Geçen hafta Anvers'te Büyükelçimizin yılbaşı resepsiyonundaydık . 
Devlet baba az ve öz  konuştu. 
Bam teline bastı sürekli, dınnn etti ; 
Ana dilde eğitim dedi , 
İçimiz de cızzz etti. 
********
Heusden-Zolder'de görevli öğretmenimize sormuştum bir ara, 
Türkçe dersi takip eden kaç öğrenciniz var diye ? 
Heusden ve Beringen civarı 84 öğrencisi varmış. 
Evet 84 öğrenci !! 
Tahminen 16.000 Turk'un yaşadığı bölgede 84 öğrenci. 
Buyrun cenaze namazına : 
Nasıl bilirdiniz Türk dilini ? 
İyi bilirdik hocam. 
Allah rahmet etsin, gömün gitsin ! 
********
Belçika'nın diğer bölgelerinde yaşayan  anne babalar...; 
Çocukların Türkçe okuluyla ilgilenmiyorsunuz , 
Bari oradaki cenaze namazlarını kılıverin, bu tarafı biz hallederiz. 
Çocuklara Nasrettin hoca'nın fıkrasını anlatın, 
Gülmüyorlar veya gülemiyorlar . 
Neden ? 
Çünkü 200 kelime Türkçe ile konuşuyorlar ! 
Ana dilimizi yuttuk, küçük dilimizle idre ediyoruz, yani,
Bu civarda nüfus tahminen 16.000 demiştik; 
Asagi yukari 4000 aile yapar , 
2000 'ni  anne baba olsun , geri kaldi  12.000 cocuk. 
Hadi büyüyenleri falan çıkartalim...6000 kalsın. 
Diyelim hata yaptık, çıkartalım biraz daha kalsın 3000. 
Canınız isterse biraz da siz çıkartın 1000 olsun bari. 
1000 - 81 =919  çocuk nerede ? 
Anne, babalar siz nerdesiniz ? 
Duymuyorlar değil mi ? 
********
Peki çare ne ? 
Bana kalsa iki yol var ; 
1. yol zorlama. 
2. yol özendirme. 
Başka yollar varsa siz söyleyin , 
Yoksa buyrun cenaze namazına.... 
Kalın sağlıcakla, iyi ki varsınız.. 

