Haberin yayım tarihi
2020-08-19
Haberin bulunduğu kategoriler

NE İSTEDİLER DE VERMEDİK?

İzzet Dönmez Yazdı..


``NE İSTEDİLER DE VERMEDİK``

Bu söz kime ait?

Sayın Cumhurbaşkanımıza.

İnanıyorum ki; Sayın Cumhurbaşkanı bu sözü ciğeri yana yana sarfetmiştir.

Bu konuya devam edeceğim.

Şimdi size başımdan geçen bir olayı anlatayım.

Meramım daha kolay anlaşılacaktır.

Üç dönemdir SATSO`da meclis üyesiyim.

Geçen dönemde Meclis Başkan vekiliydim.

SATSO`da aynı meslek grubundan bir arkadaşım vardı.

Üç dönem ben seçimlere girmedim, onu destekledim.

Üç dönem o seçildi.

SATSO`da herkes bilir ki; benim meslek grubumda son sözü ben söylerim.

2005 yılında ise seçime bizzat ben girdim.

Daha önce üç seçim desteklediğim arkadaşımı da listeme yazdım.

2009 seçimlerinde yine aynı arkadaşımı listeme aldım.

Yine seçildik..

Geldik 2013 seçimlerine.

Arkadaşım "İşlerim dolayısı ile bu sefer seçimlere girmeyeceğim" dedi.

Çok ısrar ettim, kabul etmedi.

Ben, yeni bir ekiple yoluma devam ettim.

Seçim çalışmaları sırasında, sağdan, soldan, bu arkadaşımın benim aleyhimde çalıştığını söylüyor.

Ben inanmıyorum, "5 dönem benim desteğimle meclis üyesi olan arkadaşım, nasıl aleyhimde çalışır?" diye düşünüyorum.

İddialar artarak devam edince; arkadaşımı şehir dışında bir yemeğe götürdüm.

Yanımda diğer komite adayı arkadaşlar da var.

Kendisine "İddiaların doğru olup olmadığını" sordum.

Arkadaşım şiddetle tepki gösterdi; "Nasıl benden böyle bir şey beklersin?" dedi.

Ben de mahçup oldum

Yemekte uzun süre sohbet ettik.

Yemekte birşey dikkatimi çekti.

Arkadaşım, 15-20 dakikada bir, elinde telefon, tuvalete gidiyor.

Bende "Herhalde prostat olmuştur" diye düşünüyorum.

Seçimler yaklaşınca gördüm ki; arkadaşım bilinenden de öte, rakiplerime çalışıyor.

Bir matbaacı dostumun işyerinde rakiplerimle saatlerce seçim çalışması yapıyorlar.

Kayınbiraderimin oğlu da o matbaada çalışıyor,

Gece bilgiyi bana verdi.

Hatta orada yaptıkları eskiz çalışmalarını da bana getirdi.

O belgelerin üzerinde benim güçlü olduğum yerleri, zayıf olduğum yerleri kendi elyazısı ile tek tek not etmiş.

Seçim yapıldı, bitti, seçimi yine ben kazandım.

Seçimlerde rakibimin seçim ofisini yöneten arkadaş beni tebrik için aradı ve şunu söyledi.

"Hani filan yerde yemek yediniz ya, hani o kişi 15-20 dakikada bir dışarı çıkıyordu ya, o an biz toplantı halindeydik, senin oradaki ruh halini, senden aldığı mahrem bilgileri an be an bize iletiyordu".

Bizde "iş tamam diye zafer naraları atıyorduk" dedi.

Rakiplerimin zafer naraları yarım kaldı.

Seçimi ben kazandım amma, insan denilen varlıktan da tiksinir oldum.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DÜRÜST BİR İNSANDIR.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son derece dürüst, son derece mert bir insandır.

Onun dürüstlüğünden ve mertliğinden bir kişi şüphe duyuyorsa, bendende duyabilir.

