günlerde yeni bir boyut kazandı. Ülke otomotiv sektörünün medarı iftaharı Opel'in iflasın eşiğinde bulunması kamuoyunun birinci maddesi haline geldi. Haberlerde, komşu, akraba ve dost ziyaretlerinde, siyasi tartışmalarda varsa Opel, yoksa Opel. Opel'in, Başbakan Merkel'den sokakdaki vatandaşa kadar gündemde birinci sırada yer alması ve sürekli olarak nasıl kurtarılabileceğinin konuşulması ülkedeki diğer şirketleri rahatsız etmeye başladı. Hükümete yakın çevreler, Merkel'in dünyanın en büyük otomobil üreticisi ABD'deki GM'un Avrupa bölümü olan Opel'i kurtarmak için yaklaşık 3,5 milyar Euroyu gözden çıkarmış durumda olduğunu belirtiyorlar. Ancak sorun Opel'i kurtarmak için şirket yönetimi tarafından hazırlanan planın yetersiz olarak değerlendirilmesi ve Opel'e yardım edilirse önce diğer otomobil üreticileri, sonra da diğer sektörlerin kapıya dayanabileceği olasılığı. Nitekim Volkswagen, Audi, BMW ve Mercedes de krizden etkilenen şirketler arasında. Almanya'nın dört kentinde, 3 bine yakını Türk toplam 25 bin kişinin istihdam edildiği Opel fabrikalarınının kapatılma ihtimalini Alman siyasetçiler ‚felaket' olarak niteliyor. Şirketin iflasının AB ülkelerinde yan sektörlerin de girdaba girmesi ile 400 bin kişiyi işsiz bırakacağı öne sürülüyor. Opel'i kurtarma senaryosunda son durum ise, Almanya'daki bir fabrikasını satıp, Belçika'dakini de kapatarak çözüm bulacağı yönünde. Buna paralel, Opel yönetimi Almanya'da en az 7500 kişiye çıkış vererek 1,5 milyar Euro tasarruf etmeyi amaçlıyor.
Ancak uzmanlar bu bağlamda son sözün daha söylenmediğini, kurtarma konseptinin önümüzdeki iki hafta içinde netleşeceğini belirtiyorlar. Türk çalışanlardaki huzursuz bekleyiş devam ederken, Opel'in Bochum işletmesinde işçi temsilcisi olan Mehmet Küçük kurtarma planına gerekirse karşı tavır koyacaklarını belirtiyor. Bu arada Opel'in Almanya'daki fabrikalardan elde ettiği karın, geçmişte, ana şirket General Motors'a gittiğinin ve yapılan zararın ise Almanya'da vergiden düşürüldüğünün ortaya çıkması durumu daha da karmaşık hale getirdi.
Özellikle sol görüşlü siyasetçiler ve sendikalar, şirketin iflasını açıklamasını, ardından da devletleştirilmesini talep ediyorlar. Angela Merkel'in Opel'i kurtarmak için şirketi ‚kamulaştırma' planına sıcak bakması ise, Alman başbakana siyasi kariyerinin belki de en zor günlerini yaşatıyor. Genel seçimlere altı aydan az bir süre kala, ülkenin önde gelen sanayi temsilcileri ile muhafazakar medya, eski Doğu Almanya kökenli Merkel'i, ülkeyi gizlice sosyalist ekonomiye yönlendirmekle suçluyorlar. Genel başkanı olduğu Hristiyan Birlik Partisi'nin sağ kesimi tarafından da aynı ithamla karşı karşıya bırakılan Merkel, tarihin cilvesi, siyaset yelpazesinin sol kesiminden, politikaları için büyük övgü alıyor. Anlaşılan Opel, Almanya gündeminde daha bir süre ilk sırada kalacak ve belki de süpriz gelişmelere neden olacak.
Kaynak:D.W/Almanya