Haberin yayım tarihi
2009-12-22
Haberin bulunduğu kategoriler

Hac İzlenimleri...

İslâm Dininin şartlarından birisi de hac ibadetidir.
       
Maddi imkanı, sağlık durumu elveren müslüman, kendisini Mekke'ye götürecek yol güvenliğini de bulunca ömründe bir kez olsun hac görevini yapmakla yükümlüdür. Bu imânları taşıyan kimseye hac farzdır.

Bir müslümana:
         
Namaz kılmak 
0ruç tutmak 
Zekat vermek nasıl farz ise hac da öyledir.
        
Şüphesiz her ibadetin kendine özgü bir takım şartları, güzellikleri ve özellikleri vardır. 
        
Hac ibadetinin de oldukça dikkat çeken, etkileyici  yönleri bulunmaktadır.
        
Etkileyici dedim çünkü onca zorluklara rağmen bu ibadeti yerine getirenler daha sonraki yıllarda, tekrar tekrar gitmeyi arzu etmektedirler.
        
Haccın bu etkileyiciliği nereden gelmektedir?
        
Harem-i şerife ayak atar atmaz ruhları derinden saran manevi atmosfer hemen kendini göstermektedir. Burası bir müslümanın Allah'a en yakın olduğu an ve mekandır.

Etkilenmemek elde değil.
       
Kabe-i Muazzama'yı görüp, Ona doyasıya bakmak insanın ömrüne ömür katmaktadır.
       
Ona bakıp bakıp göz yaşı dökenler, saatlerce bıkmadan, usanmadan dahası gözlerini Ondan hiç ayırmadan doyasıya bakanlar dikatlerden hiç kaçmamaktadır. Kabe'ye bakmak başlı başına sevap kazandırmaktadır.
      
Renkleri, fiziki yapıları, dilleri farklı olan  milyonlarca insanın sizinle birlikte, birbirlerini incitmeden Beytullah'ı tavaf etmeleri ne güzel bir görüntü. Etkilenmemek elde değil..
        
Tavaf esnasında dünyanın dört bir yanından beytullah'a gelen inançlı insanlar birlikte ibadet etmenin tadını, birarada olmanın güzelliğini, birbirleriyle kaynaşmanın, tanışıp-görüşmenin sevabını hissetmektedirler.
       
Tavaf, insanı olgunlaştırmakta, daha sabırlı olmayı, kimseyi rahatsız etmeden ibadet etmeyi öğretmektedir. Oysa o kalabalıkta rahatsızlık vermeden tavaf yapabilmek ne mümükün?
       
Evet kendinizi başkalarına eziyet vermemek için zorlamalısınız. Size sataşanlar, koltuk vuranlar, sizi sıkıştıranlar olabilir. Hiç kimse bunları kasıtlı yapmamaktadır. Ancak siz buna karşılık vermemeyi bilmeli ve öğrenmelisiniz. Bunları orada ister istemez öğreniyorsunuz.
       
Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
       
"Tavaf yaparken eziyet etmeki, sen de eziyet görmeyesin".
       
Eğer başkasına sıkıntı verirseniz, kesinlikle sıkıntıya uğruyorsunuz. Böyle bir yer orası. Hep iyi düşüneceksiniz. Tavır ve tutumunuz sürekli iyi olacak. Ve öyle de olmakta. Tavaf eden herkes son derece dikkatli, sabırlı ve sanki yıllarca güzel ahlâk eğitiminden geçmiş gibi anlayışlı. Hoşgörülü.
       
Kimi hacılar saatlerinin büyük bir bölümünü sürekli tavaf yapmakla geçirmektedirler. Hemen hemen bütün hacılar tavaf ibadetinden aldıkları güzellikleri, hayatın diğer alanlarına yansıtmaktadırlar. Otobüslere binerken, asansör beklerken, yemek sırasında, alışverişlerinde ve günlük ilişkilerinde bunu görmek mümkündür. 
       
Tavafın insana tertipli, düzenli, hoşgörülü  olmayı öğrettiğini gördük. 
       
Kâbe'de ve Medine'de bulunan Mescid-i Nebev'i'de kılınan her namaz diğer yerlerde kılınan namazlardan sevap yönüyle kat kat  fazladır. Hacca gidenler bu bilinçle zamanlarının hemen hemen tamamını buralarda değerlendirmektedirler.
       
Daha önceleri zemzem suyunun bulunduğu alan, şimdilerde tavaf alanına eklenmiş olan kısmın altındaydı. Oraya inilirdi. Şimdi biraz yukarıya iki taraflı çeşmelerden akıtmak suretiyle daha kullanımlı hale getirmişler.
       
Herkesin dikkatini çeken ve olumsuzluğu dillerden düşmeyen Kâbe'nin çok yakınında bulunan ve Beytullah'a tepeden bakan o devasa ve çirkin oteller insanı oldukça rahatsız etmektedir. Her halde Kâbe'yi de rahatsız ediyordur.
      
