İzzet DÖNMEZ
İnsanoğlu`nun bazen hiç hatırlamak istemeyeceği geçmişleri vardır.
12 Eylül öncesi yıllar benim ve benim gibi yüzbinlerce insanın gençliği çalınmıştır.
Hayatımın en güzel yılları, kahpe plan ve tezgahlarla heder edilmiştir.
Sebep olanların mezarına tüküreyim.
Üniversite`ye girdiğimde, tek hayalim vardı.
Okuyup, aileme ve ülkeme faydalı bir insan olmak.
Aslında ben daha üniversiteye girmeden, kendimi üniversite mezunu kadar yetiştirmiştim.
Üniversite`den sadece diploma alacaktım.
Daha üniversiteye adımımı attığım gün, ne büyük bir bela ile karşı karşıya olduğumu anladım.
İmam-Hatip Lisesi mezunu, muhafazakar bir insanım.
Üniversite`ye bir girdim ki; Allah, Vatan, Bayrak diye bir şey yok.
Ya ne var?
Marks var, Lenin var, Stalin var, Mao var, hatta Enver hoca bile var.
Ancak Müslüman Türk`e ait hiçbir şey yok.
Öyle bunalıyordum ki; çıkıp Ankara Kalesinin eteklerine, Başkent Ankara`yı seyrediyordum.
Karşımda Kocatepe Camii, Allah`ım" diyordum; "Nüfusunun % 99`unun Müslüman olduğu iddia edilen ülke, bu ülke mi?" .
Müthiş bir bunalıma girmiştim.
Bazen Ulus`a çıkıyordum, 1. Meclis`in önüne varıyor ve "Bu kutsal çatının altında bunun için mi mücadele ettiniz?.
Karl Marks için mi?, Lenin için mi?, Stalin için miydi, mücadeleniz?.
Ne oldu bize, ne oldu bize?" diye feryatla sorular soruyordum..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti`nin Başkentinde, bu ülkenin çocukları okullarına gidemiyordu.
Üniversiteleri Yunan işgal etmemişlerdi amma Yunan soylular işgal etmişti.
Aşağıdaki fotoğrafa bir bakar mısınız?
O fotoğrafın içinde bende varım.
Şahsıma ait bu fotoğraflardan yüzlercesi bende vardı.
Hepsi 17 Ağustos`ta enkaz altında kaldı.
Bu fotoğrafı Fakülte`den arkadaşım İbrahim Çakır paylaşmış.
Bende ondan kopyaladım.
Fotoğraf, Hacettepe Üniversitesi -Beytepe Kampüsünde çekilmiş.
Bu fotoğrafın bir anlamı var.
Türk çocukları, sanki Belene Kampında zulümhaneye doğru yürüyormuş gibi.
5 yılımız böyle geçti.
Anfilerde, sınıflarda başımızda jandarma bekleyerek okuduk.
Türk vatanında, Türk ülkesinde azınlık olarak okuduk.
Yarın günlerden cuma.
Cumalar aklıma gelince, Tüylerim diken diken olur benim.
Şehrin tamamen dışında, bir tane dikili ağacın bile olmadığı çöl gibi bir arazide kurulmuş Beytepe Kampüsü.
Koskoca üniversitenin Cuma namazı kılacak bir mekanı yok.
İleride Beytepe köyü var,
Köyün bir mütevazi camisi var.
Her Cuma Jandarma nezaretinde oraya giderdik cuma namazı kılmaya.
En güzeli neydi biliyor musunuz?
Caminin çeşmesinden kana kana su içerdik.
Çoğu zaman Devlet`in koskoca Hacettepe Üniversitesi -Beytepe Kampüsünde içecek bir bardak su yoktu su.
Taharetlenecek bir damla su yoktu.
Beytepe Camiine giderken ve Beytepe Camiinden dönerken en çokta şu sloganı atardık; "Kanımız aksada, Zafer İslamındır".
Dün Beytepe Kampüsünde vuruştuğumuz Apocular, Tikkocular, DHKPC`liler, Kawacılar, KUK`cu, PUK`cu hainler ile Meral Akşener aracılığı ile bir grup arkadaşımız müttefik oldular.
Maalesef tüm saydığım hain örgütlerin uzantıları ile omuz omuzalar bugün.
Ne kadar acı, ne kadar yaralayıcı, ne kadar acı kahredici.
Acaba diyorum kendi kendime Güney Doğu`da, Kandil`de, Suriye`de 10 binin üzerinde Mehmetçiğimiz ve kahraman polisimiz bu topraklar için şehit düştü.
Onların şehadeti de mi boşa gitmiş olacak?.
Verilen canlar, akan kanlar boşa mı gitmiş olacak?.
Kahpe birileri, onların kanlarını, canlarını da mı satacak?.
Ben ve arkadaşlarım çok ağır bedeller ödedik.
Şimdi sefasını birileri sürüyor.
Hem de ciğerleri beş para etmez pespaye birileri.
Emeklerim, verdiğim mücadele, haram olsun, zıkkım olsun, irin olsun.