Fert ve toplumlar sahip oldukları değerleriyle tanınır ve bilinirler. Sınırlı ölçüde de olsa kendine ait hiç bir değerin sahibi olmayanlar yahut sahip oldukları üstün değerlerin önemini bilmeyenler ve onları korumayanlar zamanla unutulup giderler. Bu fertler için de toplumlar için de böyledir.
Fert ve toplumlar tarihiyle, tarihi eser ve şahsiyetleriyle, kültürüyle, gelenek ve görenekleriyle daha kabul görür. Toplum içinde daha çabuk tanınır. İleri devletler arasında daha etkin olarak yerini alır.
Her toplumun kendine özgü değerleri oduğu gibi Türk toplumu olarak bizlerin de çok önemli değerlerimiz vardır.
Bu değerlerin bize nasıl puan kazandırdığını günlük hayatımızda açıkça gözlemlemekteyiz. Özellikle yurt dışında bu daha net gözükmektedir. Sahip olduğu öz değerlerini koruyarak bulunduğu toplumda uyum içinde yaşayan fertler her zaman takdir görmekte, gelmiş oldukları kendi ülkelerinin değer ve saygınlığını da artırmaktadırlar. Kendi değerlerini önemseyen, onlarla iç içiçe olmaktan kıvanç duyan fert ve toplumlar başkaları tarafından da önemsenmektedir.
Sahip olduğumuz değerlere şöyle bir bakacak olursak bunlarla kıvanç duymamak mümkün mü?
Tarihi eserlerimiz ve şahsiyetlerimiz, kültürümüz, dini ve milli değerlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz, ülke güzelliğimiz başlı başına onur duyacağımız zenginliklerimizdir.
Türkiye'nin neresinde olursa olsun Tarihi camiler, saraylar, müzeler, köprüler, hanlar, hamamlar ve benzeri yerler herkesin dikkatini çekmektedir. Buraları yabancıların gelip görmesi ve bunlardan övgüyle söz etmeleri doğrusu insana onur vermektedir.
Dünyaya adalet ve insanlık gibi yüksek değerler kazandırmış, becerisiyle çağ açıp çağ kapamış, yaptığı hizmet ve başarılarıyla, eşsiz eserleriyle, yapıtlarıyla, sazıyla-sözüyle, çalışkanlığıyla öncü olmuş sayısız kişilerimiz paha biçilmez değerlerimiz ve bizi ileriye taşıyan enerjilerimizdir.
Atalarımız bize mükemmel bir kültür mirası bırakmıştır. Bunlardan yalnızca kütüphanelerimiz bugün batılı araştırmacılar tarafından övgüyle söz edilen eşsiz yazma eserlerle doludur.
Turistlerin bakmaya doyamadığı tarihi eserlerimizde yer alan el sanatları, motifler, dekorasyon ve süslemeler bulunmaz değerlerimizdir. Bu ve benzeri diğer kültür hazinemizin varlığından dış dünyada övgüyle söz edilmesi bizleri ayakta tutan güç kaynağıdır.
Dost- düşman herkes tarafından ilgiyle izlenen ve kendisinden ilgiyle söz edilen dini ve milli değerlerimiz bizim en üst kimliğimizdir. Biz bunlarla varız, bunlarla ayakta kalırız. Çeşitli makamlarla gönüllerde hoş bir etki bırakarak okunan ezanlarımız, bizi sevgi ve hoşgörü ortamında toplayan, aynı safta bir araya getiren camilerimiz, bizleri birbirimize yaklaştıran bayramlarımız, yöresel etkinliklerimiz, canlı düğünlerimiz başlı başına bir zenginliktir.
Mehter takımımızın, marşlarımızın ve folklorumuzun gönüllerde bıraktığı izler kolay kolay silinmemektedir.
El dokuması halılarımız, sayısız nadide el sanatlarımız yerli yabancı herkes tarafından beğeniyle alınmaktadır. Bunları bir de hediye olarak verdinizde nasıl da sevinmektedirler.
Türk mutfağından her yerde övgüyle söz edilmektedir. Türk lokumunun, baklavasının, döner ve kebabının gitmediği ülke kalmamıştır.
Avrupalılar, Türkleri, Osmanlı'ının torunları geliyor diye davul zurnayla karşıladı. "Çalışkan, ahlaklı, dürüst, temiz insanlar geliyor. Bunlarla çalışmaktan, birlikte olmaktan ne kadar onurluyuz" dediler. Bu insan için ne büyük bir değerdir.
Ülkemiz, görkemli dağlarıyla, gizemli mağaralarıyla, engin denizleriyle, göz kamaştıran ovalarıyla, kıvrıla kıvrıla akıp giden ırmaklarıyla, süslü ormanlarıyla, göz kamaştıran şelaleleleriyle, güneşiyle bulunmaz bir ülkedir.
Ülkeler kendi değerleriyle vardır.
Ülkelere kimlik kazandıran, onları ayakta tutan değerlerden biri de o ülkenin milli marşıdır. Her ülkenin kendine özgü bir milli marşı vardır.
Bizim kendi milli marşımız apayrı bir öneme sahiptir. Milli marşımız asırlardır hür yaşamış milletimizin her zaman hür yaşayacağını ve bağımsızlığını yansıtır.
Toplumumuzun inançlı, çalışkan, vatanını ve biribirini seven, tek dişli canavara dönüşmüş olan medeniyet karşısında kendini kaybetmeden değerlerinin kıymetini bilen bir toplum olduğunu hatırlatır. Böyle kalmak da gerekir.
İçinde bulunduğumuz Mart ayı İstiklal Marşımızın kabul edildiği aydır.. Marşımız ve yazarı Mehmet Akif Ersoy bulunmaz değerlerimizdendir.
Bunları onurla taşıyalım. Bu değerlerin kıymetini iyi bilelim..
Bekir DEMİR
Houthalen Camii Din Görevlisi