Sayın Cumhurbaşkanı, benden daha dürüsttür.

Hiç şüpheniz olmasın ki; bu satırları takip eden herkesten daha dürüsttür.

Bu kanaate nerden vardım?

Ben tam 50 yıldır İzzet Hocayım.

35 yıldır da kendi sektöründe üst düzey tüccarım.

Yüzbinlerce insanla muhatap oldum.

Hem dini ve hem dünyevi üst düzey tahsiller yaptım.

Hani derlerya; Hocaların hocası.

Elhamdülillah; O yaşlara ve konumlara geldik.

Sayın Cumhurbaşkanını evdeki hane üyeleri kadar tanırım.

Konuşmaya başladığında, 20. cümlede ne diyeceğini bilirim.

Niçin?

Bakın anlatayım,

Sayın Cumhurbaşkanı ile aynı yaştayız.

İkimizde İmam-Hatip mezunuyuz.

İkimizde Karadenizliyiz.

İkimizde varoştanız.

İkimizde çok yoksul aile çocuklarıyız.

İkimizde Necip Fazıl ekolüne mensubuz.

İkimizde siyasete gözümüzü Necmettin Erbakan’la açtık.

İkimizde Karadenizli olmanın verdiği asabi, mert ve delikanlı tavra sahibiz.

İkimizde çok iyi hatibiz, çünkü İmam-Hatipliyiz.

Çok ilginç.

İkimizde şeker hastasıyız.

Hayat bizi çok yordu ve yıprattı.

Muhtemelen ondan, ikimizde çevresine inanmanın çok acı bedellerini ödedi.

Abdüllatif Şener, ikimizin de müşterek arkadaşı.

Bu mel`un şimdi sureti haktan gözüküp, dava arkadaşına inanılmaz çamurlar atıyor.

Bu zatın kuyruk acısının nereden geldiğini, Ak Partili Milletvekilleri bilmez.

Ben çok iyi bilirim.

Şimdi gelelim Recep Tayyip Erdoğan-Cemaat kavgasına.

Yeni gelinin o "malum şeye" sarıldığı gibi.

Bir takım it sürüleri hep Tayyip Erdoğan`ın o sözünü kullanırlar.

"Ne istedilerde vermedik?"

Evet, Tayyip Erdoğan, bu sözü kullanmıştır.

Evet, cemaate istedikleri bir çok şeyi de vermiştir.

İnkar da etmiyor.

Cemaat ne istemiştir?

Tayyip Erdoğan ne vermiştir?

ŞİMDİ BAZI ŞEYLERİ DOĞRU YERLERE KOYALIM.

Eğer bizde zerre kadar adamlık ve vicdan var ise, doğru şeyler söyleyelim.

Ak Parti ne zaman iktidara geldi?

2002 yılında.

Tamam mı kardeşim?

Cemaat 2002 yılına gelmeden Devlette tüm kadrolaşmayı bitirmişti yahu.

4500 tane hakim ve savcı Devlete sızmış.

Cemaat, orduda işi bitirmiş.

Darbeye katılan Albay ve Tuğgeneraller çoğunlukta.

Bunların orduya girişi 30-35 senelik hikaye.

Özel yetkili mahkemelere gelebilmek için en az 20 yıllık mesleki tecrübe gerekir.

Emniyet müdürü olmak için en az 20-25 yıl gerek.

Ak Parti neredeydi o zamanlar?

Bu kavgalar başladığı 2007 yılında Ak Parti daha 5 yıllık iktidardı.

Fethullah cemaati devlete bu derecede kimin zamanında sızmış peki?

Süleyman Demirel`in zamanında, Turgut Özal`ın zamanında, Tansu Çiller`in zamanında Bülent Ecevit -Devlet Bahçeli -Mesut Yılmaz zamanında.

Bu siyasi muhteremler zamanında iş bitmiş.

Kamu kurumlarının sınav soruları çalınarak, onbinlerce elemanını Devletin kilit noktalarına yerleştirmişler.

