Zeki Yalçın
31 ocak Anvers'de , tarihi bir binada (= red star müzesi) Bindus dernekler birliğinin kitap tanıtımına katıldık dostlarla beraber..
Son zamanlarda gördüğüm en donanımlı, doyurucu bir programdı.
Kitabı yazan Hümeyra hanım, hazırlanmasında emeği geçenler, hepsi birlikte güzel bir çalışma yapmışlar, tebrikler.
Bu dernekte, rahmetli Sedat Kaya 'dan kalan "takım liderliği " ruhunun hala devam ediyor olması dikkatimi çekti.
Herkes başkan, herkes yardımcı, herkes canla başla çalışıyor, tribünlere oynama hevesi yok...
Ne güzel değil mi?
Program arasındaki, dört kaliteli konuşmacının, yorumlarını hayranlıkla izledim.
Afrikalı, Moğolistanlı, Türk, Pakistanlı ve Belçikalı eski kültür bakanı, hepsi bam telinden vurdular!
Hele hele, ailesi Kafkaslardan seneler önce Türkiye'ye kaçarak canını kurtarmış ve daha sonraları Belçika'ya iş gücü olarak legal yollardan gelen bir ailenin, 3. Nesil evladı genç bir kızımızın yorumları, konuşması, konuya hâkim olması, çook umut verici, gurur vericiydi.
T.C. devletini temsilen devlet baba büyükelçimiz İsmail Sefa bey de meseleyi sahiplenerek damgasını vurdu.
Şöyle Kelleyi iki elimizin içine alıp bir düşünsek;
Kimlik bunalımı, (identitetit krisis)
Farklılık (diversitetit)
Kabullenme (accepteren) ..
Yani bu konular dünde vardı, bugün de var, yarın da olacak değil mi?
Zaten Belçikalı moderatörde, topu buralarda gezdirdi.!
Program sonrası ayaküstü sohbet ederken dedim ki kendisine, sen ve ben, bu salonda bulunan 72.5 millet, hepsi Hz. Adem ve Hz Havva'nın torunları değilmi ki ?!
Epeyce kahkaha attı ..doğru büyük bir aileyiz dedi..
Ah insanlık ah!
Kendimizi de, çevremizi de mahvetmesek, insan gibi yaşasak, nimetleri de, dertlerde eşitçe paylaşsak olmaz mı acaba?