Dün AK Parti Hükümeti adına Başbakan Erdoğan tarafından açıklanan “Demokratikleşme Paketi” kapsamında pek çok madde yanı sıra 1932 yılında Millî Eğitim Bakanı görevine getirilen Reşit Galip’in girişimiyle Talim Terbiye Kurulu 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayı kararınca ilkokul çocuklarına söyletilen ve bazı değişikliklerle günümüze kadar devam eden “Andımız” isimli metnin artık okutulmaması yer alıyor.
Öncelikle söz konusu metnin mevcut versiyonunu hatırlayalım:
“Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türküm diyene!”
Metnin iki ana özelliği var. Birincisi; Türk etnik kimliğine dayalı bir insan profili kurguluyor. İkincisi; Bu profilin belli bir ideolojiye uygun olarak kavrulmasını öngörüyor. Buna göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ancak Türk olabilir ve de Kemalizm’e aidiyet beslemek zorundadır. Zorundadır çünkü “Andımız” zorunlu olarak okutulur.
Türk olmak mutluluk kaynağı mıdır? Kemalizm değerli bir ideoloji midir? Herkes kendince yanıtlama hakkına sahiptir. Kendince ve kendisi için. Bu iki soruya olumlu cevap vermek isteyen her vatandaş isterse günde 100 defa “Andımız”’ı okuyabilir. “Demokratikleşme Paketi” ile öngörülen değişiklik bu hakkı kimsenin elinden almıyor. Fakat kendilerini ilgilendiren sebeplerden dolayı bu metni okumak istemeyen şahıslar için dayatma niteliğini taşıyan okuma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.
Böyle bir inisiyatif referanduma sunulmalı mıydı?
Tabii ki hayır. Çünkü bir dayatmayı, yani bir temel hak ihlalini ortadan kaldırmak hiç bir zaman çoğunluk elde etme meselesi olmamalı.
Bunu anlamak zor değil, fakat hazmetmek zor olabilir. Pek çok tepkiye bakılırsa da öyle zaten. Bu durumda kendini “ötekinin” yerine koymak isabetli olabilir. Örneğin, “Andımız”’ın metni şöyle olsaydı:
“Kürdüm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem; küçüklerimi korumak,
büyüklerimi saymak,
yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atakürt!
Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, hiç durmadan yürüyeceğime and içerim.
Varlığım, Kürt varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Kürdüm diyene!”
Türk olarak bunun size zorla okutulmasına (haklı olarak) karşı çıkmaz mıydınız? Bu dayatmayı ortadan kaldırmamak için size sunulan sebepleri adaletsizliği meşrulaştırma teşebbüsü olarak görmez miydiniz?
Link: http://blog.saygin.eu/2013/10/01/andimizi-okuma-hakki-degil-zorunlulugu-kaldiriliyor/
Mehmet Alparslan SAYGIN
Hukukçu - Siyaset bilimci
blog.saygin.eu - @mehmetasaygin