Hatırlarım Bülent Ecevit, her uyarıldığında, şiddetle tepki gösterir, cemaate sahip çıkardı.

Pekiii;  Ak Parti ne yaptı?

Anlatayım.

2002 yılında Ak Parti iktidara geldi mi?

Geldi,

Ak Parti iktidara geldi de Milli Görüş kökenli vali yapacağın bir tane adam yok.

Kaymakam yapacağın bir tane adam yok.

Emniyet müdürü yapacağın bir tane adam yok.

Büyükelçi tayin edeceğin bir tane adam yok.

Yahu Dışişleri Bakanı yapacağın adam yok.

Birtek lisan biliyor diye, birazda hemşehrilik ilişkileri sayesinde Düzceli bir zır deliyi Tayyip Erdoğan Dışişleri Bakanı yapmak zorunda kaldı.

Silahlı Kuvvetler mi dedin?

Orada Milli Görüş kökenli Bırakın Generali, bir Başcavuş dahi yok.

Halada yok biliyor musunuz?

2002`de Ak Parti iktidara geldi, özellikle orduda rahatsızlık had safhada.

Hem Abdullah Gül`e,  hemde Tayyip Erdoğan`a hakaret ve aşağılama gırla.

Açıkça tehdit ediyorlar.

Askerin kafası fazla çalışmaz.

Asker, orduevinde zıbarıncaya kadar rakı içmeyi ilericilik sanır.

Yüzlerce muvazzaf yada emekli subay arkadaşım var.

Onları dinledikçe, ortaokulda ki öğrencilerimin onlardan daha bilinçli olduğunu görüyorum.

Hazin durum budur

Hepsi papağan gibi konuşur.

Bu hazin durum karşısında Recep Tayyip Erdoğan ne yaptı

Tıpkı kendisi gibi kendisiyle birlikte aynı camide beraber namaz kılan, beraberce secde eden insanlar Laikçilik ayağına, ona kallavi düşman olanların yerine tercih etti.

Eğer bu bir kusursa, bu kusuru işledi Tayyip Erdoğan.

Omuz omuza beraber secde ettiği insana güvenmekle hata! etti Recep Tayyip Erdoğan.

Eğer sizde hata etti diye düşünüyorsanız, evet bu hatayı yaptı o

O güne kadar cemaatin hiç böyle bir kalkışma hikayesi olmadı.

Buna aldandı belki.

Birinci yazımda anlattığım gibi.

Ticaret Odası seçimlerinde en güvendiğim arkadaşım, hançeri sırtıma sapladı.

O da hançeri oradan yedi.

Eğer Recep Tayyip Erdoğan suçlu ise, suçu budur.

Ötekileri değil de, niçin bunları tercih etti?

Bu soruyu sormak için Aptal oğlu Aptal olmak gerek.

Akıllı adam bu soruyu sormaz.

Hatırlayın 2007 yılını.

Ak Parti`ye Cumhurbaşkanı seçtirmemek için orduda ki alçakların, yargıda ki alçakların, siyasetteki alçakların yaptıklarını hatırlayın.

27 Nisan -e bildirisini hatırlayın.

Anayasa Mahkemesinin kapatma davasını hatırlayın.

Bu kadar alçağın arasından nasıl diri çıktı Tayyip Erdoğan?

Şaşırmamak elde değil.

Bir ülkeye bu kadar kollektif ihanet olur mu?

Yahu, bunların yerine bari alnı secdeye giden ötekileri tercih edelim dendi.

Ben Başbakan olsaydım, hiç tereddüt etmeden aynı hatayı yapardım.

Biz Müslümanların kaderidir ihanete uğramak, Tayyip Erdoğan`ın tercih etmediği öteki güruh, daha az alçak değildir.

Bu kalkışmada yine onlar başroldedir.

Hadise budur işte!

Bunları bilde, ne düşünürsen düşün!

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.