Nerkiz Şahin
Tatil dönemi başladı malum, herkes bir yerlerde yılın yorgunluğunu atmaya çalışmakta. Ben de kendimi bir an Eskişehir’de dolaşırken Mevsim tur'un ofisinde buldum.
Eleman kızın üç veya dört günlük turlar hakkında bilgi vermeye başladığında daha önce ismini hiç duymadığım Adrasan’ı seçtim. Hatta ismi hatırlamadım ama ilk söylediğin yer olsun dedim.
Adrasan, ya da eski adıyla Çavuşköy, Antalya'nın Kumluca ilçesine bağlı şirin bir yermiş. O an Antalya’ya bağlı olduğunu da ya ben anlamadım ya da konu olmadı hatırlamıyorum.
Daha sonra kızımın nereye gidiyorsun sorusuna cevap bulamayınca internette araştırdığımda öğrendim özelliklerini. Son yıllarda yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bir yermiş Adrasan. Suluada, Gelidonya Feneri, Ceneviz Koyu ve Musa Dağı gibi doğal zenginlikleriyle dikkat çektiğini okudum. Sakin bir sahile sahip olduğunu, berrak denizi olup, bozulmamış yapıya sahip bir yer olarak tanıtmışlardı sitede. Okuyunca iyice merak etmiştim doğrusu.
Adrasan Koyu, günümüzde Likya Yürüyüş Yolu olarak bilinen güzergah üzerinde yer aldığını da okumuştum.
''Ana Tanrıça Ülkesi'' diye de biliniyormuş Adrasan.
Gecenin geç saatlerinde tur Eskişehir Es-park önünde bir araca binmekle başladı. İlk saatlerde etrafa bakınarak vakit geçse de sonraki saatlerde yolculuk ağır gelmeye başladı ve kendime kızmadım değil. Ne işin vardı, otursaydın oturduğun yerde, sana ne ana tanrıçanın yerinden gibi ifadelerle uykusuzluğumun öfkesini kendimden çıkarıyordum.
Uyur uyanır hallerin ardında sabah saat sekiz sularında otelimize gelince derin bir nefes aldım ve daha önce ismini duyup ama hiç gitmediğim Olympos’ta soluğu aldık.
Geçmişin kalıntıları arasında yürürken antik kentin büyüsüne kapılmamak elde değildi. Her adımla uykusuzluk geride kalıp, denize girince 'yok böyle bir dünya' deyip suyun keyfine varmak anlatılmaz yaşanırdı. Ne iyi ettim de geldim aldı daha önceki düşüncelerin yerini. Koy'dan koy'a uzanan tekne turlarıyla her an büyüleneceğimi hiç aklımın ucuna bile getirmemiştim gelirken. Bugüne kadar çok koy gördük, çok deniz gördük, bu da aynısıdır diyor insan.
Bozulmamış doğası bir ayrı, tertemiz suyu bir ayrı keyif verirken, aman bozulmasın burası diğer tatil köyleri gibi desem de içimden, gidip görülesi yerlerin arasında ilk sıralara geliyordu.
Gidin, görün ama temiz tutun diyesi geliyor insanın içinden aynı zamanda.
Kendimi çok şanslı hissediyorum. Hem turumuz hem de turcular, yani yol arkadaşlarımdan çok memnun kaldım. Bir aile gibi olduk üç dört gün içinde. Rehberimiz Umut ise ismi gibi umut dolu bir gençti ve memlekette böyle gençler varsa sırtımız yere gelmez dedirtti.
Tekrar mı?
Evet kesinlikle tekrar gelirim...