Brüksel Bozar’da gerçeklesen uluslararası film festivalinde İlyas Salman’ın ‘’Lal Gecesi’’ filmi çok düşündürücüydü.
Ülkemizin kanayan yarası olan filmden alınacak çok ders vardı elbet.
Töre denilir, adet denilir, çocuk yaşında kızlarımız okutulması gereken yerde dedesi yaşında erkekle evlendirilir. Pardon satılır.
Gelinlikle girdiğin evden ancak kefenle çıkarsın denilir. Yarının çocuklarını yetiştirmesi beklenen kızlar henüz kendileri çocukken Anne’lik rolünü üstlenirler.
Kadının söz hakkı olmadan bu kuralları kimler koyar? Kadının söz hakkı olmayan dünyada adaletten söz edebilir miyiz?
Eğitim önce evde başlar. Onun için kız çocuklarının okutulması çok önemli. Annenin rolü, çocuklarını doyurmakla, temiz kıyafetler giydirmekle bitmiyor.
Çocukların beyinleri de gıda ister, o da eğitimdir. Çocukların minicik yaşta Annelerine, büyüklerine sorduğu sorulara doğru cevaplar vererek onları eğitmeli, doğru ve yanlışı öğretmeliyiz.
‘’Ağaç yaş iken eğilir’’ atasözü ise bu durumu çok iyi ifade eder. Onun için Annelerin rolü çok önemlidir. Ve her şeyden önce kızların eğitimleri çok önemlidir.
Bu bağlamda bir anekdotu değerli okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Türkiye’de yaşadığım bölgede toplu taşımanın bizim siteye gelmediğinden, sitemizde imza kampanyası düzenlediğimde, doğu bölgelerinden gelmiş birçok genç Annenin hala okuma yazması olmadığını gördüm. Bu durumu kabullenmeyip sitemizde emekli bir ablamızdan rica ederek onlara okuma yazma kursu düzenlemesini sağlamıştım. Site yönetiminden de bir yer ayarladık. Onların sınıftaki coşkularını görmek çok güzel ve duyguluydu.
Hem bebeğini emzirip hem dersine bakması ayrı bir güzellikti. Sanki onlar çocuk yıllarına yeni başlamış gibiydiler.
Aslında insanlarımızın, özellikle kadınlarımızın genç kızlarımızın bilinçlenmesinde hepimize büyük görevler düşüyor. Çevremize karşı daha duyarlı olmalıyız. Görmezlikten gelmemeli ve çevremizde olan yardıma muhtaç insanlara faydalı olmaya çalışmalıyız.
Bilgi aktarılmadıktan sonra ne işe yarar ki? Toplumumuzun okuma alışkanlığı yok diye hayıflanacağımıza onları önce okuma yazmaya daha sonra okumaya teşvik edelim.
Okuyan sorgulayan toplumlar daima ilerler, bunu asla unutmayalım.
Nebahat Acar
Brüksel Ulaştırma Bakanı Danışmanı