Bu dev towırlarda kalan hacılar da Kâbe'ye tepeden bakıyorlar ve bununla da övünüyorlarsa, doğrusu bu olacak şey değil.
      
Harem-i şerifin diğer yanında bulunan önceki büyük oteller yıkılmış, yerine daha büyüklerini yapmak üzere yeni alanlar oluşturulmuş. İnşallah yeni yapılacak olanlar Beytullah'ı rahatsız edecek şekilde yapılmazlar.         
      
Safa ve merve tepeleri arasında yapılan sa'y alanının genişletilmesi ve ilâvelerle büyültülmesi güzel bir çalışma olmuş. Oldukça ferahlık getirmiş.
       
Hacılarımız bir taraftan ibadetlerini bu mubarek yerde büyük bir hazla ifa ederken, dğer yandan ayak basmadıkları yer bırakmamak üzere ziyaretlerini gerçekleştirmektedirler. Peygamber Efendimizin ayak bastığı her yere gitmektedirler.
         
En yaşlıları bile yakınlarıyla konuştukları telefonda:
        
"Ya ben orda yerimden kalkamıyordum, burada sabahtan akşama kadar yürüyorum, yorulmuyorum. Bu ne iştir? Çok iyiyim" ifadeleri halâ beynimizde saklıdır.
       
Belçika Din Hizmetleri Müşavirimizin otel otel dolaşıp, odalarında kalan hacı adaylarına tek tek hal hatır sorması, sıkıntılarının olup olmadığını tespit ederek anında çözümlemeye gitmesi ve bilgilendirme toplantıları düzenlemesi çok memnuniyet uyandırmıştır. Unutulmaz bir izlenim bırakmıştır.
         
Arefe günü vakfeye durmak için ne kadar  hacı adayı varsa hepsinin aynı beyaz ihrama sarınarak Arafatta toplanmaları bütün insanların sanki barış içerisinde yaşamaları gerektiğini anlatmaktadır. Beyaz barışın, sevginin simgesidir.
        
İnsan ölünce kefen denilen dikişsiz birkaç beyaz beze sarılır. Hacca giden kimsenin de giydiği beyaz ihram, insanın kıyamet günü Allahın huzuruna böyle yalın bir şekilde çıkılacağını ifade etmektedir. Orada hiç bir mal, mülk, makam ve güç sökmeyecektir.
       
Arafatta herkesin tek tip iki bez içinde bulunması (O anda kimsenin üzerinde başka hiçbir giysi yok) insanların birbirine hiçbir üstünlüğünün olmadığını yalnızca takvalı olmanın insana üstünlük getireceğini, bunu iyi düşünüp, ona göre tedbirli yaşamayı bildirmektedir.                       
        
Daha önceki yıllarda ölüm olaylarının yaşandığı şeytan taşlama mahalli gayet düzenli hale getirilmiş. Taşlama son derece rahat ve endişesiz yapılmaktadır. 
        
Medine'de bulunan Mescid-i Nebî'nin ferah duruşu dikkat çekmektedir. Binalarla sıkıştırılmamış. Oteller ne çok yüksek ne de çok yakın. Ravzay-ı Mutaharra'yı rahatsız etmiyor gibi. İbadet ihtiyacını karşılamak için geniş bir alan var. Dışarda namaz kılanlar güneş altında kalmasınlar diye açılıp kapanan büyük şemsiyelerle korunmaktadırlar.
        
Medine'nin manevi havası ve ılgıt ılgıt esen hafif rüzgarı sanki Rasûlüllah'ın kokusunu taşımaktadır.
        
Allah Rasûlü'nün, O'nun yanı başında yatan Hz.Ebû Bekir'in ve Hz.Ömer'in kabrini ziyaret ederken okunan binlerce selât ü selam ile duyulan manevi haz ve heyecan anlatılacak gibi değil. 
        
"Kabrim ile mimberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir" buyuran Hz.Peygamber'in mubarek sözünü duyan ve okuyan herkes orada iki rekat namaz kılmak için adeta birbirleriyle yarışmaktadırlar. Mutlulukları gözlerinden okunmaktadır.
       
Kabe-i muazzama ve Ravza-i mutahhara'dan ayrılmak hacılar için hiçte kolay değildi. İnci taneleri gibi yanaklardan aşağı dökülen hüzünlü gözyaşları bu mubarek yerlere doyulamayacağını gösteriyordu.
       
2009 yılı hac dönemi böyle özlü izlenimlerle geride kaldı.

Bekir Demir
Houthalen Camii Din Gğrevlisi

Son Haberler

Hits: [srs_total_pageViews] Visitors: [srs_total_visitors]
Copyright © GUNDEM.be
Site içeriği ve dizaynın tüm hakları GÜNDEM.be websitesine aittir.
Kopyalamak ve izinsiz kullanmak kesinlikle yasaktır.