RECEP ÇIRIK
Durağanlığın söz konusu olmadığı dünyamızda, biz öğretmenlerin bilgi ve iletişim çağında küçük akarsulardan büyük denizlere ve okyanuslara açılma zamanı gelmiştir. Gelişen bilim teknoloji ile her yıl öğrencilerime vereceğim derslerin konuları ve içeriği gelişmekte ve değişmektedir.
Bundan on – onbeş yıl öncesinde uzaktan sevebildiğimiz bilgisayarlar , iletişim araçları ile dünyanın bir ucundan diğer ucuna anında geç de olsa ulaşabilen bir kuşak olmaktan mutluyuz. Çağdaş uygarlığın gereksinimi olarak yaşamımızın bir parçası olmuştur. Artık bir dizüstü bilgisayarı, cep telefonu , ıpodlar,mp3 ler ile günübirlik yaşamaktayız.
Yirmibirinci yüzyıl hayatımıza çok kolaylıklar getirdi. Hele biz öğretmenlerin işi daha da kolaylaştı. Eskiden vatandaşların yolda, kahvede gündemle ilgili olarak yönelttiği soruların cevaplarını öğretmenlerimiz bilgisiz damgası vurulmasın diye 'emin değilim ama Belçika'nın nüfusu 10 milyonu aşar. ' diye cevap verirken , zamanımızda daha ayrıntılı bilgilere ulaşmak oldukça kolaylaştı.
Gerek Türkiye'de, gerek dünya genelinde öğretmenler kendi imkanları ölçüsünde kendilerini her gün yenilemek (download) bilgilerini tazelemek , bildiklerini aktarmak ve dünyanın değişik ülkelerindeki gruplarla anında ya da kısa sürede paylaşma ve tartışmaları her gün daha da kolaylaşıyor. Eski zamanlara göre daha özgür bir tartışma ortamı var. Kimse 'Müdüre ayıp olmasın' demeden takma bir isimle (nick name) düşüncelerini paylaşabiliyor. Bu paylaşımlar ile ortaya çok verimli sonuçlar çıkıyor.
Dünyamızda insanların artık doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşamaları farklı kültürler ile birebir tanışma ve kaynaşmayı da sağlıyor. Kültür okyanusunda kendi dil ve kültürümüzü daha enginlere taşıyabilmede biz öğretmenlere büyük görevler düşmektedir. Artık şiş kebap, baklava edebiyatı yerini bilim ve teknoloji ile duyurulmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Lobicilik faaliyetleri, otellerin ve lokantaların şık salonlarından kokteyl kadehlerinden sanal ortamlarda kurulan tartışma gruplarına taşınmalıdır. Öğretmenler, öğrencilerine öğretmek eylemi yerine rehberlik ve danışmanlık (ombudsman) görevlerini yüklenmelidir.
Geçen yıl Belçika- Anvers'te yapılan Uluslararası Eğitim ve Kültür kongresi , bilişim ve iletişim sistemlerinin gelecek yıllarda daha da geliştirerek kullanılması ile akademik alanda Avrupa'da yaşayan eğitimcilerimiz ile Türkiye arasında yararlı çalışmalara imza atılmıştır. Bu kongrelerin ve sunulan bildirilerin eğitim ve kültürümüzde ileriki yıllarda olumlu yönde gelişme sağlayacağından dolayı girişimcileri ve emeği geçenleri kutlamak istiyorum.
Belçika'da öğrencilerimizin en büyük şansı onların birden fazla lisanı öğrenebilmesi ve yüksek öğrenim kurumlarının çoğunda sınavsız kayıt yaptırabilmeleridir.
Siz değerli okurlar katılırsınız veya katılmazsınız. Bunu bilemem ama, gelecekte teknoloji ve bilim dünyasında büyük buluşlara imza atacak gençlerimiz bu kuşakalrdan çıkacaktır. Sayısal ve ntelik olarak büyük bir potansiyelimiz var. Yeterki onları keşfetmeyi bilelim. Çağına damga vuran insanların illaki derslerinden yüz üzerinden doksandokuz lanlardan değil, bilim ve teknolojiye kafa yoranlardan çıktığını unutmayalım.
Her çocuk işlenmemiş bir elmas gibidir. Aile- okul ve öğretmenlerin başarılı çalışmaları ile pırıltılarını gördüğümüz bu çocuklara eğitimde en güzel olanakları sunmak bizim görevimizdir.
Öğrenci velilerine anlattığım bir örneklemeyi sizinle de paylaşayım.
Eğitim zorlu bir iştir. Sebze bahçesinde marul yetiştirmeye benzemez. Eğer elma yetiştirmek istiyorsanız, elmanın meyve vermesi için hem çok uğraşmanız, hem de uzun bir zamana gereksinim vardır. Hele bundan on yıl öncesinin bir bilgisayar yılı, kırk yıla eşitti. Şimdi bir bilgisayar yılı asıra eşittir. Belki de ikiyüzyıla eşittir.
Not:Bu yıl 24 kasım 2008 itibarıyla 'Öğretmenler Günü'nü mesleğimin 38. yılını sağlıklı ve faal bir öğretmen olarak kutlamanın mutluluğu içindeyim.
Bana bu mesleği bahşeden Yüce Mevla'ya, İlkokuldan – yüksek okula kadar bir harf dahi olsa öğreten tüm öğretmenlerime, parasız yatılı okuduğum için yüce devletime ve milletime ve Çağdaş uygarlık yolunda modern Türkiye'nin kurucusu Başöğretmenim Atatürk'e, beni okula gönderen biricik anneciğime, maddi manevi desteği olan akrabalarıma, derslerime katılan, okulunu bitiren , mesleğine yalan- dolan hile karıştırmadan çoğu bir meslek sahibi olan bütün öğrencilerime, çalışmalarıma destek olan Şerife Hanım'a, bilgisayar teknolojisinde yardımcı olan Erdinç Aydın, Önder Aykut ve Sevinç Aysun'a, beni mesleğimde başarılı olmam için –'Hadi Recep sen başarırsın' diyen Belçikalı ve Türk meslekdaşlarıma bu vesile ile teşekkür ediyorum.
Recep Cırık- Gent Belçika
recepcirik@hotmail.com
www.artsanat.azbuz.com