Kafkasya`nın dengelerini çözen herkes biliyor ki, Karabağ`daki Ermeni işgali sona ermedikçe bölgeye barışın gelmesi tam bir hayalden ibaret. Ermeni işgaline çanak tutan, maddi destekte bulunan Rusya bile bunun çok iyi farkında. Tabi Rusya`nın Kafkaslara barışın gelmesi gibi bir `sıkıntısı` yok. Aksine kaos ve kargaşada işini yürüttüğü için bu gerçeği görmemezlikten geliyor, o da ayrı. Günümüzde Kafkasya`yı arka bahçe gören Rusya`nın bu ruh hali aslında hiç de yeni değil. Çarlık döneminde de, Komünizm döneminde de Rusya`nın Kafkasya politikasının genel hatlarında çok fazla bir değişiklik olmadı.
Türkiye, Karabağ`daki Ermeni işgalinin bölge ve dünya barışına neler kaybettirdiğini bütün platformlarda anlattı. Ancak ne yazık ki, dünya, sorunun adresi ve çözüm yolu konusunda yeterince tarafsız davranamadı.
Romanya`dan anlamlı destek
Bu süreçte, Avrupa Parlamentosu üyesi Romanyalı politikacı ve avukat Norica Nikolai`nin Karabağ sorunuyla ilgili, "Kendi adıma ben Ermenistan`ın Karabağ sorunuyla ilgili olarak bu bölgedeki topraklardan çekilmesi gerektiğini düşünüyorum" demesi önemli bir adım olarak görülmelidir. Romanya, Çavuşesku rejiminin yıkılmasının ardından demokrasi yolunda ciddi adımlar attı. Azerbaycan ile Avrupa Birliği ilişkileriyle ilgili görüşlerini anlatan Norica Nikolai`nin sözlerine kulak verelim:
"Ben geçtiğimiz iki yıl içerisinde Azerbaycan`ın Avrupa Parlamentosu ile olan ilişkilerinin hızla geliştiğine inanıyorum. Avrupa Parlamentosu Azerbaycan ile Avrupa arasındaki olumlu ilişkilerin gelişmesine destek vermeye devam edecektir. Coğrafi olarak iki farklı bölge olmasına rağmen özellikle politik ilişkilerin gelişiminden dolayı memnuniyet duyuyoruz. Özellikle Avrupa Parlamentosundaki meslektaşlarımla birlikte Azerbaycan ile işbirliğine açık olduğumuzu söyleyebilirim. Avrupa Birliği için komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesi en önemli politikaların başında geliyor. Azerbaycan ile iyi ilişkilerden dolayı mutluyum. Azerbaycan, Avrupa Komisyonu için en önemli ülkelerden biri olmakla birlikte aynı zamanda üye ülkelerin işbirliğini arttırmak istediği bir ülke. Bu işbirliği ortamından sadece ekonomik değil, demokrasi, insan hakları, kültürel işbirliği gibi önemli kazanımların da elde edileceğini düşünüyorum. Şimdilik üzülerek belirtmek isterim ki birçok Avrupalı, Azerbaycan`ın ne kadar önemli bir kültürel ve tarihi birikime sahip olduğunun henüz farkında değil. Avrupa Birliği ile Azerbaycan ilişkilerinin gelişimiyle, Azerbaycan`ın önemine gün geçtikçe daha fazla varılacaktır. Şu anda Dağlık Karabağ`da yaşanan sorun gibi Gürcistan`da da yaşanan duruma dondurulmuş çatışma durumu adını veriyoruz.
Benim ve birçok meslektaşımın Kafkasya konusundaki raporlarında bu durumla ilgili tespitleri, bir politik çatışma olduğu ve çözüm için adımlar atılması yönünde. Kendi adıma ben Ermenistan`ın Karabağ sorunuyla ilgili olarak bu bölgedeki topraklardan çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü tarihsel olarak baktığımızda bu bölgenin Azerbaycan`a ait bir bölge olduğu ve uluslararası hukuka göre Ermenistan`ın burada bulunmasının Azerbaycan`a karşı kanunsuz bir durum olduğu yönünde görüşlere sahibim. Halihazırda bölgeyle ilgili çözüm süreci çok yavaş ilerliyor ancak biz Avrupa Parlamentosu olarak istikrarı sağlamak adına çözümü hızlandırmak istiyoruz. Biz bu bölgede barışa ulaşmanın mümkün olduğunu düşünüyoruz. Elbette Ermeni lobisinin bu sorunla ilgili çalışmalarını biliyoruz ancak neyse ki tarihsel gerçeklere bakıldığında Azerbaycan bu bölge için hak sahibi olduğunu ortaya koyuyor."
24 Nisan`a dikkat
Ermenilerin "soykırım günü" ilan ettiği 24 Nisan`a az bir zaman kaldı. Yaşanan acıları nakde çevirmekte çok mahir olan Ermenilerin, sanki Karabağ`da fiili bir işgal yokmuş gibi yine üste çıkmaya çalışacaklarını geçmiş yıllarda defalarca tekrar eden tecrübelerimizden iyi biliyoruz. Bize düşen, haklı davamızı yorulmadan anlatmak olmalıdır.
Fırat Küçükkömürcü